Yeşiller ve SPD, Bavyera Parlamentosu'nda yeni bir NSU Araştırma Komisyonu kurmak için önerge verdi. Katledilenlerin aileleri ile aşırı sağcı şiddete karşı uzman dayanışma merkezi ile sivil inisiyatiflerin, "Üstü kapanmasın" diyerek parlamentoya başvurduğu kaydedildi.

Bavyera'da NSU cinayetleri yeniden araştırılacak

BİRGÜN / ALMANYA

Yeşiller ve SPD Bavyera Meclisi Grupları, üç yıllık hazırlık döneminden sonra ırkçı örgüt NSU'nun eyaletteki cinayetlerini ve bombalı saldırılarını kapsayan ikinci bir araştırma komisyonu için önerge verdiler.

SPD ve Yeşiller'in birlikte yaptıkları basın açıklamasında, yeni araştırma komisyonunun amacının NSU'nun cinayetleri ve terör saldırılarıyla ilgili henüz yanıtlanmamış sorulara cevap aramak, Bavyera güvenlik ve adalet kurumları, bakanlık ile siyasi karar vericilerinin olası hatalarını ortaya çıkarmak olduğu kaydedildi. Açıklamada Yeşiller ve SPD'nin parlamento gruplarının, aşırı sağcı, ırkçı ve anti-Semitik şiddetin mevcut tehditleri ile sağcı terörizmin devam eden tehlikesini göz önünde bulundurarak, mevcut durumu aydınlatmak istedikleri belirtildi. NSU kompleksinin Bavyera arka planının ve aktörleri hakkında çok sayıda sorunun acil cevaplanması gerektiğine de dikkat çekildi. Ayrıca NSU kurbanlarının çok sayıda akrabası, NSU davasının yardımcı savcıları, aşırı sağcı şiddete karşı uzman danışma merkezlerinin yanı sıra sivil toplum inisiyatifleri, 'Üstü çizilmesin!' diyerek eyalet parlamentosuna dilekçe verdikleri, bu nedenle NSU kompleksi hakkında ikinci bir soruşturma komitesinin kurulmasının şart olduğu belirtildi. Bavyera Eyalet Parlamentosu'nda ilk araştırma komisyonu, NSU'nun ortaya çıkarılmasından altı ay sonra kurulmuş ve bir yıl çalışmıştı.

1,5 YIL GÖREV YAPACAK

bavyera-da-nsu-cinayetleri-yeniden-arastirilacak-997019-1.

Yeşiller ve SPD Bavyera Parlamentosu Grupları, 236 sorudan oluşan araştırma komisyonu önergesini meclise verdiler. 28 Nisan'da anayasa ve hukuk komisyonunda görüşülecek olan önerge, 11 Mayısta mecliste karara bağlanacak. Yeşiller ve SPD meclis gruplarının oyları, önergenin kabulu için gerekli olan beşte bir çoğunluğa yetiyor. Böylece Bavyera 2. NSU Araştırma Komisyonu'nun kurulmasının önünde engel kalmadı. Liberal parti FDP ile iktidar partileri CSU ve Freie Wähler (Bağımsız Seçmenler) oylamada nasıl tavır alacaklarını anayasa komisyonunda belirleyeceklerini açıkladılar.

1,5 sene süresince görev yapacak olan araştırma komisyonu görev alanını üç ana başlıkta toplayacak. Birinci konu güvenlik ve istihbarat teşkilatlarının tamamen başarısız olmasının nedenleri ve bu zaafların giderilip giderilmediği. İkinci ana konu ise mağdurlara karşı yapılan haksızlıklar ve bunun sonuçları. Üçüncü konu ise yardım ve destek ağının ortaya çıkarılması, gerekirse ek bir yargılamanın önünün açılması.

"ÜÇ YIL HAZIRLIK YAPTIK"

