Saray’ın gölgesi Feyzioğlu’nun kaybettiği TBB seçimleri, ülkedeki değişim rüzgârının bir yansıması oldu. İktidarın tüm çabaları sonuçsuz kaldı, direnen avukatlar kazandı. Şimdi moral üstünlüğü muhalefetin elinde.

Baro seçimi neyin habercisi?

Mehmet Emin Kurnaz

Türkiye Barolar Birliği (TBB) seçimleri yargıdan çok siyasal iklimde önemli bir kırılmaya işaret etti. 8 buçuk yıldır başkanlık görevini yürüten hükümet yandaşı Metin Feyzioğlu kaybederken Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, 348 delegeden 182’sinin oyunu alarak TBB’nin yeni başkanı seçildi. Avukatlık yasasını değiştiren, yargıyı tahakkümünde tutmak isteyen, direnen avukatlara Ankara önlerinde müdahale eden hükümetin tüm çabaları sonuçsuz kaldı. Öte yandan ülkedeki değişim rüzgârının bir sonucu olarak da muhalefete moral üstünlüğü kazandırdı.

TBB seçimlerinin iktidar ve muhalefet için ne ifade ettiği maddelerle şöyle özetlenebilir:

1-AKP için çok kritikti: Hükümet, yargıyı kontrol etmek için baro engelini aşmak istedi. Feyzioğlu ile eli rahatlasa da baroları etkisiz hale getirmek hükümetin önceliği oldu. İktidar Meclis’teki çoğunluğunu kullanarak Feyzioğlu’nun koltukta kalması için TBB’nin delege yapısını ve seçim yöntemini değiştirdi. TBB seçimine 50 bine yakın üye sayısı olan İstanbul Barosu 13 delegeyle, 42 üyesi bulunan Bartın Barosu ise 4 delege ile katıldı. Buna rağmen başarı sağlanamadı.

2- Sandık başarısı direnişle geldi: Avukatlık Yasası’na karşı çıkan on binlerce avukat günlerce mücadele etti. Ülkenin dört bir yanından Ankara’ya yürüyüşler düzenlendi. Polis müdahalesine maruz kalan avukatlar geri adım atmadı. Sokaktaki mücadele turnusol işlevi gördü. Direnen, mücadele eden avukatlar birbiriyle aynı görüşlere sahip olmasalar bile ortak noktada buluştu. Aradan geçen bir yılı aşkın sürenin sonunda mücadele sandığa da yansıdı.

3- Yargı bağımsızlığı barikatı: TBB seçimlerinin en önemli sonuçlarından biri de hükümetin yargıya müdahalesine yönelik bir tepki olması. AYM ve AİHM kararlarının uygulanmadığı, hatta AYM’nin varlığının bile iktidar ortakları tarafından zaman zaman tartışmaya açıldığı atmosferde yargı yılı açılışları da Saray’da yapıldı. Yargıtay binası Diyanet İşleri Başkanı’nın dualarıyla açıldı. Ülkedeki onca hukuksuzluğa soruşturma açılmadı. TBB seçimleri, yargıya yönelik hükümet müdahalesine karşı da bir barikat oldu.

4- Moral üstünlüğü muhalefette: Ülkedeki ekonomik ve siyasal kriz tabanda fay hatlarını harekete geçirdi. Toplumda biriken öfke miting alanlarında, sokaklarda kendini göstermeye başladı. Alanlarda bir araya gelen büyük kitlelerin ağzından “Hükümet istifa” sloganları yankılanırken değişim talebi rüzgârın yönünü değiştirdi. Yeni başkan Erinç Sağkan’ın aleyhinde haberler yapılırken Gündoğdu marşıyla kutlama yapan avukatlara terör örgütü yaftası atılması AKP’nin hesaplaşma alanlarından biri olan TBB seçimlerinin iktidarda yarattığı hayal kırıklığının yansıması oldu. Muhalefete ise moral ve üstünlük kazandırdı. Ülke seçim atmosferine girerken Saray rejimi ve onun kontrolündeki yapılan yenileceği fikrini güçlendirdi.

***

Barolar hiç kimseye biat etmez

“Baro seçimlerini sadece baro başkanının değişimi olarak görmek kesinlikle mümkün değil” diyen Eski Mersin Baro Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, “Yargı tamamen tarafsızlığını ve işlevini yitirmiş durumda. Bu nedenle iktidar sessiz, kendi yaptıklarına onay veren, hukuksuzluklara ses çıkarmayan sessiz bir Barolar Birliği yönetimi istiyordu” ifadelerini kullandı. Ülkenin çağdaşlaşması ve bir hukuk devleti olması adına bu değişime ihtiyacı olduğunu vurgulayan Yeşilboğaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhalefetin seçim sonucuna sevinmesi gereken taraf hukukun kıpırdamaya başlamasıdır. Eğer hukukçular, barolar bir şey yaparsa insanlar daha özgürce siyaset yaparak taleplerini daha özgürce iletebilirler. İktidar ise ‘Ben o kadar çok şey yaptım ancak hukukçular, barolar hâlâ direniyor. Demek ki ben yanlış bir şey yapıyorum’ demeli. Bugün hem iktidar hem de muhalefet bilmelidir ki barolar biat etmez.”