Batı Karadeniz’in altını oyacaklar
Batı Karadeniz Bölgesi’nde son bir haftada 4’üncü grup maden sahası için 35 noktada ihale ilanına çıkıldı. Yaşam savunucuları ‘‘Vahşi madencilik ihalesi bölgemizdeki ormanları ve kültürel mirası tahrip edecek’’ dedi.

Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.netÜlkede vahşi madenciliğin doğaya ve yaşam alanlarına verdiği tahribatların boyutu her geçen gün artıyor. Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), geçen haftadan bu yana 867 maden sahasını ihaleye çıkardı. Bu listede Batı Karadeniz Bölgesi’ndeki 3 ilde 35 tane 4’üncü grup maden sahası olması dikkat çekti. Bu sahaların 27’si Kastamonu, 2’si Bartın ve 6’sı ise Safranbolu’nun da içinde olduğu Karabük’te olacak.
49 bin 761 hektarı kaplayacak olan maden sahalarına ekoloji örgütleri ve aktivistler tepkili: “Kaplandede dağlarından, Küre dağlarına kadar olan bölgede bulunan ormanlık alanlar, kültürel miraslar, endemik türler, su kaynakları, biyolojik çeşitlilik için tehlike yaratacak bir süreç başlıyor. UNESCO koruma listesindeki Safranbolu’da tehlike altında.’’
CİDDİ SALDIRI ALTINDA
Ülkenin ekolojisi, tarım ve hayvancılığı, yaşam alanları maden sevdasına kurban ediliyor. Çevre aktivisti Çetin Yılmaz, Batı Karadeniz’in çok ciddi bir ekolojik saldırı altında altında olduğunu, şimdi de altın madenleri ile kentin büyük tahribata uğrayacağını söyledi. ‘‘Yerin altını üstüne çeviren vahşi madencilik ihalesi Batı Karadeniz bölgesinde bulunan ormanlık alanlar ve kültürel mirasları tahrip edecek’’ diyen Yılmaz, şunları dile getirdi:
‘‘Çok büyük bir kısmı IV. grup yani ‘altın, bakır, çinko, demir, manganez’ maden alanı ile bölgemizi yaşanmaz hale getirecekler. 27 Şubat ve 3 Mart 2025 tarihlerinde MAPEG’in internet sayfasında duyurulan ilanlarda ihalelerin, 14-28 Nisan 2025 tarihlerinde yapılacağı görülüyor. Listede büyük çoğunluğu IV. grup metalik (Demir, bakır, altın, çinko gibi madenler) maden olan 727 sahayı Nisan 2025’te ihaleye çıkaracak. Bu listede Batı Karadeniz Bölgesinde 3 ilde 35 tane IV. grup metalik maden sahası mevcut olup çoğunluğu Kastamonu ilinde. Bu madenlerin kapsadığı alan toplam 49 bin 761 hektardır. Kaplandede dağlarından, Küre dağlarına kadar olan bölgede bulunan ormanlık alanlar, kültürel miraslar, endemik türler, su kaynakları, biyolojik çeşitlilik için tehlike yaratacak bir süreç başlıyor. Akçakoca, Alaplı ve Devrek ilçelerinde maden arama çalışmalarına karşı Batı Karadeniz halkı tepki göstermiş, maden sahaları olarak bilinen alanlardaki arama çalışmalarının durdurulması için yargı süreci başlatılmış, İdare Mahkemesi’ne dava açılmıştı.’’
SAFRANBOLU İÇİN RİSK
Ülke genelinde bir milyon hektarda fazla bir alanda vahşi madencilik yapıldığını söyleyen Yılmaz ‘‘Bunun için endişeliyiz. UNESCO Dünya miras listesindeki Safranbolu’da tehlike altında. Kastamonu ormanlarında yaban hayat çok güçlü. Belki de Türkiye’deki ormanlar içinde ekosistemin en çarpıcı örneği ve el değmemiş bir yer. Elinizi buralardan çekin’’ diyerek yetkililere seslendi.