Bu konuda üç senedir hazırlık yapan Yeşiller'in aşırı sağa karşı strateji geliştirmekten sorumlusu Cemal Bozoğlu, basın konferansında şöyle dedi: "NSU yapılanması kesinlikle iki tetikçi ve 20 kişinin yardım ettiği bir yapılanma değildi. Sayıları birkaç yüz kişiyi bulan Almanya çapında birbiriyle haberleşen bir terör yapılanmasıydı. Bu yapılar dağıtılmadıkça NSU'nun yaptıklarının tekrarlanması an meselesi. Yeterli kararlılıkla NSU yapılanmasının üstüne gidilseydi belki Kassel valisi Walter Lübcke bugün yaşıyor olacaktı. Bu nedenle bu yanlışlar üzerine kararlılıkla gidilmeli ve suçlular cezalandırılmalı. Münih'te yürütülen NSU davası kararı okunduktan sonra Naziler alkışladı, mağdurlar ağladı. Bu ruh hali hala devam ediyor. Bu adaletsizliği gidermek için kendi üzerimize düşen sorumluluğu yerine getireceğiz. Üçüncü ana konu ise güvenlik kurumlarının sağ terör konusundaki yetersizliği veya zaafları. 12 yılda ne kadar yol aldık, bunu bilmek istiyoruz. Eksiklikleri gidermek için hangi önlemler alındı? Yeterli mi değil mi bu konuları inceleyeceğiz. Gelecek 1,5 sene içerisinde oldukça kapsamlı olan belgeleri inceledikçe yeni bilgileri kamuoyuyla paylaşacağız"

YANITLANMASI GEREKEN ÇOK SAYIDA SORU VAR

bavyera-da-nsu-cinayetleri-yeniden-arastirilacak-997020-1.

NSU 2. Araştırma Komisyonu Başkanı, Yeşiller Bavyera Parlamentosu Hukuk Sözcüsü Toni Schuberl, Yeşiller Bavyera Parlamentosu Aşırı Sağa Strateji Geliştirme Sözcüsü Cemal Bozoğlu ile SPD Bavyera Parlamentosu Grubu Başkan Yardımcısı Arif Taşdelen'in yaptıkları ortak açıklamada da özetle şu ifadelere yer verildi:

Bavyera'daki aşırı sağcı çevreden NSU'yu, Bavyera'daki saldırılarını ve suikastlarını hazırlarken desteklemiş olabilecek ağlar, gruplar ve irtibat kişileri daha fazla araştırılmalıdır. NSU civarındaki çeşitli güvenlik kurumlarından muhbirlerin ve muhbirlerin rolü ve bilgileri de araştırma komisyonunun konusu olacak. Komisyon ayrıca, NSU'nun Haziran 1999'da Nürnberg'de bir restorana düzenlediği bilinen ilk bombalı saldırıyla ilgili olarak güvenlik yetkilileri tarafından yürütülen soruşturmalara da özel bir ilgi gösterecek. Komisyon ayrıca soruşturma makamlarının NSU cinayeti kurbanlarının aileleri ve akrabalarıyla nasıl ilgilendiğini de inceleyecek.

Mevcut aşırı sağ tehdit potansiyeli açısından, NSU ile mevcut sağcı terör tehditleri arasındaki olası süreklilikler ve bağlantılar da incelenmeli. Amaç, aşırı sağcı militanların eylemlerinin daha iyi soruşturulması ve kovuşturulması için NSU'nun eylemleriyle ilgili hatalardan ve eksikliklerden doğru siyasi ve örgütsel sonuçlar çıkarmaktır. Yeşiller ve SPD'nin parlamento grupları, aşırı sağcı, ırkçı ve anti-Semitik şiddetin mevcut tehditleri ile sağcı terörizmin devam eden tehlikesini göz önünde bulundurarak, mevcut durumu aydınlatmak istiyor. NSU kompleksinin Bavyera arka planı ve aktörleri hakkında çok sayıda sorunun acil cevaplanması gerekiyor.

NSU 10 YIL ÖNCE AÇIĞA ÇIKARILMIŞTI

Kasım 2021'de, NSU (Nationalsozialistischen Untergrunds - Nasyonalsosyalist Yeraltı Örgütü) ortaya çıkarılmıştı. 2011'de kendini ifşa edene kadar NSU, on iki yıl boyunca yeraltında on kişiyi katletti. En az üç bombalı saldırı ve çok sayıda banka soygunu gerçekleştirdi. Güvenlik birimleri ve yargı kurumları bunu fark edemedi. NSU, Almanya'nın savaş sonrası tarihindeki en tehlikeli ve en köklü aşırı sağcı terörist grup oldu. Dönemin Şansölyesi Angela Merkel, bir keresinde NSU kurbanlarının akrabalarına ve hayatta kalan kurbanlara NSU'nun suçlarının tamamen ve koşulsuz olarak açıklığa kavuşturulacağına dair söz vermişti. Ne yazık ki, NSU'nun ifşa edilmesinden on yıl ve Münih Yüksek Bölge Mahkemesi'ndeki NSU davasının sona ermesinden üç yıl sonra da, bu vaadi yerine getirmekten hâlâ çok uzağız.

