Batıl inançlara meydan okuma
Seda Gazioğlu’nun 4’üncü kişisel sergisi ‘‘O Kedi Siyah Mıydı?” batıl inançlar özelinde insan zihninin topografisi ve toplumsal örüntülere yoğunlaşıyor. Gazioğlu, bugün açılacak sergisine ilişkin “Bir meydan okuma” dedi.
Işıl Çalışkan
isilcaliskan@birgun.net‘‘O Kedi Siyah Mıydı?’’ sorusu, sanatçı Seda Gazioğlu’nun yeni sergisiyle birlikte zihinlerde yankılanıyor. Ziyaretçileri kendi iç dünyasına bir yolculuğa çıkaran sergi, alışılmışın dışında bir dil kullanarak, korkularımız, ritüellerimiz ve bilinmeze duyduğumuz merak üzerine odaklanıyor. Batıl inançların gücünü ve insan zihninin karmaşık yapısını, farklı malzemeler ve tekniklerle ortaya koyuyor. Eserler, antik halılar üzerine yağlı boya, paslanmaz çelik, kumaş üzeri nakış gibi çeşitli malzemelerden oluşuyor. Gazioğlu’nun eserlerinde, ölüm korkusu, güvenli liman arayışı ve toplumsal ritüeller gibi evrensel temalar ön plana çıkıyor. Sanatçı, bu temaları işlerken, nesilden nesile aktarılan geleneklerin görünmeyen yüzlerini gün yüzüne çıkarıyor.
Seda Gazioğlu, korku ve batıl inançlar üzerine yaptığı sorgulamalarla, bu olguların modern toplumdaki yerini ve kökenlerini keşfetmeye yönelik derin bir yolculuğa çıkmış. Bu yolculuğun arkasındaki motivasyonu, günlük yaşamın alışılmış, rutin ve standart yapısına karşı duyduğu meydan okuma duygusu olarak tanımlıyor. Gazioğlu, bu standartlık içinde bir anlam bulma arzusunun, batıl inançlar üzerine düşünmeye sevk ettiğini belirtiyor. Gazioğlu, ‘‘Batıl inançlar, ister inanarak ister inanmayarak, çoğu zaman farkında bile olmadan tekrar ettiğimiz, günlük ve genellikle komik görünen tepkilerden, sözlerden ve eylemlerden oluşuyor’’ diyor ve bu basit eylemlerin ardındaki gizemi çözme arzusunu vurguluyor.
REFLEKSTEN BAĞIMLILIĞA
Seda Gazioğlu’nun dikkat çektiği önemli bir nokta, bu tür davranışların başlangıçta inançsızca, bir tür refleks olarak yapılması. Ancak Gazioğlu bu tepkilerin zamanla, insan zihninin bir alışkanlık ya da bağımlılık haline dönüştüğü bir duruma geldiğini ifade ediyor. ‘‘Beynimizin neden bu kadar bağımlı hale geldiğini, bu ritüellerin nasıl bir mekanizmaya dayandığını ve neden inançlı ya da inançsız, bu tepkilere sarıldığımızı anlamaya çalıştım’’ diyor Gazioğlu. Batıl inançların ve sıradan gibi görünen ritüellerin ardındaki büyü ve kökleri keşfetme arayışı, ona günlük hayatın görünmeyen bağlarını ve gizemini ortaya çıkarma çabasında ilham veriyor.
Gazioğlu, batıl inançların günümüzde hâlâ toplumsal bağlamda güçlü bir yer tuttuğuna dikkat çekiyor. Gazioğlu, “Modern teknoloji ve bilimin hüküm sürdüğü çağda bile, insanlar bilinmeyene karşı duydukları korku ve belirsizliği kontrol etme isteğiyle batıl inançlara sarılmaya devam ediyorlar. Günlük yaşamda batıl inançları fark etme oyununa başladığınızda, çevrenizde ne kadar sık ve ne kadar çok olduklarını görebilir ve hatta kendinizde de olan, daha önceden varlığını hiç sorgulamadığınız batıl inançlarınızla yüzleşebilirsiniz’’ diyor.
KEDİNİN TARİHLE İMTİHANI
Gazioğlu’nun sergisinde, kedi figürü sadece bir hayvan olarak değil, derin kültürel ve psikolojik anlamlar taşıyan bir sembol olarak karşımıza çıkıyor. Kedilerin tarihsel serüveni, tanrılaştırılmalarından şeytanla özdeşleştirilmelerine, ardından yeniden insan hayatında önemli bir yere gelmelerine kadar dramatik dönüşümler geçirdiğini belirtiyor. Gazioğlu, ‘‘Bir dönemin tanrısı, bir sonraki dönemin şeytanı haline gelirken, kedi bu sürekli değişen rolleri sanki bir oyun gibi keyifle benimsemiş gibi geliyor bana’’ diyerek, kedilerin bu çok katmanlı kültürel rol değişimlerine dikkat çekiyor.
Serginin eserleri, kullanılan farklı malzeme ve tekniklerle batıl inanç temasını derinleştiriyor. Halıların, geçmişin ritüellerine ve gizli hikayelerine atıfta bulunurken, paslanmaz çelik inançların zamansızlığını simgelediğini ve aynalar, batıl inançların tarihsel köklerini yansıttığını ifade eden Gazioğlu, ‘‘Her malzeme, taşıdığı kendi hikâyesiyle konuyu daha katmanlı bir şekilde anlatmama yardımcı oldu” diyor.
Sergi, batıl inançları yalnızca tarihsel bir perspektiften ele almakla kalmıyor, aynı zamanda güncel bir yorumla da bu inançların evrimini gözler önüne seriyor. Gazioğlu, ‘‘Bu sergi, geçmişten, günümüzden ve gelecekten ipuçlarını bir araya getiriyor,’’ diyor. Sergide, batıl inançların geçmişten bugüne nasıl şekillendiği ve gelecekte nasıl evrilebileceği üzerine yapılan araştırmalar ve farazi öngörüler yer alıyor. Bu sayede, sergi sadece geçmişi değil, geleceği de keşfetmek için bir alan yaratıyor.