Barnsley… İngiltere’nin kuzeydoğusunda bölgenin iki önemli şehri Leeds ve Sheffield arasında, geçmişte kömür madenleri ve cam üretimiyle adını duyurmuş 91 bin nüfuslu eski bir kasaba. Zaman içinde kömür madenlerinin tarih olmasıyla işsizlik girdabına kapıldığını, günümüzde kasaba halkının yüzde 20’sinin devlet yardımıyla hayatlarını idame ettirebildiğini; konumuz her ne kadar futbol olsa da işsizliğin toplumların en büyük hastalığı olduğunu vurgulayalım. Konu yoksulluk olunca şairin dizelerini de hatırlamadan olmaz: “En çok kışın tanırım ben yoksulluğu, kasket altına giyilen yazlık ceketlerden ve zengin görünsün diye boyna dolanan atkılardan anlarım, derme çatma bacalardan ve is kokularının bulaştığı semtlerden, ateş yakılan pazarlarda donmuş mandalina kabuklarından, hâlâ soba borusu satan kasabalardan, çıra kokularından bilirim, kış yalnızca yoksullara gelir.”

Dönelim futbola, işte o kasabanın günümüzden 133 sene önce, 1887'de kurulmuş takımı Barnsley FC; nam-ı diğer 'Tykes'. Köklü tarihlerinde kazandıkları en önemli kupa 1911-12 sezonunda kazandıkları Federasyon Kupası. Onları anlatan yazılarda, Ada futbolunda 2. Lig’de en uzun zaman mücadele etmiş takım oldukları ama alt lig takımı olmalarına rağmen futbola önemli isimler kazandırdıkları yazılır. Sadece bir sezon boy gösterdiler elitlerin liginde. 1997 yazında, 99 senelik aradan sonra Premier Lig’e yükseldiklerinde sevinmişti sevdalıları. Ama uzun sürmedi saadetleri, bütçe olarak rakiplerin çok altında kalan kasabanın takımı 1997-98 sezonunda bir sezon misafir olabildiği ligden düştü. Ama kısa süre için de olsa mutlu olmuştu kasaba halkı, evlerinde 5-0 yenildikleri Arsenal maçı sırasında tribünlerden yükselen “Just like watching Barca” (Sanki Barça’yı seyrediyoruz) tezahüratı o güzel günlerin anısına. O sezon kalelerinde 6 gol gördükleri Chelsea maçında “7-6 kazanacağız!” tezahüratı da unutulmasın. Ama güzel zamanları da oldu elbet, 2008’de Federasyon Kupası 5. tur maçında Liverpool’u Anfield Stadında devirip sezonun sürprizini gerçekleştirdiler. Çeyrek finalde evlerinde Chelsea’yi yenerken maçın kahramanı o sezon golü rüyasında bile göremeyen Nijeryalı forvet olmuştu. Onu da hatırlayalım bu vesileyle. 1.91’lik Odejayi o maçtan önce takımla sahaya çıktığı 28 maçta gol bulamayınca taraflar arasında alay konusu olmuş. Chelsea maçına attığı gol kariyerinin golü olmuştur muhtemel. Takımda kaldığı 4 sezonda 72 maçta 4 golü var golcünün (!). Barnsley’den dem vurup 90’lı senelerin sonunda takımın formasını giymiş bahtsız orta saha oyuncusunu hatırlamamak olmaz. 1999'da evinde köpeğinin işediği zeminde kayarak dizinden sakatlanıp, geçirdiği operasyon sonrası uzun süre sahalardan uzak kalmıştı Darren Barnard. Ne diyelim, futbolun içinde böyle talihsiz sakatlıklar da var.

Şubat ayının ortasında, yağmurlu, kasvetli Londra gününde kasabanın takımı zirveye oynayan Fulham karşısında. 32 maçta kalesinde 58 gol gören, sadece 5 maçtan 3 puanla ayrılan Barnsley ligin dibine demir atmış konumda. Onlar adına zor deplasman, malum Fulham evinde oynadığı son 6 maçın 5'ini kazandı, golcüleri Aleksandar Mitrovic gol krallığı sıralamasının zirvesinde, evinde son 14 lig maçında 10 golü var 9 numaranın. 4-4-2 dizilişinde misafir takım, 28 kişilik kadrosunun toplam değeri 12.6 milyon sterlin, ligin en mütevazi kadrosu. Orta saha mücadelesi halinde geçen, isabetsiz paslardan, iki takımın da pozisyon üretemediği dakikalardan sonra ilk tehlikeli atağını 18. dakikada geliştiriyor Barnsley. Havanın kasvetinden mi, yorgunluktan mı bilinmez, Fulham isteksiz ilk bölümde. 23’te öne geçiyor rakip, Fulham kalecisi Rodak elinden kaçırdığı top sonrasında Brown’u düşürünce penaltıya neden oluyor, kaçırmıyor Woodrow. Öne geçtikten sonra tempoyu düşürmeye çalışıyorlar, sertleşiyor maç, 28 dakikada iki takımın da sarı kartı var. Mitrovic gibi etkili golcüye rağmen kanatları iyi kullanamıyor Fulham, solda Cavelioro, sağda Knockaert top kayıpları yapıyor. Topa yüzde 40 oranında sahip olduğu, rakip kaleyi 6 kez yokladığı devreyi önde kapatıyor kırmızılı Barnsley.

2. devreye rüzgârı arkasına alarak başlıyor Fulham, 45’te Mitrovic’in ceza sahasında dönerek vurduğu topu ayaklarıyla çıkarıyor Barnsley kalecisi Collins. Ev sahibinin golü beklenirken 50’de 2 farkı yakalıyor misafir takım, Fulham savunmasının arkasına atılan topu öne çıkan kaleci Rodak’ın yanından ağlara gönderiyor Brown. 53’te 2 değişiklik yaparak takımın ofansif gücünü artırıyor Fulham’ın hocası Parker, takımı o dakikaya kadar sezonun en kötü futbolunda. 65’te üçüncü değişikliği yapıyor ama istekli Barnsley iyi mücadele ediyor. Son bölümde Fulham baskıyı artırırken, rakibini az adamla yakaladığı anlarda pozisyonlar buluyor Barnsley. 78’de soldan ceza sahasına girip dar açıdan enfes bitiriyor Woodrow, takımı zor deplasmanda 3 farkı yakalıyor. Kalan dakikalarda başka gol olmayınca 18.517 taraftarın önünde 3 puanı kaparak kümede kalma savaşında umutlanıyor kasabanın takımı. Maçtan sonra hocaları Gerhard Struber, bu galibiyetle kümede kalma savaşında umutlandıklarını dile getiriyor.