Mesleğe yeni başlayan genç gazeteciler için hedeflenen ilk büyük ödül ‘Sarı Basın Kartı’ olageldi. Eskiden Sarı Basın Kartı sahibi olan genç gazeteci başı göğe ererdi.

Bu sihirli belgeyi gençlere ‘vermemek’(!) için meslek büyükleri de ellerinden geleni esirgemezlerdi!

Gençler öncelikle gazetede kadro yapılmazlardı. Sigortasız sendikasız birkaç sene çalışırlar. Haberlerine imza konulmazdı. Oysa bu çok önemliydi. Genç gazeteci imzalı haberlerini toplayacak, tabii 212 sayılı işkolundan da kadrosu yapılacak, bütün bilgiler Basın Kartları Komisyonuna sunulacak, yılda iki kez toplanan komisyon ilk seferinde reddedecek, ikinci ya da üçüncü toplantıda kabul edince, gazetelerin istihbarat servislerinde düğün bayram havası esecek… Sarı Basın Kart alan gençler abileri tarafından kutlanacaktı. Maaş falan önemli değildi.

Sarı Basın Kartı var ya!..

Bu mertebeye çıkan genç gazeteciler artık başbakanları, cumhurbaşkanlarını izleme hakkını elde etmiş oluyorlardı!

Yani Sarı Basın Kartı üst düzey bir kimlik belgesi niteliğine sahipti. Tabii bu arada toplu taşıma araçlarına sarı kartla binip ve spor karşılaşmalarını da ‘bedava’ izleyebilirlerdi.

Sarı Basın Kartı alan gazeteciye, eş dost akrabaları öncelikle şu soruyu yöneltirlerdi:

-Maçlara beleş giriyorsun değil mi?

Genç gazeteci de büyük bir gururla ve hafif tebessümle gülümseyerek, nikâh masasındaki damat edasıyla “EVET” derdi.

Yalnız bu gazetecilik belgesinin ‘sıkıntılı’ bir yanı vardı. Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü imzalı ve mühürlü olarak gazetecilere takdim ediliyordu.

Oysa bütün dünyada gazeteciler kimlik kartlarını sendikalarından alıyorlardı. Türkiye’de ise bütün meslektaşlar ‘devlet gazetecisi’ konumunda bulunuyorlardı.

İktidara geldiği ilk günden itibaren her alanda ‘tersine devrim’ yapan AKP Hükümetleri için Sarı Basın Kartı’na el atma zamanı 10 Aralık 2018 tarihinde geldi.

Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü kapatıldı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığına bağlandı.

Sarı Basın Kartları’nın da rengi ‘turkuaz’ olarak değiştirildi.

Oysa bütün dünyada gazetecilerin kimlik belgeleri ‘sarı’ renklidir.

Neden mi?

Onu da Sunay Akın’dan dinleyelim:

“Yıl 1889, Paris Evrensel Sergisi yapılıyor. Eyfel Kulesi de bu etkinlik için dikiliyor. Evrensel Sergiye Padişah 2. Abdülhamit protesto ederek katılmıyor. Çünkü serginin teması ‘Eşitlik, Kardeşlik, Özgürlük’ olarak belirlenmiştir.

1789 Fransız İhtilali’nin 100. yılı. Ama bir Türk ressamı bu sergiye katılıyor. Yaptığı tablosunu da ilk kez orada sergiliyor: Hangi tablo mu? Kaplumbağa Terbiyecisi! O ressam Osman Hamdi Bey’den başkası değildir.

Geliyoruz Sarı Basın kartına… Paris Sergisinde eserlerini sergileyen bir başka sanatçı ise Amerikalı çizer Richard F. Outcault’tur. Ülkesine döndüğünde New York’un varoşlarında yaşayan ve maceraları buralarda geçen bir çizgi roman kahramanı yaratır. 1894’te mavi zeminli olarak yayınlanan çizgi roman, bir yıl sonra Pulitzer’in sahibi olduğu The New York Word’de sarı renkli olarak basılmaya başlar. Adını da bu renkten alır: The Yellow Kid!

Dünyada sarı mürekkebin kullanıldığı ilk çizgi roman böylece ortaya çıkar. Yellow Kid, haksızlıklara karşıdır. Emeğin sömürülmesine, kadın haklarına, özgürlüğe dikkat çeken Yellow Kid çizgi romanı giderek bir simge haline gelir!..

Bu yüzden bütün dünyada gazeteci kimlikleri sarı renkli olmuştur!”

AKP iktidarı Sarı Basın Kartlarını yenileme operasyonuyla kazanılmış haklara el koyarak, beğenmediği gazetecilerin Sarı Basın, Sürekli Basın ve Basın Şeref kartlarını iptal ediyor.

Meslek örgütlerimiz de sürekli olarak çağrı yapıyor:

-Basın kartlarımızı verin!

İşbaşındaki hükümet için ülkede eşit haklara sahip vatandaşlar yok ki… Onların tebaaları var. Kendileri dışında düşünenleri, başka partilere oy verenleri, parti yöneticilerini, seçilmiş milletvekillerini, belediye başkanlarını ‘DÜŞMAN’ olarak görüyorlar!

Sahici gazeteciler ‘turkuaz’ kartları kabul etmemelidirler.

Türkiye’deki bütün gazetecilik örgütleri toplanıp yeni bir meslek kimliği oluşturmalılar. Devletin -artık sadece Tayyip Erdoğan’ın-

turkuaz basın kartlarını reddetmeliler:

-Bizler Erdoğan’ın gazetecileri değiliz!

Yeni bir gazetecilik kulvarında ilerlemeye başlamalılar. Basın kartları da dünyadaki meslektaşları gibi verilmelidir. Elbette rengi de eskisi olmalıdır:

-Basın Kartı, Sarıdır!..