Banttan canlı

Dünya düz. Atmosfer neden uçmuyor bilmiyorum.

Tüm dünya bizi kıskanıyor, çekemiyor. Rejim değiştirdik şimdi herkes titriyor. İçişleri bakanımız en süper insan. Herkesi titretti. Kuyruklarını alıp çıldırıyorlar.

Dünyayı melekler taşıyor abi. Melekler de kenardan itip döndürüyorlar.

Bikini tesettürün başlangıcı. Ben değil sizin yıllarca laf etmediğiniz adam diyor.

“İngiliz derin gizli devletinin oyunu bunlar”…

Faiz lobisi Dolar’ı yükseltiyor. Bizim paramız değer kaybetmiyor, Dolar değer kazanıyor.

2+2 her zaman 4 etmez. Bilim nedir ya? Önemli olan inanmak. İnanırsan her şey olur.

Yol yapıldı. Parası Avro, Dolar üzeri ama yolumuz yoktu bundan önce. Şimdi yolumuz var ama yine bizim değil. Olsun, adam gibi adam geldi. İradeyi adamlaştırdı. Tek bayrak, tek devlet, tek fikir, tek sevgi, tek ses.

Benim yazacak bir fikrim yok abi. Herşey zaten bir dudakla diğeri arasında.

Ülkemiz her şeyini kendi üretiyor. Meyvemiz, sebzemiz, tahılımız, karpuzumuz, domatesimiz, soğanımız, patatesimiz. Hepsi bizden sorulur. Badem yağı tüylere iyi gelir.

Yollarımızın kenarlarını milyarlarca ağaçla yeşillendirdik. Ülkemiz bundan sonra çok daha yeşil olacak. Toprak kayması, seller filan hep dış güçler. Bak Niyork metrosu da sular altında. Çok da güzel estetik, harika ya, bakmaya doyamıyorum. Sevmeyen gitsin kendini köprüden atsın.

Tren kazaları dünyanın her yerinde oluyor. Bakımlı bakımsız neden devleti böyle şeylerle yıpratmak isteniyor? Çünkü iktidarı devirmek istiyorlar bunlar. Oysa ki iktidar böyle sopa gibi yıllarca durur vatandaşının tepesinde. Gölgesinde çay içirtir. Ayran var, içer misin?

Ülkemiz bir şey üretmiyor diyenlere gelsin. Ya biz zaten bir arabadan o arabayı üretenden daha fazla para kazanıyoruz. Vergi olarak. Neden üretelim.

Ha üretiyoruz. Yerli ve milli bir sürü şeyimiz var. Savunma sanayimiz iyi. Helikopterimiz Atak, tankımız Leopar… Bunun yanı sıra çok yakında temiz kömüre geçiyoruz enerjide.

Bakanlarımızla nefis bir kabine oldu. Bakan yardımcıları zaten akraba kontenjanından liyakatla geldiler. Benim kuzen senin bakanlığa, senin kuzen benim bakanlığa. Bakan bakana birbirimize bakarız artık.

Her zaman söyledim, yine de söylerim: Biz ne aldatanız, ne de aldananız... Hata yapmak bize özgü değildir. Hatamız olmaz. olsa da kabul olmaz. Bakınız 18. yüzyılda İngiltere’de de böyle şeyler olmuş…

Seni hiç aldatmadım, aldatmayı hiç sevmez. Arada kandırıks oluyor o kadar kandırıks kadı kızında da olur. Bunlar gün gelir kaşımızın üzerinde gözümüz var diye de farklılıklarımızla alay geçer. Herkesi kucaklıyoruz. Sıkı sıkı kucaklıyoruz, kimse kaçamaz kuciden.

Yolsuzluk yok, bizde sorun yok ya bu ülkede. Yolumuzu yaptık zaten. Bir olmalıyız, diri olmalıyız, sanki balık satıyoruz. Akıllı olmalıyız diyeceğim ama gerek yok o kadar. İnsanın istediği kadar aklı olsun, kalbi yoksa o akıl hiçbir işe yaramaz.

Sevmiyorsanız da saygı gösterin. Hakaretlerle makaretlerle, ya yıllar önce davası kapanmış davalarla, karikatürlerle bu ülkeye neden hakaret ediyorsunuz? Al sana cezası. Cızzzz.

Milletin vekili olmuşsun hakaret ediyorsun. Sana kim hakar-et diyor. Otur oturduğun yerde zaten hiçbir fonksiyonun yok, bari ortalığı karıştırma.

Akıl arama, mantık arama, sadece inan yeter. Neye inandığın önemli değil. Bak gördük, tüm sömürücülerin elleri etekleri öpücük izi oldu. Gün geldi şakşakladılar, gün geldi para bastırdılar, şimdi pasta paylaşılamayınca nasıl da kavgalı oldular, utanmaları olsa istifa ederlerdi o derece. Neyse ki devamlılık şarttır, o gider bu gelir. Onu şakşaklarken, ötekine hakaret yağdırırken birden rüzgar döner bakan olursun. Dün yokuş aşağı saydırdığını bugün onaylarsın. Nasıl olsa ahlakmış, etikmiş, liyakatmış, bunlardan cacık olmaz. Bunca yıl gördük de ne oldu? Artık böyle ya sev, ya terket.

Biz butik ülke değiliz. Sanatçısından, topçusuna hepsi bir yere bakıyor, bir kalpte buluşuyor, sen bunu anlamıyorsan o da senin ayıbın.