Son iki haftadır yaşananlar iki sonuç üretiyor. Birincisi tüm partiler artık erken seçim ihtimalini kabul etmiş durumda. Diğer sonuç ise her parti artık bir B planı peşinde.

Baş döndüren 15 gün

Yaşar Aydın

Erken seçim neredeyse kaçınılmaz. 2021 yılının ilk altı ayı içinde sandık kurulma ihtimali Ankara’da tüm partilerin dilinde. Konuştuğumuz MHP’liler bile “Biz istemezsek de eken seçim olacak” diyorlar. Erken seçim beklentisi o kadar alenileşti ki partiler bir yandan şimdiki pozisyonlarını tahkim ederken diğer yandan da B palanı arayışlarını saklama gereği bile hissetmiyorlar.

Ankara’da son iki hafta bir anlamda hızlandırılmış erken seçim provası gibi yaşandı. İttifakların, faklı dizilişlerin konuşulduğu, yeni partiler için adım atıldığı 15 gün oldu.

Hızlıca yaşananlara bakalım:

İTTİFAKI KORUMA REFLEKSİ

30 Temmuz Perşembe: MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, yazılı açıklama yaparak "21.07.2020 tarihinde MHP üyeliğinden kesin çıkarma talebi ile tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk edilen Ordu ili Altınordu ilçesi üyesi ve Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt hakkında, MHP Merkez Disiplin Kurulu'nun 30.07.2020 tarihinde yaptığı toplantı sonucu alınan karar ile MHP Tüzüğü'nün 78'inci maddesinin 'Kesin Çıkarma Cezasını Gerektiren Haller Başlıklı' 4'üncü Bendinin (c), (e) ve (i) fıkrası hükümleri uyarınca parti üyeliğinden kesin olarak çıkarılmasına karar verilmiştir" kamuoyunu bilgilendirdi.

Cemal Enginyurt, MHP’nin kamuoyunda en çok bilinen isimlerinden biriydi. Zaman zaman AKP ile kurulan ittifaka eleştiri yapsa da partiye bağlılığı tartışılmazdı. AKP-MHP arasında her geçen gün zayıflayan güven ilişkisi artık hiçbir eleştiriyi ve uyarıyı kaldıramaz boyuta geldi. Enginyurt’un fındık rekoltesi gibi son derece “masum” sayılacak çıkışı ihraçla cezalandırıldı. Her ne kadar sonucu MHP’li yetkiler açıklasa da çok açık ki Saray’la birlikte alınan bir karar ve benzer yaklaşıma sahip MHP’lilere karşı gözdağıydı. Enginyurt ittifakın sürmesi pahasına Erhan Usta’dan sonra MHP’nin feda ettiği ikinci isim oldu. İttifak devam ettikçe de son isim olmayacak.

EV SAHİBİ KİM OLACAK?

4 Ağustos Salı: Devlet Bahçeli ilginç bir çıkış yaparak en büyük siyasi hasmına eve dön çağrısı yaptı. Devlet Bahçeli’nin çağrısı söyleydi: “Zillet İttifakı'nın üç asıl ortağından ikisinin, yani CHP ile örtülü ortak HDP'nin Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerif'e menfi yaklaşımı ortadadır. Ancak İYİ Parti Genel Başkanı son hareketiyle onlardan ayrışmış, ayrı düşmüştür. Meral Hanım’ın kendisi adına hayırlı bir gelişmedir. Sayın Akşener'in böyle gitmeyeceğini, böyle ittifak olmayacağını, olsa bile bir ayağının çukura düştüğünü görüp derhal ve çok kısa süre içinde evine dönmesi doğru ve tutarlı bir davranış olacaktır.”

Kuşkusuz bu çağrı sadece MHP’ye dair yapılan bir çağrı değildi. Her şeyden önce bir katılım çağrısı değildi. Yeniden diyalog zeminin kurulması için atılan bir adım olarak algılamak gerekiyor. İYİ Parti’ye Millet Cephesi’ne mecbur olmadığını hatırlatan bir çağrı olarak okumak lazım. Hemen ardından gelen Erdoğan açıklaması da bu hamleyi pekiştirmiş oldu.

