Duncan, sporcuların birer ‘ilah’ gibi yetiştirildiği, egolarının tavan yaptırıldığı bu düzende sessizliği, sakinliğiyle ortaya çıkmış bir anti kahraman. Genç sporculara başka bir yolun mümkün olduğunu gösteren özel bir karakter

Başka bir yol mümkün

EREN TUTEL

Kobe Bryant 26 Ocak günü helikopter kazası sonrası kızı Vanessa Bryant’la beraber trajik bir şekilde hayatını kaybettiğinde tüm dünya şoka uğramış ve yasa boğulmuştu. Henüz 41 yaşında yaşamını yitiren Kobe, kuşkusuz büyük bir sporcuydu ve sahada kendisini izleyen çocuklara, gençlere ilham veren bir karakterdi. Ama maalesef birçok profesyonel sporcu da olduğu gibi işin bir de saha dışında kalan bölümü var. 2003’te bir Kolorado’da bir otel çalışanına tecavüz suçlamasıyla hâkim karşısına çıkan Kobe yüklü bir miktar para karşılığında konuyu kapattı. Daha sonra yaptığı açıklamada ise suçunu itiraf eder gibiydi: “Ben o zaman rızası var sanmıştım ama şimdi anlıyorum ki yokmuş.”

Kobe’nin bu olaydan sonra çevresine karşı daha duyarlı olduğu ya da öyle gözükmeye çalıştığı doğru. Özellikle basketbolu bıraktıktan sonra kendi kızı da dahil olmak üzere kız çocuklarına destek vermesi, sürekli arkalarında olduğunu açıklaması ‘değişimini’ gösterir gibi. Ancak ne olursa olsun Kobe birçok delilin gösterdiği (kendisinin de üstü kapalı bir şekilde ima ettiği) üzere korkunç bir suç işlemiş ve karşılığında bir tomar para karşılığında hiçbir bedel ödememişti.

SPORCULARDAKİ ŞİDDET EĞİLİMİ

Bu biz sporseverler için oldukça yaralayıcı bir şey. İzlerken hayranlık duyduğumuz, yeteneklerine imrendiğimiz, çalışma azmini takdir ettiğimiz atletlerin korkunç şeyler yaptığını görmek kabullenmesi zor bir durum. Ancak kabul etmeliyiz ki birçok sporcu çok kötü şeyler yaptı ve yapıyor. Bu insanların büyük bir bölümü fiziksel olarak yaptığı fedakârlığın gerçek hayatta bir karşılığını olması gerektiğine inanıyor. Ve para kazanmaya başlayınca da kendilerini ‘dokunulmaz’ hissedip sonuçlarını düşünmeden çok kötü şeyler yapabiliyorlar. Ülkemizde de defalarca örneğini gördüğümüz üzere sporculardaki şiddet eğilimi, ün para arttıkça yükseliyor.

MUHTEŞEM KARİYER

Peki gerçekten büyük atletlerin hepsi mi böyle? Tabii ki hayır. Aralarında hem büyük sporcu olup hem de bütün bu ego savaşından sıyrılıp dikkat çekmek yerine sadece işini yapanlar da var. Bunlardan biri de: Tim Duncan. baska-bir-yol-mumkun-709544-1.Duncan, 21 yaşında adımını attığı ve 40 yaşında emekli olduğu NBA’de 5 şampiyonluk yaşadı, 3 defa final, 2 defa normal sezonun en değerli oyuncusu (MVP) seçildi. 15 defa All Star oldu, 10 defa NBA’de yılın takımına seçildi. Etkileyici bir kariyer değil mi? En az Michael Jordan’ın, Kobe Bryant’ın ve diğer büyük yıldızlarınki kadar etkileyici. Hatta o gelmeden NBA tarihinde şampiyonluğu bulunmayan Spurs’ün son 20 yılın en başarılı ve en istikrarlı takımlarından birine dönüştüğünü düşünürsek bir takımın kaderini tamamen değiştirdiğini söylememiz mümkün.

BAMBAŞKA BİR KARAKTER

Duncan, sporcuların birer ‘ilah’ gibi yetiştirildiği ve egolarının tavan yaptırıldığı bu düzende sessizliği, sakinliğiyle ortaya çıkmış bir anti kahraman. O parke üzerinde işini yaparken parke dışında medyaya malzeme vermeyen, bunu da kusursuz bir şekilde yerine getiren bir yıldızdı. Kolej yıllarında hocalarıyla beraber insan ilişkilerinde egonun rolü üzerine tez yazacak kadar farklı bir karakter. Kimilerince ‘sıkıcı’, bulunsa da Duncan, yukarıdaki sporcuların bir antitezini oluşturuyor ve ‘Madem ünlüyüm ve zenginim istediğim her şeyi yaparım’ tavrına karşı sakinliğiyle sporcular için başka bir yolun daha mümkün olduğunu gösteriyor. Şimdilerde Spurs’te yardımcı koçluk görevini üstlenen Duncan, her ne kadar tarzını beğenmeyenler olsa da işini sade bir şekilde yerine getirmeye devam ediyor. Yıllardır yaptığı gibi...