Türkiye’de son derece başarılı bir ekonomi-politika uygulanıyor. Hiç kuşku yok ki bu başarı iktidarda yirminci yılını dolduran AKP’ye aittir.

Rakamları, sayıları, bilimsel verileri, istatistikleri bir kenara bırakıp iş başındaki yönetimin gözüyle bakarsak son derece parlak bir durumda olduğumuzu görebiliriz.

Ekonominin böyle iyi bir yolda yürümesine “beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısının da katkısı oluğunu unutmamak gerekiyor.

Bazı münafıkların “yürü anca gidersin” nakaratlarını dikkate almamak gerekiyor.

Ülkenin geleceği söz konusu olduğunda; doğru ve gerçekçi yatırımlar dışında her şey teferruattır!

Mesela Çanakkale Köprüsü… Günde 45 bin araç garantisi verildiği için hükümet çok eleştirildi. Şimdilik bu kadar araç köprüyü kullanmıyor. Ama ileride kullanacak. Kurban Bayramı arifesinde -ki trafiğin çok hareketli olduğu gündü- köprüden 15 bin araç geçti. Geçmesi hedeflenen 30 bin araç geçmedi. Bunların toplam ücreti 10 milyon lira köprüyü işleten şirkete ödenecek.

Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu “geleceğin ihtiyacını bugünden planlıyoruz” diyerek konuya açıklık getirdi. On yıl, yirmi yıl sonra günde 45 bin araç köprünün üzerinden gelip geçecek. O görkemli yılların geçiş ücretlerinin şimdiden ödeniyor olması Türkiye ekonomisinin olağanüstü başarısı olarak tarihe yazılıyor.

Geleceğin tarihini önceden yazmanın, ülke ekonomisine getirdiği “gereksiz yük” dışında nasıl bir sakıncası olabilir ki?

Dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisi arasına girmeyi hedeflemiş bir ülkede ekmek fiyatlarının düzenli artışından rahatsız olan bazı kişiler olabilir. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank 11 Temmuz 2022 günü Trabzon’da müthiş bir konuşma yaparak “Bu ülkenin başaramayacağı hiçbir şey olamaz, yeter ki Trabzon arkamızda dursun” dedi. Onu dinleyen vatandaşlardan biri “nasıl olacak bu” diye sordu:

“Ekmek 8 lira, bir çuval un 500 lira!”

Bu tam anlamıyla başarının üzerine limon sıkmaktı. Bayramlaşma esnasında bu münafıklığı yapanı alıp götürüyorlardı ki, sayın bakan işi tatlıya bağladı:

Bırakın kalsın!”

Bu da “demokrasi” ve “hoşgörünün” bir tezahürü olarak tarihe geçti. Bakan gelecekteki pastalı günlerden söz ederken “ekmek” istemenin anlamı var mıydı?

Türkiye’nin başarıları sadece yurtiçinde değil, uluslararası alanda da görülüp hak teslimi yapılıyor. Mesela Uluslararası Organize Suça Karşı Küresel İnisiyatif (Ekim 2021) yaptığı çalışmayı açıklamıştı:

Türkiye organize suçta dünya genelinde 12’nci sırada, Avrupa’da ise birinci sırada bulunuyor. Devletle bağlantılı suçlarda ikinci durumda!..

Organize işler konusunda mesleki birikimi tartışılmaz olan Sedat Peker, yukarıdaki “İkincilik” meselesinde çok derin bilgilerini kamuoyu ile paylaştıktan sonra yapılacak yeni değerlendirmelerde de şampiyonluk kürsüsüne çıkacağımızdan kimsenin kuşku duymaması gerekir.

Ülkede enflasyonun bir miktar(!) yüksek olması büyük hedefler doğrultusunda “Amok Koşucusu” performansıyla durmaksızın koşan iktidarın benzersiz icraatını tarih şöyle yazacaktır:

Başarılı ‘başarılar’ destanı!