Tüm Irak’ta ciddi bir otorite sağlayan Haydar el İbadi, IKBY ile yeniden müzakere yapacaksa karşısında Barzani’yi görmek istemeyecekti. Buna ABD de itiraz etmeyecektir

Barzani’yi sorgulanan liderliği istifaya götürdü

Beklenmiyordu tabii. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesud Barzani’nin görevinden istifa etmesi Bağımsızlık Referandumu sonrası kopan fırtınadaki en büyük savrulma oldu. Gerçekten de hem Kürt kurtuluş mücadelesinin yürütücüsü hem de Irak’ın kuzeyinde ulaştığı konumun “kurucu aşireti”nin reisi olarak tarihi ve doğal “doğal” liderliği bırakması gerçekten büyük sürpriz oldu Mesud Barzani’nin.

Ancak sakince düşünüldüğünde istifanın kaçınılmazlığı gerçeği çıkıyor ortaya. Çünkü Barzani’nin referandum konusunda ciddi hesap hataları yaptığı görüldü. En büyük hatası uluslararası ortamın yaptığı hesaplara uygun olduğunu sanması oldu. ABD ile Kürt güçlerinin giriştikleri, her an değişebilecek işbirliğinin IKBY’de gerçekleşitirebileceği “oldu bitti”için bir avantaj olabileceğini sandı. Bölgede çıkarları olan güçler arasında yönettiği bölgeyi gerçek bir devlet gibi gördü. Irak merkezi hükümetinin “tek”liği konusunda, başta komşu ülkeler olmak üzere küresel aktörlerin bağlayıcı karar verdiklerini, bu kararın sadece ABD istediği için değişmeyeceğini düşünemedi. İran ile Rusya’nın gücünü hafife alıp, Türkiye ile işbirliğinin, ABD ile yakınlaşmasının kendisine yeteceğini düşündü. Türkiye’nin Kürt fobisinin kendisiyle iyi ilişkiler geliştirmesine rağmen ortadan kalkmayacağını kavrayamadı. Nihayet, Haydar el İbadi’nin ABD başta olmak üzere, IKBY dostu görülen güçlere karşı dik durabileceğini, ABD’yi kızdırmak bahasına İran’a ve ABD ile ilişkileri gerginleşmiş Türkiye’ye ziyaretler yapabileceğini aklına getirmedi.

İnsan sıcak çatışma ortamlarını da diplomasiyi de bu kadar iyi bilen Barzani gibi kurt bir politik figürün bu derece öngörüsüz olabilmesine şaşıyor gerçekten. Oysa kelimenin tam/tüm anlamıyla feleğin çemberinden geçmiş biri Mesud Barzani.

İç muhalafeti de önemsemedi
Uluslararası ortamın kendi yanında olduğuna o kadar çok inandı ki Barzani, IKBY içindeki ömuhaliflerinin eleştirilerini uyarılarını dikkate almadı. Kuzey Irak’ın İslamî Cemaat ve Goran partileri bağımsızlık referandumunun ertelenmesini istediler örneğin. İki partinin yetkilileri ortak bir bildiri yayınlayarak IKBY’de vatandaşların geçim şartlarının iyileştirilmesinin, yerel parlamentonun hukuk ve denetim birimlerinin faaliyete geçirilmesini istemişler, referandumun da ileri bir tarihe ertelenmesinin talep etmişlerdi. Çünkü bu iki partiden özellikle Goran, uzun zamandır Barzani yönetimini “diktatörleşme” tehlikesi konusunda eleştiriyor, gittikçe de taraftar topluyordu. Barzani bu eleştirilere kulak tıkadı. Çünkü referandumdan “evet” çıkacağını (ki haklıydı beklediği de oldu) bu “evet” sonucunda Bağımsızlık ilan edileceğini duyurdu. Irak merkezi hükümetinin de, komşu ülkelerin de, AB ile ABD’nin Rusya’nın tepkisi Barzani’nin beklemediği derece sert oldu. IKBY’deki en güçlü muhalif parti olan Goran Partisi referandum sonrası gelişmeler üzerine Barzani ile yardımcısının istifasını istedi. Daha da önemlisi Irak Merkezi hükümeti ile yeniden diyalog hazırlığı yapmak için bir “ulusal kurtuluş hükümeti” kurulması gerektiğini dile getirdi.

