Basketbol federasyonunda keyfi uygulamalar, adam ve takım kayırmalar bitmek tükenmek bilmiyor. Biz buradan basketbolumuz için her

Basketbol federasyonunda keyfi uygulamalar, adam ve takım kayırmalar bitmek tükenmek bilmiyor. Biz buradan basketbolumuz için her şey daha güzel olsun, bütün uygulamalarda herkese eşit davranılsın diye kendimizi yırtarken, onlar tam tersini yapmaya devam ediyorlar. Zaten 2005 yılı federasyonun böyle anlamsız uygulamaları ile, bütün bu yanlışlar ile maalesef basketbolumuz açısından hiç başarılı geçmedi. Avrupa Şampiyonası ve sonrasında olanlar, basketbolumuzu yönetenlere bir tokat gibi patladı. Ama onlar yine de bu olanlardan yeteri kadar ders çıkartamadılar anlaşılan.

İşte bu yılın en son ve büyük rezaletini yine Semih Erden’in Fenerbahçe’ye yaptığı transfer ve sonrasında yaşanan olaylarda gördük. Tahkim Kurulu bildiğiniz gibi bundan 3 hafta önce Darüşşafaka’nın başvurusu üzerine bir karar vermiş ve Semih Erden’in Türkiye’deki tüm hakları nın Darüşşafaka’da olduğuna hükmetmişti. Biz de bu sütunlardan saf bir şekilde ‘ne kadar güzel, Türkiye’de bir hukuk devleti böylesine adalete uygun kararlar alabiliyor’ diye konuyu sizlere duyurmuştuk. Ama burası Türkiye olmaz oldu ve geçen hafta Tahkim Kurulu tekrar toplandı. Bu sefer ilk verdiği kararın tam tersi bir karar vererek Semih Erden’in haklarının Fenerbahçe’de olduğunu söyledi. Nasıl olur bu? demeyin. Ben de sizler gibi Tahkim Kurulu’nun verdiği kararları n nihai olduğunu ve bir daha değiştiremiyeceğ ini zannediyordum. Ama kazın ayağı öyle değilmiş. Türkiye’de gücün, paran ve arkanda amcan, dayın varsa her kararı aldırtabilir ve lehine çevirtebilirsin.

Bu karar nasıl alındı öyleyse ? diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum. Cevabı basit. Hiçbir konuda bu kadar titiz ve çalışkan olmayan federasyonumuz konu Fenerbahçe olunca hiç boş durmadı. Önce Semih’in Türkiye’ye transferine yol verecek olan yeni bir maddeyi transfer talimatnamesine ekledi. Ancak bunu resmi gazetede yayınlamayı unuttu. Tahkim kurulu aldığı ilk kararda, maddenin resmi gazetede yayınlanmadığı için geçerli olmadığını belirtince, federasyon: ‘Bunun da kolayı var hemen yayınlarız, olur biter’ dedi. 27 Kasım tarihinde acele ile maddeyi resmi gazete yayınladı. Gördüğünüz gibi çok çalışkan bir federasyonumuz var. Bunun üzerine Semih’e tekrar Fenerbahçe adına lisans verildi. Bu olayda birçok kez hukuk cinayeti işlenmiştir. Bir kere kazanılmış haklar ilkesi çiğnenerek Daçka’nın hakları yok sayılmıştır. Oyuncunun transfer işlemleri transfer sezonu bittikten sonra yapılmıştır. Bütün bunlara rağmen tahkimden Fenerbahçe lehine karar çıkmıştır. Karar Fenerbahçe ve federasyon için hayırlı ve uğurlu olsun. Ancak şu gerçeği hiç unutmamak lazım. Bu karar altyapıya ve dolayısı ile basketbolumuza ilerki yıllarda çok büyük zararlar verecektir. Sadece bir kulüp ve oyuncuyu kurtarmak için yapılan değişiklik, tüm hülle transferlerin yolunu açmıştır. Artık çok kolay bir şekilde genç bir oyuncunun aklını çelip, yurtdışına transfer edip daha sonra Türkiye’de oynatabilrsiniz.

Fenerbahçe, Darüşşafaka’nın zorlama ile kabul ettiği ve 90 bin auro aldığı bir oyuncuya neden 300 bin auro ödemiştir? Üstelik bu oyuncu Partizan’da bir sezon doğru dürüst forma bile giymemiştir. Darüşşafaka’nın bu hülle transferden görüldüğü gibi en az 210 bin auro zararı vardı r. Hâlâ bu alt yapı takımını bir koyundan iki post çıkartıyor diye suçlayanlar yazdıklarımı okusunlar yeter.