İktidarın gündemden düşürmediği Montrö tartışması ve emekli amiraller bildirisinin yansımalarını SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen ve Dr. Hakan Güneş BirGün Youtube kanalına değerlendirdi.

Bayat oyunlara halkın karnı tok

HABER MERKEZİ

TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un Montrö Boğazlar Sözleşmesi’yle ilgili sözlerinin ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın “takke ve cübbe” giydiği fotoğraflarının ardından 104 emekli amiral tarafından yayımlanan bildiri ülke gündeminden düşmüyor. Montrö Sözleşmesi’ne ilişkin tartışmaları alevlendiren bildiriye iktidardan ise sert tepki geldi. İktidar, 104 emekli amirali ‘darbecilikle’ itham ederek ülkedeki tansiyonu daha da yükseltti. Tartışmaların arka planı ise merak konusu. Uluslararası ilişkiler uzmanı Doç. Dr. Hakan Güneş ve SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, Montrö tartışması ve emekli amiraller bildirisini BirGün’ün YouTube kanalına değerlendirdi.


AKP, ABD’YE TEKRAR YAKLAŞMAK İSTİYOR

Montrö’nün tekrar gündeme gelmesinin AKP ile ABD arasındaki ilişki arayışının bir parçası olduğunu vurgulayan SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, “İktidar, Biden’ın Amerika’da iktidara gelmesinin ardından emperyalizmin yeni politikalarıyla uyum gösterecek şekilde bir hareketlilik içerisine girdi. Bir önceki dönemde AKP’nin dış politikada ABD ve Rusya arasındaki denge politikasında bir özerk alan yaratarak ilerlediği eksen boşa düştü. Dolayısıyla iktidarda da ciddi bir güç kaybına uğrayan AKP belli bir güç kaynağı elde edebilmek için ABD politikalarına tekrar yaklaşmaya çalışıyor. Montrö aslında ABD’ye verilen bir mesaj. Kanal İstanbul’la birlikte Montrö’den vazgeçilebileceğini ifade ediyorlar. Montrö, Karadeniz’e kıyısı olmayan -başta ABD olmak üzere- ülkelerin askeri yığınak yapmasını engelleyen bir anlaşma. Burada Avrupa Birliği ve NATO ekseniyle birleşerek Karadeniz’e yapmaya çalıştığı yığınağın önünü tümüyle açacak bir girişim” diye konuştu.


DARBE YAYGARASININ BİR ANLAMI YOK

15 Temmuz Darbe Girişimi'nin sorumlulularının AKP’nin eski ortakları olduğunu hatırlatan İşleyen şöyle konuştu: “İktidar dönemlerinde darbe ve vesayet üzerinde kurdukları ikilikle yol alabildiler. 2007’ler 2008’ler Ergenekon, Balyoz operasyonlarıyla başlayan 2010 Referandumu’na giden süreçte bu eşikleri, aslında Türkiye’de bir darbeye karşı tüm muhalefeti de pozisyon almaya çağıran geniş bir ittifaka dayanarak aştılar. Ama tüm bunlara dayanarak bildiğimiz tek bir şey var o da 20 yılda bir tane darbe girişimi oldu, onu da AKP’nin ‘ne istedilerse verdik’ dediği eski ortakları gerçekleştirdi. Dolayısıyla bu bildiri üzerinden çıkartılan darbe yaygarasının bir anlamı yok.”

AKP’nin darbe ve vesayet üzerinden kuvvet toplama oyunlarının bayatladığının altını çizen İşleyen, “Tüm bunların arkasındaki Amerikancılıklarını ve toplumu sürükledikleri büyük bir açlık ve sefalet gerçekliğinin üzerinin bu şekilde örtülebilmesi AKP’nin gündemi buradan yürütebilmesi, buradan güç toplaması ve ilerlemesi mümkün değil. Bu bayat oyunlar dönemi kapandı, inandırıcılığı kalmadı” ifadelerini kullandı.

ULUSALCILAR ORDUDAN TASFİYE EDİLDİ

Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Hakan Güneş ise, iktidarın ‘darbecilik’le itham ettiği 104 emekli amiral tarafından yayımlanan bildiriye ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Ben emekli amiraller tarafından yayımlanan bildiriyle bir mesaj verilmek istendiğini ancak ima edildiği gibi ordu içerisindeki bazı darbeci klikleri cesaretlendirmek yahut bunları harekete geçirmek üzere yapıldığı kanaatinde değilim. Çünkü sosyolojik olarak en az 15 yıldır ordu içerisinde Kemalist ulusalcı hassasiyetleri olan kesimler artık yok. Türkiye’de yakın bir tarihte darbe olacaksa potansiyel kesimler daha muhafazakâr, İslami referanslara sahip kesimler. Onlar da illa darbe yapacak iddiasında değilim ama bu yeni bir realite. İktidar bunu büyük bir manivelaya çevirdi. Demokrasiyi temsil ederek seçilmiş ve buna karşı da darbeyi ve vesayeti temsil eden silahlı kuvvetler kökenli insanlar. Böyle bir mağduriyet olduğunda bunun arkasına sığınarak meşruiyet devşirebilirsiniz.”

ÇEVRECİLER DARBECİ İLAN EDİLECEK

Montrö ve Kanal İstanbul arasında nasıl bir ilişki olduğunu da açıklayan Güneş, “İktidar, Montrö ile Kanal İstanbul’un tartışmasını da kriminalize etmeye çalışıyor. Hep böyle bir dış mihraklar yahut darbeci güçler; Kanal İstanbul’a karşı imajı yaratılmak isteniyor. Yarın o kepçeler çalışmaya başladığında ona itiraz edenlere darbecilik suçlaması yapılacak. İşte tam da bu, büyük oyun.”

“Bir ülkenin dış politikada güçlü olmasının yolu iktidarın halkıyla kavga etmemesinden geçer” diyen Güneş sözlerini şöyle noktaladı: “Bir ülkenin dış politika başarısı için tek bir lider etrafında toplanması ve gücünü kullanması yalanıyla aldatılıyor ülkemiz ve halkımız. Türkiye Cumhuriyeti dış politikada hiç bu kadar zayıf olmamıştı. Halkıyla kavga eden iktidarlar dış politikada etkili olamazlar ciddiye alınmazlar.”