Hayvan satışında kâr beklentisi yüksek olunca maliyeti hayvan eziyetle karşılıyor

Bavullardan vitrinlere; petshop hayvanları

> UMUT YİĞİT @umut_yigit

Modern insanın tükettikçe var olabildiği zamanlarda, tüketim nesneleri de çeşitlilik kazanıyor. Kalabalıklaştıkça yalnızlaşıyor, bu hali de bastırmak için diğer türlerin yaşam haklarını belli bedeller karşılığında satın alıyoruz. Bu satın alma işlemini meşru kılan sistemde Petshop’ların sayısı da bir hayli artıyor. İstanbul Bayrampaşa’da Petshop işleten İlker Şen ile satışı yapılan hayvanların vitrinlere ulaşana kadar geçen hikayesini konuştuk.
Hayvan satışında kar beklentisi yüksek olunca maliyeti hayvan eziyetle karşılıyor. Kedi ve köpek yurtdışından da geliyor Türkiye’de de üretiliyor. Ağırlıklı olarak yurtdışından geliyor çünkü buradaki üretim oldukça maliyetli. Çiftlik kurulması büyük bir maliyet ve Tarım Köy işleri bakanlığından izin alınması da zor bir iş. Tabi bunun dışında biz de millet olarak bir şeyler kaçırmayı severiz. Yasadışı olarak çantada kediyi, köpeği bayıltarak getirenler var. İş edinmişler onlar bu işi. Örneğin King Charles Cavaliere türü bir köpeğin piyasa fiyatı 2500 liradır. Yurtdışında bu köpekler sahiplendiriliyor. Sokak da veya barınakta kalanı da var. Oralardan getirilen köpekler burada 700 lira civarına çiftliklere satılıyor. Ardından çiftlikler de 1500-2000 TL arası bir fiyata petshop’lara satıyor. Bu hayvanlar gemiyle de getiriliyor. Japon balıkları uçakla getirilir. Yarım metrekarelik bir alana belli sayıda japon balığı konulur. Belli başlı kriterler sağlandıktan sonra resmi olarak ithalatı yapılır. Ama iş kedi köpeğe gelince mevzu değişiyor tabi. Yurtdışından yasal yollarla kedi köpek getirebilmek için hayvana kimlik pasaport çıkartmak gerekiyor. Gerekli aşıları yapıldıktan sonra 10 gün veteriner hekim kontrolünde karantinada kalması lazım. Tüm bunlar olduktan sonra maliyeti de yükseliyor. Bu işi yapan insanların kar beklentisi yüksek olduğu için bu maliyeti karşılamak yerine kaçak olarak getirmeyi tercih ediyorlar. Zaten onların gümrükte bu işlerini halleden adamları vardır. Bazen bir karton sigarayla bazen biraz parayla göz yumuluyor.


Siparişe özel “hizmet köpeği” üretiliyor
Her ülkede her köpek var artık. Türkiye’de kangal ve alabay vardı sadece eskiden. Şimdi başka türleri de üreten çiftlikler var. İstemdışı kırma hayvanlar türleri de gelişiyor. İnsanlara güzel görünmedikleri için tercih edilmiyor tabi ayrı bir konu. Hayvanların asimilasyonu da insan eliyle yapılıyor. Örneğin sibirya kurdu getiriliyor. O hayvanın bu toprakların iklimine adapte olabilmesi çok zor. Jenerasyonları geçtikçe bir şekilde uyum sağlıyor ama türünün özelliğini kaybediyor başka bir tür oluveriyor. Köpeklerin türleri insanların taleplerine göre de çoğalıyor. İyi koku alan, gözü iyi gören, sezgileri kuvvetli bir köpek isteyen birisi çiftliklere sipariş verebiliyor. Görme yetisi, koku alma yetisi iyi olan 4-5 tür arasında çapraz üreme yaptırlıyor. İki çifte ayrılan köpeklerden gelen yavrular da birbirleriyle çiftleştiriliyor. İsteğe cevap vermediyse bu işlem çapraz üreme ile devam ediyor. Bu köpeklere de «hizmet köpeği» adı veriliyor. Halen üretilmeye çalışılan türler var. Bu aralar dövüş köpekleri revaçta. Yasal değil ama yapılıyor. Pittbull beslemek sözde yasak ama besleniyor. Derisi dayanıklı ve dişleri güçlü bir köpek olduğundan tercih ediliyor. Daha güçlü bir pittbull arıyor hatta insanlar. Yavruyken alınıp yetiştirilen bu köpekler yetkinleşince dövüştürülüyor. Bahis açıyor sahipleri. Kazanan parasını alıyor, kaybeden yaralı köpeğiyle kalıyor. Pitbull içgüdüsel olarak karşısındakine üstünlük kurmaya çalışan bir tür olduğundan kolay dövüştürülüyor.

Suriye ve Pakistan’dan gelen kuşlar telef oluyor
Türkiye’deki kuşlar genellikle yurtdışından ithal ediliyor. Muhabbet kuşu, papağan ve kanarya ithalatçılar tarafından satılıyor. Paketlenir, faturasını kesilir, teslim edilir petshoplara. Türkiye’de yasal üretimi pek yapılmaz. Bizim kuş hastası insanlarımız var. Evlerinin çatısında, odalarında kuş üretirler. Hint bülbülleri sosyal ve tek eşli hayvanlardır üretimi kolaydır. Mesela 50 çift hint bülbülünü bir odaya atarlar. 2 ayda bir 4-5 yavru verir hint bülbülü. Kuşçular da yeni yavruları Eminönü’ne götürüp satarlar. En kolay satış yapılabilecek yer Eminönü’dür.
Pakistan ve Suriye’den de muhabbet kuşları getiriliyor ucuz yollu. İkili bölmeli kasalarda gelen bu hayvanlar 50’şerli halde koyulur kasaya. Yemler yerlere atılır, ufak bir kaba su konur. Tabi yolda gelirken kamyonun kasasında ne olur ne biter kimse bakmaz. Telef olur hayvanlar. Alan dar olduğu için birbirlerini yaralarlar, ölürler. Mantar, iç kuruma hastalığı kaparlar kasaların içinde. İthalatçıda elenir o hayvanlar. İç kuruması olan kuşlar ne yerse yesin faydalanamaz ve ölür. O hayvanları satanlar da alanlar da randıman alamaz. Yaşayamıyor hayvanlar burada. Zaten ucuza satılırlar diğer ithalatlara göre. Sağlıklı gelen kuş da istemsizce sahibi tarafından zehirlenebiliyor. O kuşları en çok kuruyemişçilerde satılan açık yemler zehirliyor. Bir muhabbet kuşu en fazla 16 yıl yaşar. Ortalaması 11-12 yıldır. Bizdeki ortalama oldukça düşük.