CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Medya Dayanışma Grubu adı altında toplanan basın meslek örgütlerinin temsilcileri ile Meclis'te düzenlediği basın toplantısı düzenledi. Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş, 'Sansür Yasası' olarak adlandırılan kanun teklifine ilişkin 10 itirazı aktardı.

Basın meslek örgütlerinden 'Sansür Yasası'na karşı 10 itiraz

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Medya Dayanışma Grubu adı altında toplanan basın meslek örgütlerinin temsilcileri ile Meclis'te basın toplantısı düzenledi.

Açıklamaya; Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası genel başkanları ve yöneticileri katıldı.

Çakırözer, 27. Dönem 6. yasama yılının ilk Genel Kurul toplantısının Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmeleri ile başlayacağını anımsattı.

İktidarın dezenformasyonu önleme gerekçesiyle getirdiği teklifin tam anlamıyla bir sansür, toplumu sindirme, susturma amacı taşıdığını belirten Çakırözer, "Bugün bu kürsüyü meslektaşlarımıza, gazetecilere bırakıyoruz. Biz ise görüşlerimizi Genel Kurul salonunda dile getireceğiz. Tek söyleyeceğim; 'Sansüre, susturmaya, sindirmeye hayır' diyoruz" ifadelerini kullandı.

Daha sonra Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Başkanı Kemal Aktaş, Medya Dayanışma Grubu adına hazırlanan ve basın meslek örgütlerinin çekincelerini içeren 10 maddelik basın metnini okudu.

Aktaş'ın aktardığı 10 madde şöyle:

'ELEŞTİREL PAYLAŞIMLAR' SUÇLANABİLECEK

"İfade özgürlüğünün önünde, tarihimizin en büyük engeli olarak dikilecek; 29’uncu madde ile ‘Halkı yanıltıcıyı bilgiyi alenen yaymak’ gibi bir yeni suç tanımı oluşacak. Muğlak ve ucu açık ifadelerle hangi savcının hangi yanlış bilgiyi yayanlarla ilgili harekete geçeceği bilinemeyecek. Sosyal medyada eleştirel paylaşımlar, ‘dezenformasyon’ olarak suçlanabilecek. Yalan haberi yapanın yanı sıra ‘yayan’ ifadesi getirilerek demokrasiyi ve ifade özgürlüğü ilkesini temelinden sarsıp çökertecek, pek çok uygulamayla karşı karşıya kalınacak.

YEREL GAZETELER AĞIR DARBE ALACAK

Yerel gazeteler ağır darbe alacak. Yerel gazetelerimizin ana yaşam kaynağı olan resmi ilan gelirlerinin yüzde 75 oranında azalması söz konusu olacak. Yerel gazeteler bu darbeyi aldığı takdirde çalışan yaklaşık 8 bin meslektaşımız için işsiz kalma tehlikesi doğacak. İnternet siteleri Basın İlan Kurumu havuzuna dahil edilirken, yeni kaynak yaratılmadığı için, ilan pastasından alınan pay iyice küçülecek. Resmi ilan yayınlama hakkına sahip 953 gazetenin yaklaşık 30’u yaygın, geri kalanı yerel gazetedir. Resmi ilan yayın hakkı bekleyen gazeteleri de hesaba kattığımızda yaklaşık 1000 gazete için gelirlerini önemli ölçüde kaybetme riski oluşacak.

YEREL GAZETE-İNTERNET SİTESİ ARASINDAKİ FARK AZALACAK

Yerel gazete ile internet sitesi arasındaki fark azalacak. İnternet haber sitelerine ait mevzuat düzenlemelerinin sonrası yapılacağının belirtilmesi büyük boşluk yaratıyor. Yerel yazılı basın kazanılmış hakları açısından, eşit maliyet, eşit işlev yönlerinden zarara uğrayacak. Kurumsallaşmış, varlığını sürdüren, istihdam yaratan, yıllarca vergisini ödeyerek mesleğe hizmet vermiş yerel gazeteler ile bir süre önce kurulmuş kurumların eşit statü kazanma tehlikesi doğacak.

'TEHLİKELİ GÖRÜNEN' SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARINA CEZA

Bu çok önemli. İktidarlar tarafından tehlikeli görünen sosyal medya paylaşımları ağır cezaya maruz kalacak. Kapalı, anlık mesajlaşma uygulamaları; görüşmelere, mesajlara ilişkin bilgileri BTK’ye verecek.