Buradan referandum kararının Irak anayasasına aykırı olduğunu, IKBY içindeki kimi Kürt gruplarının da kabul ettiğini anlamış oluyoruz. Yani Barzani içeride de bu konuda görüş birliği sağlayamamış bir lider durumunda.

Neden istifa etti?
İstifanın bir de Irak merkezi hükümeti boyutu var. Kişisel olarak görüşüm şudur; Barzani sadece iç muhalefet istediği için istifa edecek biri değil. Tüm Irak’da ciddi bir otorite sağlayan Haydar el İbadi IKBY ile yeniden müzakere yapacaksa karşısında Barzani’yi görmek istemeyecekti. İbadi’nin İran’a iyice yaklaşmasını istemeyen ABD ise İbadi’nin Barzani’nin üstünü çizmesine itiraz etmeyecek, Barzani’nin istifasına karşı çıkmayacaktır.

Yani Barzani’nin siyasi yaşamına Irak merkezi hükümeti son vermiştir.

***

BARZANİ KİMDİR?

1946 yılında babası Molla Mustafa Barzani’nin lideri olduğu İran’da bulunan, SSCB’nin desteğiyle kurulmuş olan Mahabad Cumhuriyeti’nde doğmuştur. Sonraki dönemde Molla Mustafa Barzani’nin bölgede bağımsız Kürt devleti kurma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı ve İran ordusunun bölgeye giriş yapmasıyla Molla Mustafa Barzani SSCB’ye, küçük yaşlarda olan oğlu Mesud Barzani ise Irak’a gitmek zorunda kalmıştır. Molla Mustafa Barzani 1958 yılında Irak’ta yapılan darbenin sonucu olarak krallığın Kasım tarafından yıkılmasının ardından, yeni kurulan Hükümet tarafından aldığı davet üzerine yeniden ülkeye dönüş yaptı. İlerleyen yıllarda Irak’ın, Kürtlere talep edilen hakları vermemesi üzerine baba Barzani silahlı bir ayaklanma başlattı.

1970’lerin ilk yıllarında Molla Mesud Barzani, babası ve kardeşi İdris Barzani ile birlikte Kürtlerin siyasi ve askeri meseleleri üzerine çalışmaya başladılar. Ancak 1975 sonunda babasının ABD’ye iltica etmesinin ardından yine kardeşi İdris ile birlikte Kürdistan Demokratik Partisi’ne başkanlık etmeye başladı.

1979 sonrası dönem
Molla Mustafa Barzani’nin 1979 yılında ölümünden sonra partinin en etkin liderleri Mesud ve kardeşi İdris Barzani oldular. Aynı yıl içerisinde (1979) İran’da yapılan devrimden sonra Mesud Barzani ve ailesi destekçilerinin de vasıtasıyla İran’a yerleşti. 1980 yılında İran-Irak Savaşı’nın başlamasıyla bölgedeki ortamı kullanan Barzani ve partisi KDP Irak sınırın İran’a yakın kısmında güçlenip etkinliğini arttırmayı başardı. İran - Irak savaşı döneminde ve sonrasında Irak’ta nüfuzunu arttırmak isteyen İran rejimi, Irak’taki tüm Saddam karşıtı güçleri İslami hareketlenmeler temelinde etkilemeye çalışmış olsalarda Mesud Barzani bu duruma pek sıcak yaklaşmamıştır. 1987 yılına kadar KDP’yi kardeşi İdris ile birlikte yöneten Mesud Barzani 1987 yılında kardeşi İdrisin ölümü sonrasında KDP’nin alternatifsiz lideri haline gelmiştir.
(Resmi biyografisinden alınmıştır)