⦁ Beş cinayetin ve NSU'nun Bavyera'daki bilinen tek saldırısının kimin yardımıyla planlandığı ve muhtemelen gerçekleştirildiği hâlâ belirsiz.

⦁ NSU için çok sayıda olası saldırı hedefini ve kaçış yollarını kimin bu kadar titizlikle gözetlediği hâlâ belli değil.

⦁ Güvenlik yetkililerinin on yıldan fazla bir süredir neden tamamen yanlış yönde soruşturma yürüttüğü ve cinayetler dizisinin olası sağcı aşırılıkçı arka planına dair neredeyse tüm belirtileri neden görmezden geldiği hâlâ belirsiz.

⦁ NSU çevresinde çalışan çok sayıdaki gizli ajanın güvenlik makamlarına hangi bilgileri sağladığı ve özellikle Anayasayı Koruma Dairesi'nin ne düzeyde bilgi sahibi olduğu hâlâ belirsiz.

⦁ Katledilenlerin akrabalarının ve ailelerinin polis ve savcılar tarafından neden şüpheli muamelesi gördüğü hâlâ belli değil.

NSU kurbanlarının çok sayıda akrabası, NSU davasının yardımcı savcıları, aşırı sağcı şiddete karşı uzman danışma merkezlerinin yanı sıra kararlı insanlar ve sivil toplum inisiyatifleri, 'Üstü çizilmesin!' sloganıyla eyalet parlamentosuna başvurdu ve dilekçe verdi. Bu nedenle NSU kompleksi hakkında ikinci bir soruşturma komitesinin kurulması gerekliydi. NSU'nun suç mahalli şehirleri olan Nürnberg ve Münih'teki belediye meclisleri de ikinci bir soruşturma komitesi için gruplararası kararlarda oy kullandı. Yeşiller ve SPD'nin meclis grupları da Bavyera Eyalet Parlamentosunda ikinci bir NSU soruşturma komitesi girişimiyle etkilenen ailelerin yanı sıra siyaset ve sivil toplumdan bu istek ve endişelerin hakkını vermek istiyor.

BAVYERA NEDEN ÖNEMLİ?

⦁ Bavyera, NSU'nun Almanya'daki en önemli ve merkezî suç mahalli idi.

⦁ Bavyera, NSU'nun Haziran 1999'da Nürnberg'deki 'Sonnenschein' restoranına bombalı saldırı düzenleyerek bir dizi saldırıyı başlattığı eyalettir.

⦁ NSU bu eyalette beş kişiyi öldürdü: Enver Şimşek, Abdurrahim Özüdoğru, Habil Kılıç, İsmail Yaşar ve Theodorus Boulgarides.

⦁ NSU bu eyalette bazıları titizlikle olmak üzere birkaç yüz olası suç mahalini gözetledi.

⦁ Bavyera aynı zamanda cinayet serisini çözmek için merkez polis özel birimlerinin, 'Soko Crescent' ve 'BAO Bosphorus'un da bulunduğu yerdi.

⦁ Burada güvenlik makamlarının NSU ile ilgili soruşturmaları, özellikle ailelerin çevresi ile organize suç odaklarına yönelik oldu.

İLK ARAŞTIRMA KOMİSYONU 2012'DE KURULMUŞTU

Bavyera Eyalet Parlamentosu'nun ilk araştırma komisyonu, NSU'nun kendisini ifşa etmesinden altı ay sonra Temmuz 2012'de kuruldu ve yasama döneminin sona ermesi nedeniyle çalışmalarına bir yıl sonra son vermek zorunda kaldı. Bu arada, Federal Meclis'teki ve farklı ülkelerdeki diğer 13 araştırma komisyonu, Münih'teki NSU davası ve kararlı gazetecilik araştırmaları aracılığıyla çok sayıda yeni bilgi elde edildi. Örneğin, Nürnberg'deki bombalı saldırı o sırada NSU'ya devredilemezdi. Bu nedenle Yeşiller ve SPD, birinci soruşturma komisyonunun nihai raporunda, sürenin kısıtlı olması nedeniyle birçok sorunun yanıtsız kaldığını ve bu nedenle mevcut raporun ancak bir 'ara rapor' olabileceğini muhalefet şerhiyle belirttiler.

