Başakşehir, grubun zayıf halkası olarak görülen Wolfsberger'i 1-0 mağlup ederek gruptan çıkma şansını artırdı

Başakşehir umut tazeledi

Medipol Başakşehir, Avrupa'da ilk galibiyetini arıyor. Rakip Avusturya'nın mütevazı ekibi Wolfsberger. Birkaç haftadır yükselişe geçen Okan Buruk'un talebelerinde tek hedef galibiyet. Ülke puanımızın yerlerde süründüğü de hatırlanınca, alacakları iyi bir netice aslında hepimizi ilgilendiriyor.

Ligimizin belki de en geniş kadrosuna sahip ekibi, ideale yakın 11'iyle sahada. Belli ki Okan Hoca, Avrupa'da da beyaz bir sayfa açmak istiyor. Borussia Mönchengladbach'a fark atarak dikkatleri çeken Avusturya ekibinde golcü ikili Niangbo ile Weissman'ın performansı özellikle merak ediliyor.

İyi başlayan deplasman ekibi ön bölgede yaptığı baskıyla ev sahibinin çok top kaybı yapmasına neden oluyordu. Sanki bir kişi fazla oynuyorlardı. Uzaktan şutlarla kaleyi yokluyorlar, kanatlardan ortalar yerine ayağa pasları tercih ediyorlardı.

İlk yarım saatten sonra oyunu dengeleyen Başakşehir, rakip defansın hatasından 35'te öne geçebilirdi. Fakat Visca, Novak'ın ters kademesine takılmıştı. Pres karşısında zorlanan savunmalarını daha çok zorlamak gerekiyordu. Sanki ikinci yarı gollerden kartlara çok şeylere gebeydi...

Soyunma odasından Mahmut dönmüyor, Azubike oyuna dahil oluyordu. İyi başlayan ev sahibi önce İrfan Can, ardından Visca'yla gole yaklaşıyordu. İrfan Can ile Visca'nın ortaklığı tribünleri heyecanlandıradursun, Buruk son yarım saatte Robinho'yu da çimlere atmıştı. Başarılı hoca sanki bir satranççı edasıyla hamlesini yapmıştı.

78'de Başakşehir öndeydi. Günün en iyisi İrfan Can güzel bir çalımı müteakip çok da sevmediği sağ pabucunu konuşturmuştu. Temsilcimiz tam düşmeye başladı derken, bu gol ilaç gibi gelmişti! 89'da gelişen kontrada Visca'nın topuğunu Novak çizgiden çıkarmıştı. Hücum yönü zayıf olan sağ bek, iki golü engellemişti. Kalan dakikalarda başka gol olmuyor, üç puan turuncu-lacivertlilerin oluyordu.

Başakşehir böylece Avrupa'da defteri açtı. Ülke puanı açısından da sonunda yüzümüz güldü. Yetmez ama evet! Rakibe gelince, bu sınırlı kadroyla yaptıkları alkışı hak ediyor; güzel futbol oynamak için illa bol sıfırlı transferler gerekmiyor!