İNTERNET BASININA AĞIR YAPTIRIMLAR ÖNGÖRÜLÜYOR

Teklifin bir nebze olumlu sayılabilecek yanı, internet basınında çalışan meslektaşlarımıza gazeteci statüsü kazandırması ve bu yolla basın kartı alma yolunun açılması. Bu duruma karşın belli şartlarda internet basınına yönelik ağır yaptırımlar da öngörülmekte. Teslim ve muhafaza yükümlülüğünü yerine getirmeyen internet sitesine, 1 milyar liraya kadar ceza verilebilecek. ‘Haber sitesi’ vasfını yitirenler internet sitelerinde çalışan gazetecilerin kişisel hakkı olan basın kartı da ellerinden alınacak.

İNTERNET SİTELERİ İÇİN KAOTİK SÜREÇ YAŞANABİLECEK

Kişisel hakların korunması önemli… Ancak bu haliyle internet siteleri için kaotik bir süreç yaşanabilecek.

BASIN KARTININ ANLAMI KALMAYACAK

Gazetecilerin basın kartı taşımasının hiçbir anlamı kalmıyor. Dernek ve vakıf yöneticilerinin, pek çok kamu çalışanının basın kartı almasının önü açılacak. Basın kartı komisyonu maddelerinin yasa teklifinin içine konulmasıyla meslek örgütlerinin bu mevzuatı idari yargıya taşımasının önüne geçiliyor, yasal zırh kuşanılıyor. Kimin basın kartı alıp kimin alamayacağına karar verecek 9 kişilik komisyonda gazetecileri temsil edebilecek sadece iki temsilci bulunabilecek, beş üyeyi doğrudan İletişim Başkanlığı seçecek.

BANT GENİŞLİĞİ DARALTILABİLECEK

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) sosyal medya ve Whatsapp gibi haberleşme programlarını çok sıkı denetim ve ceza tehdidi altına alacak. Kullanım bilgilerini vermek ya da suç işlediği öne sürülen hesaplarla ilgili işlem yapmak gibi ağır yükümlülükleri kabul etmeyen sosyal medya şirketlerine 30 milyon TL ceza ve kapatmayla eş anlamlı sayılabilecek düzeyde yüzde 95 bant daraltması cezaları söz konusu olacak.

BASIN İLAN KURUMU BÜYÜK YETKİLERLE DONATILACAK

Resmi ilanların adil bir şekilde gazetelere dağıtılması amacıyla kurulan ve fikir ve içerik farkı gözetmeksizin aracılık hizmeti yapmakla yükümlü Basın İlan Kurumu gazetelere ve internet haber sitelerine hem para hem ceza veren bir kurum olarak büyük yetkilerle donatılacak. Basın İlan Kurumu tıpkı televizyon ve radyolar üzerinde kılıcını sallayan RTÜK gibi, yazılı ve dijital medyanın ‘eli silahlı polisi’ haline gelecek, maalesef.

CEZALAR YAYGINLAŞTIRILACAK

İtirazlarımızı Meclis’te dile getirirken ‘Tartışmalı bu maddeleri, muğlaklıktan uzak olacak şekilde yeniden düzenleyelim, bunlar bizde büyük kaygı uyandırıyor’ dedik, dinlemediler. Mesleki itirazlarımıza karşı adeta cezalandırıldık. Mesleki düzenleme yapma amacıyla kurulan kurumlar birer ceza kurumuna dönüştürülürken şimdiden nokta atışı başlatılan cezalar yaygınlaştırılacak.

Yaklaşan seçimler öncesinde devlet kurumlarının, halkın tüm haberleşme kaynaklarını bir ahtapot gibi sararak, isterse sıkıştırıp boğacağı, isterse gevşetebileceği bir yasal düzenlemeye hayır diyoruz. Biz gazeteciler, topluma karşı sorumluluğumuz gereği bir kez daha hem yasa yapıcıları hem kamuoyunu bu noktada uyarıyoruz ve birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Bu yasa bu haliyle uygulanırsa ülkemizde basın, ifade ve haberleşme özgürlüğü büyük bir baskı ve kuşatma altına alınacak. Sadece basına değil, topluma da bir kuşatma ve sansür baskısı uygulanacak. Basın ve ifade özgürlüğünden yana olan halkımızı, tüm kamuoyunu ve bütün meslektaşlarımızı bu mücadeleye omuz vermeye davet ediyoruz.”