2001'deki Avrupa ikinciliğinden beri genelde başarısızlıklarını yazmaya alıştığımız 12 Dev Adam Japonya' da küllerinden adeta yeniden doğdu. Beni olduğu gibi bütün basketbol otorit

2001'deki Avrupa ikinciliğinden beri genelde başarısızlıklarını yazmaya alıştığımız 12 Dev Adam Japonya' da küllerinden adeta yeniden doğdu. Beni olduğu gibi bütün basketbol otoritelerini ters köşeye yatırdı. Herkes milli takımın gruptan zorla çıkacağını düşünürken millilerimiz ilkleri gerçekleştirip önemli rakiplerini tarihinde ilk kez yenerek gruptan çok rahat bir şekilde ikinci tura çıktı. Böyle bir yanılgıya ne kadar çok sevindiğimi anlatmaya kelimeler bile yetersiz kalıyor. Keşke milli takımın alacağı neticeler konusunda hep böyle yanılsak. Aslında turnuva başlamadan önce yazdığım yazılarda hazırlık maçları itibari ile takımın çok istikrarsız bir tablo çizdiğini belirtmiş ve iyi oynadığı oyunları Japonya'da iyi oyunlarını tekrar ederse başarılı olabileceklerini vurgulamıştım. Ve 12 dev adam ben dahil herkesi yanıltarak önüne gelen rakibini yendi ve Dünya'ya Türk basketbolünün gücünü gösterdi. Aslanlar aynı zamanda basketbolü Türkiye'nin gündemine oturtmayı başardılar. Öyle ki medya da basketbolümüz uzun zaman sonra ilk haber olarak yer almayı başardı. Peki eksik kadromuza rağmen bu kadar başarılı olmayı nasıl becerdik ? Herşeyden önce takım olmayı başardık. Mehmet Okur ve Hidayet Tür-koğlu'nun olmaması takımdaki diğer oyuncuları pozitif yönde etkilemiş adeta onları daha başarılı olmaları ve kenetlenmeleri yönünde kamçılamış. Sahada görev alan kim olursa olsun sonuna kadar mücadele ediyor savunmayı kesinlikle bırakmıyor gerekirse sakatlanma pahasına kendisini yerden yere atıyor. Zaten bu kadar mücadeleden sonra takımda nerdeyse sağlam oyuncu kalmadı.Ama takımın lideri ve kaptanı İbrahim Kutluay kendisi ile maç sonunda yapılan TV röportajında söylediği sözlerle takımın nasıl bir ruh hali içinde olduğunu anlatıyordu."Kolumuzda kopsa bacağımızda kırılsa sonuna kadar saha da mücadelemizi sürdüreceğiz."

Takım olarak Avrupa Şampiyonası'nda ne kadar dağınık ve mücadele gücünden yoksun oynadıy-sak dünya şampiyonasında tam tersini yapıyoruz. Kazanmak için ne gerekiyorsa sahaya yansıtıyoruz. Basketbolda kazanmanın temeli olan savunma felsefesini sahada en güzel şekilde uyguluyoruz. Bütün oyuncular genci ve tecrübelisi ile kenetlenmiş ve beraber başarıya odaklanmış durumda. Özellikle Kaptan İbrahim Kutluay olgunluk çağında takımda büyük bir liderlik örneği gösteriyor. Kendisi mücadeleyi sonuna kadar sürdürüyor sahada söylediği gibi kanının son damlasına mücadele ediyor ve arkadaşlarına en güzel şekilde örnek oluyor. Gerektiğinde savunmanın en güzel örneklerini verirken bazen de hücumda bulduğu sayılarla takımı rahatlatıyor. Serkan Erdoğan'da gençlere örnek olan takımı sırtlayan başka bir tecrübeli oyuncumuz. Sakat olarak geldiği Japonya'da sakatlığına hiç aldırmadan hem hücumda hem de savunmada müthiş işlere imza atıyor. Uzunlarımız ise pota altında rakipleri ile sonuna kadar mücadele ediyor ve hiç bir şekilde rakip uzunlar karşısında ezilmiyorlar. Fatih Solak özellikle aldığı ribauntlar ve yaptığı bloklarla resmen rakip oyuncuları canlarından bezdiriyor. Kerem Gönlüm aldığı hücum ri-bauntları ile takıma hayat öpücüğü veriyor. Ermal hücumda bulduğu sayılarla takımın ihtiyacı olduğu anlarda sahneye çıkıyor. Kaya Peker ise ismi ile özdeşleşmiş gibi tam bir kayayı andırıyor. Ümitler Avrupa şampiyonasında yıldızı parlayan Ersan İl-yasova aynı başarısını Japonya'da da sürdürüyor ve basketbolümüzün yeni yıldızlarından biri olarak parlıyor. Oyuncularımızın hepsi takıma en iyi şekilde katkı yapıyorlar. Oyunda olmayanlar ise kenardan takımı en iyi şekilde destekliyorlar. Millilerimizin aynı ciddiyetle turnuvanın sonuna kadar şımarmadan oyunlarını sürdürmeleri gekekiyor. Daha işin başındayız başarının taçlandırması ilerki turlarda alacağımız galibiyetlerle olacak.