İLK SALDIRI İDDİANAMEYE ALINMADI

NSU tarafından yapıldığı bilinen ilk saldırı, Haziran 1999'da Sonnenschein adlı restoranda bir el feneri içine gizlenmiş bir patlayıcı ile yapıldı. Bir kişinin ağır şekilde yaralandığı bu bombalı saldırı, bugüne kadar hukuki bir açıklama ve cezai takibat yapılmadan kaldı. El feneri bomba saldırısı, ne Münih NSU davasındaki iddianamenin bir parçası ne de eyalet parlamentosundaki ilk NSU araştırma komisyonunun konusu oldu. Bugüne kadar bu eylemi tam olarak kimin yaptığı ve hazırladığı belli değil. Suçun hemen ardından polis, özellikle restoranın yaralı kiracısının çevresinde olmak üzere olası failleri aradı. Bu tarz soruşturma, sonraki tüm NSU cinayetlerinde tekrarlandı.

Güvenlik makamlarının NSU'nun Nürnberg ve Münih bölgesindeki olası bölgesel destek ağlarını araştırmasında da büyük eksiklikler olduğu görülüyor. Büyük Nürnberg/Fürth bölgesindeki aşırı sağcı ortam ile 1990'ların ve 2000'lerin sonlarında Thüringen ve Saksonya'daki NSU'nun doğrudan destekçisi ortamı arasında yakın bir bağlantı olduğuna dair sayısız işaret var. NSU'nun çekirdek üçlüsünün içinden çıktığı 'Thüringen Ulusal Güvenliği' ile Frankonya'daki neo-Nazi örgütlenme arasında dostane bağlantılar vardı. O zamanlar Nürnberg çrgütünün lideri olan Matthias Fischer, Mundlos, Böhnhardt ve Zschäpe saklandığı garajda bulunan bir irtibat listesinde yer alıyor. Thüringer Heimatschutz'un lideri Tino Brandt, 1995 ve 2001 yılları arasında Coburg'da yaşadı ve çalıştı. Thüringen ve Frankonya militan neo-Nazi örgütlenmelerin arasındaki bu yakın kişisel ve örgütsel bağlar, güvenlik yetkilileri tarafından henüz tam olarak açıklığa kavuşturulmadı.

NSU'YA DESTEK AĞLARI ARAŞTIRILMADI

NSU üçlüsüne ev sahipliği yapma ve destekleme merkezinde, militan kanadı Combat 18'in terörist saldırılarıyla tanınan Neonazi ağı "Blood & Honor"un üyeleri var. Destekleyenler arasında Neonazi kadro örgütü “Hammerskin Nation”ın üyeleri de bulunuyor. Ancak bugüne kadar Bavyera'daki güvenlik yetkililerinin bu komplocu yapıları araştırmak ve ifşa etmek için ne gibi çabalar sarf ettiği netlik kazanmadı.

Nürnberg'te 90'lı ve 2000'li yıllarda iyi organize olmuş ve saldırıya hazır "Blood & Honour" çevresinin Thüringen ve Saksonya eyaletlerindeki NSU destekçileriyle yakın ilişkiler vardı. NSU'nun ortadan kaybolmasından sonraki saldırı merkezi Nürnberg ile Chemnitz 'Blood&Honour' grupları arasında bir 'kardeş şehir' oluşumu vardı. Nürnberg'deki 'Blood & Honor' yapısının önde gelenlerden birinin, 2000'lerin başında Nürnberg bölgesinde yaşayan, tanınmış üçlü destekçisi Mandy S. ile milenyumun başında bir ilişki içinde olduğu söyleniyor. Söz konusu kişinin, öldürülen çiçekçi Enver Şimşek'in müşterisi olduğu söyleniyor. Mandy S. hâlâ Chemnitz'deyken saklanan üçlü için bir daire bulmakla uğraşıyordu. Beate Zschäpe, takma ad kullandı. Güvenlik yetkililerinin bu kişilerin Nürnberg'deki saldırılara karışıp karışmadıklarını ne ölçüde araştırdığı belirsiz.

NSU ÇEVRESİNDEKİ AJANLARIN ROLÜ DE BELİRSİZ

NSU'nun yakın çevresinde bulunan çok sayıda gizli ajanın rolü ve bilgisi daha fazla netleştirilmelidir.

