Son 50 yılın en büyük sel felaketlerinden birini yaşayan Almanya’da toparlanma çalışmaları sürerken zamanında yapılan uyarıların dikkate alınmaması tartışılıyor. Felaket bölgesinde kahkahalar atan başbakan adayı Armin Laschet’e tepkiler sürüyor. Uzmanlar iklim krizinin Almanya’yı da vurmaya başladığı belirterek önlem alınması için uyarıyor.

Başbakan’ın kahkahası Almanya'nın hataları

Almanya‘da geçen hafta en az 166 kişinin yaşamını yitirdiği, onlarca köy ve kasabanın tamamen sular altında kalarak yok olduğu, binlerce kişinin evsiz, barksız, işsiz kaldığı sel felaketinin şoku, yöneticilerin uyarı ve önlemler konusundaki hata ve ihmallerine ilişkin tartışmalar eşliğinde yaşanıyor.

Öte yandan tamamen ve kısmen tahrip olan ya da su baskını riski nedeniyle boşaltılan evlerine dönemeyen binlerce kişinin yerleştirildikleri geçici barınaklardaki önlemlerin yetersizliği nedeniyle koranavirüs salgınının hızlanması endişesi de baş ağrıtıyor.

Uyarı ve önlemlerin yetersizliğiyle, ihmal eleştirilerini reddeden yetkililer, felaketzedelerin başta „içme suyu“ olmak üzere temel ihtiyaçlarının karşılanması gibi acil sorunlara işaret ederek kamuoyunun dikkatini yeniden toparlanma çabalarına çekmeye çalışıyorlar. Ancak, eylül sonundaki genel seçimler nedeniyle bu konudaki tartışmaların siyasi gündemi belirlemesi kaçınılmaz görülüyor. Muhalefet partilerinin önümüzdeki günlerde hem federal hükümete, hem de felaketin en ağır biçimde yaşandığı Kuzey Ren Vestfalya ve Rheinland Pfalz eyaletlerinin hükümetlerine yönelik eleştirilerinin dozunu artırması bekleniyor.

Öte yandan çevrecilerin yıllardır yaptığı uyarı ve eleştirileri dikkate almayan, çevre korumayla ilgili önlemlerin uygulanmasında isteksiz davranan eski ve görevde olan hükümetlerin sorumluluğuna ilişkin suçlamalar da yoğun olarak gündemde. Bu arada çevre korumayla ilgili çalışmalar yapan tüm örgütlerin (Greenpeace, Attac, BUND vs.) bir araya gelerek, ortak taleplerle seçim kampanyası döneminde siyasi partiler üzerinde baskıyı artırması talepleri yükseliyor. Gündeme getirilen konular arasında çevrenin korunması hedeflerine layık yeni bir partinin kurulması çağrısı da yer alıyor.

BAŞBAKAN ADAYININ GÜLÜŞÜ

En ağır tahribatın yaşandığı eyaletlerden Kuzey Ren Vestfalya’nın Başbakanı Laschet’i (Türk Armin) sel bölgesindeki ziyareti sırasında kahkahalar atarken gösteren görüntülerle ilgili tartışmalar, felaketin siyasi boyutunu pekiştirdi. Eylüldeki seçim çalışmaların Hıristiyan birlik partilerinin ortak federal başbakan adayı olarak yürüten ve görevini bırakacak olan Merkel’in koltuğunu devralmayı hedefleyen Laschet, bundan dolayı özür diledi, ancak bu görüntülerin onu önümüzde daha da sertleşmesi beklenen seçim sürecinin sonuna kadar takip etmesi bekleniyor.

2002 yılındaki sel felaketinde dönemin sosyal demokrat Federal Başbakanı Gerhard Schröder’in kısa bir süre sonra gerçekleştirilen genel seçimleri kazanmasında, felaket bölgesindeki ziyaretlerinin büyük etkisi olmuştu. Kuzey Ren Vestfalya’nın Başbakanı Laschet ise kahkahaları nedeniyle bu fırsatı büyük ölçüde kaçırmış oldu.

