Depremin üzerinden 18 gün geçti. Bir tarafta kaybettiklerimizin acılarını yaşarken diğer tarafta hayatta kalanların sorunlarına çözüm üretmekte yetersiz kalındığını üzülerek izliyoruz. Deprem bölgesinde kalanların çadır veya konteyner ihtiyaçlarının hala karşılanamadığını biliyoruz. Bir biçimde başını sokacak yer bulamayan çok sayıda yurttaşımız olduğunu görüyoruz. Sadece deprem bölgesinde kalanların değil, yurt bildikleri toprakları terk etmek zorunda kalanların karşılaştıkları sorunlar da çok büyük. En büyük sorun barınacak yer bulma konusunda yaşanıyor.

Depremle birlikte komşu illere ya da daha uzak bölgelere göç eden on binlerce aile var. Gittikleri yerde yeni bir hayat kurmaya çalışıyorlar çünkü hemen hiçbirinin geri dönecek bir düzeni kalmadı. Evleri, işyerleri yerle bir. Nereye ve nasıl dönecekler?


Hemen her şeylerini kaybetmiş, sadece üzerlerindeki kıyafetlerle yollara düşmüş insanlar yeni bir düzen kurma telaşında. Ama nasıl kuracaklar? Çoğunun zaten birikimi yok. Sahip olduklarını da depremde kaybetmişler. Kıt kaynaklar ile gittikleri yerlerde nasıl bir hayat kuracaklar? İşe nereden başlamaları lazım? Önce bir ev tutacaklar, sonra o evin içinde yaşarken ihtiyaç duyacakları tüm eşyayı satın alacaklar. Hem de bunu çok kısa sürede yapmak zorundalar.

İlk sorunla kiralık ev bulma konusunda karşılaşıyorlar. Mesela Ankara’da kiralar deprem öncesine göre iki hatta üç katına kadar artmış durumda. Aktif olarak araştırdığım için biliyorum. Emlak sitelerinde aynı konutlar için talep edilen kiraların hemen her gün arttığını bile görebiliyoruz. Kiralar öyle hızla artıyor ki ilanları güncelleyen ev sahipleri kira rakamını değiştirirken depozito rakamını değiştirmeyi unutuyor. Depozito genel uygulamalara göre bir ya da birkaç aylık kiraya denk gelen bir tutar kadar olur. Oysa ilanlarda duyurulan depozitoların aylık kira tutarının üçte biri kadar olduğunu bile görmek mümkün. Bu bile bize kiraların nasıl hızla artırıldığını gösteriyor.

Fakat şunu da ifade etmek isterim. Sınırlı sayıda olsa da depremzedelere, konutlarını bedelsiz olarak teklif eden ya da düşük kira olmak üzere her türlü kolaylığı sağlayan ev sahipleri ile de karşılaşmak mümkün. Mevcut durumu bir fırsat olarak görmeyen, dayanışmanın önemini bilen bu insanların varlığını bilmek çok sevindirici.

Peki, genele yayılan yüksek kiralar nasıl ödenecek? Zaten birikimleri olmayan ve her şeylerini kaybetmiş olan insanlar parayı nereden bulacaklar?

Barınma sorununa kalıcı çözüm

Uzun süredir bu ülkede konut sahibi olma hayali bile kurulamıyor. Konut fiyatları astronomik oranlarda artarken gelirler buna paralel artmadığı için pek çok yurttaşımızın ev sahibi olma umudu kalmamıştır. Bu durum normal değildir. Kamusal müdahaleyi gerektirir.

Türkiye’de uygun maliyetle barınma sorununa kökten bir çözüm bulmak gerekiyor. Bunun için yeni konut yapımından vergilendirmeye, birden çok konut sahipliğinden, boş konutlara yönelik işlemlere varıncaya kadar pek çok tedbirin birlikte düşünülmesi ve alınması gerekir.

Öncelikle, konut olan gayrimenkullerin bireylerin yatırım alternatifi olmaktan çıkaran ekonomik programlar uygulanmalıdır. Öyle faizi indir, kuru baskıla, mevduat faizini sınırla, borsayı birkaç “oyuncunun” insafına bırak gibi işlere son vermek gerekir. Aksi takdirde vatandaş ne konut sahibi olabilir ne de başını sokacak bir yer bulabilir.

Unutmayalım konut, barınmak içindir. Onlarca konuta sahip olmanın anlamının kalmaması gerekir. Bunu yapmak için rasyonel ekonomi politikalarını hayat geçirmenin ardından, oturduğu konutun dışında konut sahibi olan bireylerin ciddi şekilde vergilendirilmesi düşünülmelidir. Üstelik bu vergiler standart olarak, belediyelerin belirlediği rayiç bedeller üzerinden değil, piyasa şartlarına göre yapılacak değerlendirme raporları üzerinden ve üstelik artan oranlı olmalıdır. Sadece emlak vergisi düzenlemesi de yeterli değildir. Boş tutulan, kiraya verilmeyen konutlar üzerinden, o bölgenin ortalama kira oranlarına denk gelen tutarlarda vergi konulmasının düşünülmesi gerekir. Böyle bir vergilendirme boş konutların daha uygun bedellerle kiralanması sonucunu doğuracaktır. Bu tür önerileri çoğaltmak mümkün. Önemli olan çözüm bulma iradesine sahip olmaktır. Bir kez bu irade ortaya konulunca gerisi kolay gelir.