'Thüringen Ulusal Güvenliği'nin kurucusu ve lideri ile Thüringen Anayasayı Koruma Dairesi'nin gizli ajanı Tino Brandt, 1995 ile 2001 yılları arasında Coburg'da yaşadı ve aşırı sağcı yayınevi 'Nation und Europa' için çalıştı. Tino Brandt, önde gelen Nürnberg bölgesinde Neonazilerle birlikte, 'Thüringen Ulusal Güvenlik'in karşılığı olarak 'Franken Bölgesi İç Güvenlik'i kurdu. Daha sonra NSU teröristleri Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt'ın kuruluşunda yer aldığı söyleniyor. Brandt, NSU destek ağında önemli bir isimdi. En azından saklandıktan hemen sonra çekirdek üçlü ile temas halinde olduğu söyleniyor. Thüringen ve Nürnberg Bölgesi neo-Nazi çevresi arasındaki merkezi bağlantılardan biridir. Bavyera ve Thüringen güvenlik yetkilileri arasında Tino Brandt'in Bavyera'daki faaliyetleri hakkında yakın bir fikir alışverişi oldu. Orada edinilen bilgiler, Bavyera'daki destek ortamı hakkında önemli bilgiler içerebilir.

Şimdiye kadar, Federal Anayasayı Koruma Dairesi için ajan 'Primus' olarak çalışan Ralf Marschner'ın rolü de netlik kazanmadı. Marschner'ın başlangıçta Bavyera Anayasayı Koruma Devlet Dairesi tarafından işe alındığı ve daha sonra Federal Büroya devredildiği söyleniyor. Teröristler Mundlos'u ve muhtemelen Böhnhardt'ı inşaat şirketinde geçici olarak çalıştırdığı söyleniyor. Marschner'ın Nürnberg Nazi ve holigan örgütlenmesiyle bağlantıları vardı. Nürnberg'deki olay yeri posta siparişi işi 'Troublemaker' ile ticari bağları olduğu söyleniyor. 'Troublemaker' şirketinin sahibi, Nürnberg'den Florian K., 2006'da BAO Bosporus'un tehlikeli bir konuşmasının muhatabı, bölgenin sağcı çevresinden biriydi.

El feneri bomba saldırısı ve Enver Şimşek'in öldürülmesi sırasında Marschner'in şirketi aracılığıyla Nürnberg'de bir şantiye işlettiği söyleniyor. Aynısı Münih'te Habil Kılıç'ın öldürüldüğü zaman için de geçerli olmalıdır. İlgili dönemler için, görünüşe göre, Marschner'ın inşaat şirketi tarafından araç kiralamaları var. Kiralamaların, NSU'nun mobil evlerini kiraladığı şirketten yapıldığı söyleniyor. Habil Kılıç'ın öldürüldüğü dönem için NSU tarafından kiralanan herhangi bir araç olup olmadığı bilinmiyor. Bunun gibi pek çok soru komisyon tarafından masaya yatırılacak.

NEO-NAZİLER NSU CİNAYETLERİNİ ÖRNEK ALIYOR

NSU açığa çıktıktan sonra bile sağcı terör, Almanya'da kanlı bir iz bırakmaya devam etti. Hatta bazı saldırılarda NSU kompleksiyle bağlantılar ve NSU'nun potansiyel destek ortamında faillerin bağlantıları bile var. Geçmişte, Kassel Valisi Walter Lübcke'nin katili Stephan Ernst'in, Kassel'de NSU soruşturmalarında dikkat çeken kişilerle iyi temasları olduğu söyleniyor. 90'lı ve 2000'li yıllarda Kassel 'Blood & Honor' ve 'Combat 18' örgütlerinde rol aldığı belirtiliyor.

'NSU 2.0' etiketi altında, politikacılar, avukatlar, sanatçılar ve gazetecilere yönelik ülke çapında bir dizi tehdit mektubu birkaç yıldır gündemde. Tehdit mektupları ve e-postaları gönderilirken polis bilgisayarlarından alınan gizli iç bilgiler de kullanıldı. Bu, Frankfurt, Wiesbaden ve Berlin'deki çeşitli polis karakollarında kapsamlı soruşturmalara yol açtı. Bu arada, olası bir failin Frankfurt'taki bir mahkemeye hesap vermesi gerekiyor. Her şeyden önce, tehdit mektupları dizisi, NSU kompleksinin tamamlanmamış soruşturmasının, takipçilerini nasıl cesaretlendirdiğinin bir göstergesidir.

Görünüşe göre NSU, mevcut sağcı teröristler için bile önemli bir ilham kaynağı ve siyasi bir rol modeli. NSU'nun ülke çapındaki destekçileri ağı hala sağlam ve birçok kişi hala aşırı sağcı çevrede aktif. Ayrıca, Halle ve Hanau'daki ırkçı katliam ile Yahudi aleyhtarı saldırılar, sağcı terörün yarattığı güncel tehlikenin göstergesidir. NSU kompleksinin daha fazla açıklığa kavuşturulması, mevcut aşırı sağ terörle mücadele için de büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle sağ terörün devamlılığı da komisyon için inceleme konusu olacak.