Geçtiğimiz salı-perşembe günleri yaşanan şiddetli yağmurlar ve neden olduğu seller sürerken bölgede görevlendirilen Alman ordusu ve binlerce gönüllünün de katıldığı kurtarma çalışmaları, yağmurun kesilmesi ve suların çekilmesinin ardından büyük bir hızla sürüyor. Birçoğu evlerini yanlarına hiçbir şey alamadan terk etmek zorunda kalan, evleri tamamen yıkılan ya da yaşanmaz hale gelen, günlerdir temiz su ve elektrikten yoksun felaketzedelerin çok büyük bir bölümünün sigortasız olması, yeniden toparlanma sürecinin bundan önceki benzerlerinden çok daha sancılı geçeceğini gösteriyor.

Başta Cumhurbaşkanı Steinmeier ve Başbakan Merkel olmak üzere üst düzey yetkililer, felaket bölgesine yönelik ziyaretlerinde felaketzedelere destek ve tahrip olan altyapının yenilenmesi için milyonlarca avroluk hızlı yardım paketlerinin yürürlüğe gireceği açıklandı. Merkel felaket sırasında Amerika’da bulunduğu için söz konusu federal yardım paketlerine ilişkin ilk açıklama Yardımcısı ve Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz’dan geldi. Önümüzdeki seçimlere sosyal demokratların federal başbakan adayı olarak girecek olan Scholz, önce 50 milyon, daha sonra da 300 milyon avro olarak düzelttiği bu hızlı yardım açıklamasını tabii ki bir devlet adamı sorumluluğuyla yaptı, ancak bu arada “felaketin siyasi amaçla istismar edilmemesi” yolundaki çağrılar da duyulmaya başlandı. Scholz’un hükümetin bugünkü toplantısında tahrip olan yolların, köprülerin, elektrik hatlarının ve diğer altyapı tesislerinin yeniden yapılanması için de milyarlarca bir avroluk program sunması bekleniyor. Almanya‘da 2002 ve 2013 yıllarında yaşanan sel felaketlerin toplam maliyeti 21 milyar avroya geçmişti.

Amerika dönüşünün ardından felaket bölgesine giden Merkel ise kimi siyasi analistlere göre yeniden seçilmek gibi bir sorunu olmadığı için daha farklı bir profil veriyor. Önce kendi partisinden aday Laschet’in başbakan olduğu eyaleti değil de, sosyal demokrat ağırlıklı Rheinland Pfalz eyaletini, eyalet Başbakanı Malu Dreyer eşliğinde ziyaret eden Merkel, Almanca dilinin yaşanan felaketi tarif edecek bir sözcük içermediğini ileri sürerek, felaketzedelere hızla devlet yardımı sözü verdi. Merkel’in durumu değerlendirirken “Doğa koruma ve iklim değişimi konularını, önümüzdeki dönemde son yıllarda yaptığımızdan daha yoğun biçimde ele alan bir politika”ya olan ihtiyacı vurgulaması da kimi analistlerce bir “özeleştiri” olarak değerlendirildi.

basbakan-in-kahkahasi-almanya-nin-hatalari-901415-1.
Hristiyan birlik partilerinin (CDU-CSU) Federal Başbakan Adayı da Laschet, sel bölgesindeki kahkasıyla TAZ’a ‘Felaket seçim kampanyası’ başlığıyla kapak oldu.

ZAMANINDA UYARI YAPILMIŞ!

Bu arada hava koşullarını gözleyen tüm meteoroloji kurumlarının zamanında felakete ilişkin uyarılarını yaptığı, ancak bunların yeterince ya da hiç dikkate alınmadığı eleştirileri devam ediyor.

Avrupa Sel Erken Uyarı Dairesi (EFAS) yetkililerinden Alman yetkililerinin sel konusunda günler öncesinden uyarıldığına dair açıklamaları, Alman Meteoroloji Hizmetleri’nin (DWD) “Zamanında uyarı yaptık. Erken uyarı uygulamamızdan ileri derecede memnunuz” değerlendirmesi takip etti. DWD’nin bu açıklamasında geçtiğimiz hafta salı-perşembe günlerinde şiddetli ve sürekli yağmur nedeniyle yoğun seller beklendiğine ilişkin tahminlerin önceden yapıldığı, buna ilişkin uyarıların ilgili kurumlara ve yerel yönetimlere iletildiği ileri sürüldü. Bu arada doğal felaketlerden korunma ve yardım amaçlı federal kurum BBK’nın da geçtiğimiz yıl haziran ayında yaşanan felaketlere ve konunun kamuoyunda yeterince ele alınmadığına dair uyarılar içeren bir broşür yayınladığı da ortaya çıktı.