ERDOĞAN’IN YÜZDE 50 HESABI

7 Ağustos Cuma: Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e "Evine dön" çağrısını "Sayın Bahçeli'nin daveti benim yadırgadığım bir davet değildir. O da olabilecek en makul çizgide bir davettir. Temenni ederim ki birlik beraberliğin tesisine yönelik inşallah bir adım olabilir. Çünkü dağınıklıkta bir şey yok. Ne kadar birlik beraberlik artarsa, hele de böyle HDP'yle, terör örgütleriyle el ele olmak, milli ve yerli olarak düşündüğümüz İYİ Parti'ye hiç uygun da düşmeyebilir" diyerek destekledi. Erdoğan çok açık ki olası bir erken seçimde yüzde 50 hesabı yapmaya başladı. Çok net farkında ki MHP ile kurduğu ve bir referandum, bir seçimi atlatan ilişki yetmiyor. Yeni bir partner ya da Meclis’te seçim sistemini değiştirecek bir dayanak arıyor. En yakın hedef de İYİ Parti.

AYDINLIKÇILARIN AKP AŞKI

11 Ağustos Salı: Aydınlık, 11 Ağustos günü İbrahim Kalın’ın sözlerini manşet yaptı. Perinçek, “Altına imza atarım” diyerek tam destek verdi. İçinde bulunduğumuz haftayı AKP’ye destek haftası ilan eden Aydınlık her fırsatta “biz seninleyiz, bizi unutma” mesajı vermeye devam ediyor. Anlaşılan o ki Cumhur Cephesi içinde artık resmi olarak yer almak istiyor.

YÜKSELEN YILDIZ AKŞENER

12 Ağustos Çarşamba: İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bir araya geldi. İki lider, 1,5 saat süren görüşme sonrası yaptıkları açıklamada 'memleket meselelerini' konuştuklarını söyledi.
DEVA Partisi’nin kuruluşundan aylar sonra gerçekleşen kutlama ziyaretinin kuşkusuz farklı anlamları var. Meral Akşener CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun katkısıyla tutunduğu noktadan bir ileriye sıçramaya kararlı. Akşener bir yandan Millet Cephesi’ndeki konumundan gayet memnuniyet duyarken diğer yandan da önüne gelen sağın lider partisi olma fırsatını da kaçırmak istemiyor. Akşener, önümüzdeki dönem Davutoğlu, Karamollaoğlu hatta BBP Lideri Destici ile benzer ziyaretlerde boy gösterecektir.

SİYASETTE İNCE BİR DETAY

13 Ağustos Perşembe: Muharrem İnce beklenen açıklamayı yaptı. Ankara’da gerçekleştirdiği basın açıklamasında “Bin Günde Memleket Hareketi”ni kurduğunu ilan etti. İnce, şimdilik CHP’den ayrılmadan, parti kurmadan ilerleyecek. Bu durum seçime kısa bir süre kalaya kadar devam edecek gibi görünüyor. Erken ya da zamanında yapılan bir seçimde bağımsız Cumhurbaşkanı adayı olması en büyük olasılık. Şu aşamada dengeleri değiştirecek bir gücü yok.

SONDAJ ÇALIŞMASI

Son 15 günde yaşananları partilerin ellinde bir B planı olma isteğine yorabiliriz. İktidarından muhalefetine kadar tüm partiler, oldukları pozisyon dışında ikinci bir alternatifleri olsun istiyor. Bu çalışmalar da aslında “siyasi sondaj” olarak değerlendirilebilir. Nasıl sonuçlanacağı şimdilik belli değil. Bu çabaların sonucu biraz da ülkenin içinde bulunduğu sürecin nasıl ilerleyeceğiyle netleşecektir. Derinleşme ve buhrana dönme ihtimali çok yüksek olan ekonomik kriz en belirleyici faktörlerden biri olacak.

Siyasette temmuz sonunda başlayan hareketlenmenin hız kesmeyeceğini söylemek mümkün. Önümüzdeki aylar seçimlere kadar yeni hamleler, bir araya gelişler ve ayrılmalarla devam edecek.

Cumhurbaşkanlığı Seçim Sistemi siyasette kilitlenmeye yol açtı. Cephelerdekiler birbirleriyle ‘Katolik nikâhla’ birleşmiş oldu. Türkiye gibi dinamik bir ülkede bu kadar uzun dönemli ve köşeleri çok net bir araya gelişler çok mümkün değil. Son 15 gün içinde yaşadığımız ve bundan sonra da sıklıkla tanıklık edeceğimiz tablo partilerin, siyasetçilerin bunu aşma çabası. Şu ana kadar hareket etmeyen ve yerinden memnun olan tek parti CHP. Şu ana kadar gelişmeleri takip etmekle yetinen CHP kurmayları bin bir emekle bugüne taşıdıkları ittifakın bozulmaması için mutlaka adım atacaklardır.
Siyasi ve ekonomik gelişmelerle sıcak bir sonbahar bizi bekliyor.