Basra harap olduktan sonra
Haber Merkezi
Suriye’de içsavaşın başlamasının üzerinden 12 yılı aşkın zaman geçti. Bu süre içinde Suriye’deki bu savaşta en çok müdahil olmaya çalışanların başında AKP iktidarı geldi. “Emevi camisinde namaz kılma” hayaliyle başlayan süreç AKP’nin istediği gibi gitmedi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan son iki haftada defalarca Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’la görüşme talebini dile getirdi. Son olarak da önceki akşamki konuşmasında hem talebi resmileştirdi hem de durumu “dargınlık” olarak özetledi. Erdoğan “Muhataplarıyla görüşmek suretiyle inşallah bu dargınlığı, kırgınlığı aşmak suretiyle yeni bir süreci başlatalım istiyoruz” dedi.
Erdoğan durumu dargınlık olarak ifade etse de bu süreçte Suriye’nin tüm altyapısı çökmüş durumda. Ekonomik ve sosyal açıdan ülkede bir enkaz var. Savaş, ülkenin sanayi ve tarım sektörlerini ciddi şekilde etkiledi. Birçok fabrika ve tarım arazisi tahrip oldu veya kullanılamaz hale geldi. Savaş başlamadan önce Suriye’nin Gayri Safi Yurt içi Hasılası 67,5 milyar dolarken bu rakamın bu yıl 9,42 milyar dolar olması bekleniyor. Savaş başladığından ölen insanların sayısı ise çeşitli kaynaklara göre 600 bini aşmış durumda. Bunların önemli bölümünü siviller oluşturuyor.
Ülkede yaşayan insanların neredeyse tamamı yerinden yurdundan oldu. Suriye Araştırma ve Politika Merkezi (SCPR)'nin 2020 yılı raporuna göre, savaş nedeniyle yaklaşık 12 milyon kişi yaşadığı yeri terk etti. Bunların yaklaşık 7 milyonu ülke dışında çıkmak zorunda kaldı. Bu yerinden edilen insanların önemli bölümü Türkiye sınırları içerisinde yaşıyor.
Suriye bağımsız komşu devlet olmaktan çıktı, emperyal güçlerin bir oyun alanı olarak kullandığı bir askeri üs cenneti haline getirildi ve parçalara bölündü. Amerika yaşanan savaş sayesinde Suriye topraklarında cirit atıyor. Rusya ve İran gibi ülkelerin nüfuz alanları oluştu. Suriye bataklığa dönüştürüldü ve Türkiye de bunun içinde kaldı. Bunda Erdoğan ve AKP yönetiminin izlediği siyasetin de payı çok büyük.
Kuzey Suriye’de konumlanan ve Türkiye’nin desteklediği cihatçı güçlerin varlığı da büyük bir sorun. Suriye toprakları içinde 60 ile 100 bin arasında ülke dışından gelen savaşçıların varlığı uluslararası raporlara da yansımış durumda. Aileleri ile yüzbinleri bulan bir nüfustan bahsediyoruz. İdlib kentinin varlığı bile tek başına sorunun büyüklüğünü göstermek için yeterli. Artık mesele Esad’la görüşmeyi çoktan aştı ve bunun suçlularından biri Saray Rejiminden başkası değil.