Muhtemelen felaketin ağırlığının da etkisiyle bu resmi kurumların açıklamaları, eyalet hükümetleri ve yerel yönetimlerle, vatandaşların ise uyarıları dikkate almadığına dair doğrudan eleştiriler içermiyor. Onun yerine bundan sonraki benzer durumlarda uyarı sistemlerinin daha etkin biçimde işletilmesi, halkın tehlikelere ve felaket anında yapılması gerekenler konusunda aydınlatılarak, düzenli alarm provalarıyla hazırlanması için daha etkin önlemler alınması gerektiğine dair değerlendirmeler öne çıkıyor. Hükümet çevrelerinde görüş birliğine varılan bir diğer önlem de felaket uyarılarının, tek merkezden ülkedeki mobil telefonlara ortak bir SMS mesajı olarak gönderilmesi.

FELAKETİN NEDENİ İKLİM KRİZİ

Öte yandan felaketin nedenlerini tartışan uzmanlar, gözlenen olağandışı yoğun ve sürekli yağışlarda doğanın insan eliyle tahribatı sonucu yaşanan iklim değişikliğinin büyük bir etkisinin olduğu görüşünde birleşiyorlar. Dikkatler ABD ve Kanada‘da son günlerde bazı yerlerde 55 dereceye kadar yaklaşan aşırı sıcaklara yoğunlaşırken, Avrupa, Sibirya da dünyanın başka yerlerinde de aşırı sıcakların yaşandığında dikkat çeken uzmanlar, şiddetli yağmur ve sellerden kuraklıklara kadar çeşitli aşırı hava koşullarının bundan sonra daha sık aralıklarla ve daha yoğun biçimlerde yaşanabileceğine dair uyarlarını sürdürüyorlar. Ve Almanya‘da 2018 ve 19 yıllarında yağmursuz geçen kurak yazların da son günlerdeki aşırı yağışlar gibi iklim değişikliği sonucu yaşandığına işaret şaşırtıcı olmadığına, benzer felaketlerin her yerde tekrar edebileceğine işaret ediyorlar.

Felaket bölgesindeki yağışlara ilişkin ölçümler de bu değişikliği kanıtlıyor. Sel altında kalan bölgelere sadece 48 saat içinde düşen yağmurun metrekare başına 148 litreyi bulduğu açıklandı. Geçtiğimiz ay boyunca bu bölgede tespit edilen toplam yağış miktarı ise ancak 80 litre civarındaydı.

Almanya‘nın tanımış meteoroloji uzmanlarından, ZDF‘in hava durumu sunucusu Özden Terli, bu durumu “Artık iklim krizinin içinde yaşıyoruz” sözleriyle değerlendiriyor.

Küresel ısınmadan kaynaklanan bu felaketlerin tekrarını ve zararlarını önlemek için küresel önlemler gerekiyor. ABD, Çin, Rusya başta olmak üzere tüm ülkeler bu amaçla ortak davranmadıkları sürece kriz, dolayısıyla felaketler daha da sertleşerek devam edecek. Almanya çevre koruma yolunda bazı adımlar atıyor, son olarak üretim ve tüketim süreçlerinde atmosfere salınan karbondioksitin azaltılması hedefiyle yeni kararlar alındı. Ancak bunların sonuç vermesi uzun yıllar alacak.

Yaşanan bu son felaketin, Almanya’da rüzgâr enerjisi gibi çevre dostu alternatif enerji kaynaklarının yaygınlaşması, çevreye zararlı yakıtların tüketiminin azaltılması ve bir enerji kaynağı olarak kömürden tamamen vazgeçilmesi, yerleşim yerlerindeki parklar ve meydanların betonla kaplanmasına son verilmesi gibi çevre dostu politikaları savunanlara eskisinden daha çok kulak verilmesine yol açıp açmayacağını ise zaman gösterecek. Ancak, iklim krizinin sonucu olan felaketlerin bundan sonra daha sık ve daha ağır biçimde tekrarlayacağı artık anlaşıldığı için, bütün bunlardan ders çıkarılıp, erken uyarı sistemlerinin ve koruma önlemlerinin daha da etkin hale getirileceği kesin.