∗∗∗
İHALEYE ÇIKILACAK MADEN SAHALARI VE BÜYÜKLÜKLERİ
• Bartın: 4
• Karabük: 5
• Kastamonu: 27
Genel toplam: 35 maden sahası, 49 bin 961 hektar
∗∗∗
ARGUVAN İLİÇ OLMASIN
Malatya’nın Arguvan’ın İsaköy, Hakverdi, Tatkınık ve Tarlacık köylerinin maden sahası ilan edilmesi bölge halkını ve yaşam savunucularının tepkisine yol açtı. Nazım Hikmet Meydanı’nda dün bir araya gelen yaşam savunucuları burada bir açıklama yapt. Malatya Çevre Platformu Sözcüsü Hasan Kaya, özetle şunları söyledi: ‘‘Doğadan, ekolojiden ve yaşamdan yana olan her birey ekoloji mücadelesine destek vermelidir. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı ve doğamızı yabancı şirketlere peşkeş çektirmeyeceğiz. Maden sahası ilan edilen köylerimizi vahşi kapitalizmin yıkım politikasına teslim etmeyeceğiz. Malalya’nın 9 ilçesi, vahşi maden şirketleri tarafından kuşatma altında. 4. grup madenler olan toryum, altın, kram, bakır, gümüş madenleri üzerine yeni sahalar açılacaktır. Arguvan’ı, İliç yaptırmayacağız.’’
∗∗∗
ÜLKENİN VARLIKLARI TALAN EDİLİYOR
Vrije Üniversitesi Amsterdam Çevre Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Erdoğan Atmış, Bartın ile Kastamonu ve Karabük’ün Türkiye’nin orman yüzölçümü en yoğun olan illeri arasında geldiğini anımsatarak ‘‘Buralar bitki çeşitleri en fazla olan kentler. İktidar güzel olan her şeye düşman’’ dedi.

Atmış, özetle şunları kaydetti: ‘‘MAPEG uydulardan madeni bulup ihaleye çıkıyor. İhaleyi de hükümete yakın isimler alıyor, yani birilerine bu ihaleler adrese teslim verilmiş oluyor. Gözleri durmuş durumda. Bu iktidar kalkınmanın yolunu ülkedeki ormanlara, dağlara, ovalara, sulara, göllere ne varsa bütün doğal varlıkları talan ederek bulmuş, Kalkınan sadece bürokratların, politikacıların ve iş adamlarının, merdivenaltı madencilerin cepleri. Bakkallık yapanlar bile artık madenciliğe başladı. Çok iyi bir para ver çünkü, bedava denecek bir maliyetle bu işlere kalkışıyorlar. Örneğin Kastamonu’daki bir mermer ocağındaki yatırım 8 ayda kendini amorti ediyor. Ülkenin varlıklarını bu şekilde talan ediliyor. Bu sadece bürokratı, iş insanını ya da siyasiyi zengin etmiyor, aynı zamanda iktidar partisine de siyasal bir destek sağlıyor. İktidarın gücüne güç katıp devam etmesini sağlıyor. Ormanlık alanlar korunmalı ama artık bu iktidar ve iş insanlarının çoğunun gözünde ormanların hiçbir değeri yok. Tek dertleri ceplerini doldurmak, iktidarda iktidarlığını daha uzun sürdürmenin derdinde. Bunların ortaya koyduğu orman ve çevre politikalarının hepsi hikâye. Ormanı, doğanı, suyu, akarsuyu, tarım arazilerini, meraları yok edecek ne varsa hepsini kanunlarla, yönetmeliklerle ve mevzuatlarla düzenlediler. Bunların karşısında olabilmek için yerel halkın bilinçlenmesi ve mücadele etmesi çok önemli. Madenlerle ilgili yaptığımız ve geçen yıl yayımlan bir çalışmada Türkiye’deki ormanların üçte birinin bu tür madencilik ve enerji faaliyetleri nedeniyle tehdit altında olduğunu göstermişti. Bu projeler hayata geçerse ormanların üçte biri yok olacak.’’