Google Play Store
App Store

PSG'yi deplasmanda 2-1 mağlup eden Bayern Münih bu sezon oynadığı 16 maçtan da galip ayrıldı. 2-3 sezonluk bocalama döneminin ardından Vincent Kompany yönetiminde yeniden doğan Avrupa'nın devi, genç teknik direktörle beraber yeniden korkulan görüntüsüne geri döndü.

Kaynak: Spor Servisi
Bayern'in yeniden doğuşu: Kompany neleri değiştirdi
Bayern'in başına henüz 38 yaşında geçen Kompany şu ana kadar harika bir iş çıkarıyor. Depo Photos

Sezona kusursuz başlayan Bayern Münih dün Paris Saint Germain (PSG) karşısında deplasmanda 2-1 kazanarak bu sezon çıktığı 16'ncı maçı da kazandı. Bavyera ekibi Paris’te sadece üç puan almadı, bu sezonun hikâyesini de özetledi:

Erken baskı, topa hükmeden ama gereğinde çok kompakt savunma yapan bir takım, kadrosunu doğru kullanan bir teknik adam ve hepsinin üstünde çok net Alman basınının büyük kısmı bunu “Kompany’nin ikinci sezonunda vaat ettiği futbolun tam hali” diye okuyor.

PSG MAÇI NEDEN GÖSTERGEYDİ?

Rakip geçen sezonun Şampiyonlar Ligi şampiyonu, üstelik maçın yarısını 10 kişi oynamak zorundasın ve buna rağmen skoru tutuyorsun. Welt ve İsviçre basını, kırmızı karta kadar Bayern’in baskı şiddetinin PSG’yi çıkartmadığını, gollerin de bu yüksek baskının ödülü olduğunu yazdı. Luis Díaz’ın iki golü, sonra Hakimi’ye yaptığı sert faulle oyundan atılması maçı dramatik hale getirse de savunma dörtlüsünün özellikle Upamecano-Tah hattının maçı kapatma biçimi “takımın olgunlaştığının” işareti olarak sunuldu.

KOMPANY NEYİ DEĞİŞTİRDİ?

Alman basınında bu ay peş peşe çıkan analizlerin ortak cümlesi şu: “Bayern yeniden maçı yöneten taraf, maça tepki veren taraf değil” miasanrot adlı blog bunu üç kalemde topluyor: Yüksek ve çok organize pres, topa sahipken 3-2-5’e açılan yapı, kayıplardan sonra agresif karşı pres. Bu, Kompany’nin Anderlecht ve Burnley döneminden beri anlattığı model, Münih’te bunu daha kaliteli oyuncularla çok daha hızlı oynatıyor.

Bild’in 9 Ekim tarihli haberinde dikkat çektiği ayrıntı ise biraz daha fiziksel: Bayern bu sezon ligde en çok koşan, en çok sprint atan takım. Yani Kompany sadece “pozisyon oyunu” kurmadı, tempoyu da yukarı çekti. Başkan Hainer’ın da “bunu inanılmaz iyi yapıyor” diye özel övgü vermesi bundan. Bu veri, geçen sezon Tuchel döneminde eleştirilen “tempo düşüklüğü”nün tersine çevrildiğini gösteriyor.

ROTASYON ARTIK PLANLI

Geçen sezonun ilk ayında Kompany’nin 13-14 oyuncuya dayalı, fazla değişmeyen kadro kullandığını yazmışlardı; bu sezon ran.de aynı hocanın personel yönetimini övdü: rakibe göre 2-3 oyuncu değişiyor ama yapı değişmiyor. PSG maçında da bunu gördük; Serge Gnabry’nin hem baskı hem geçişteki rolü iki golün hazırlığında belirleyiciydi ve Alman yorumcular bu esnekliği Kompany’ye yazdılar. Bu sayede Bayern 16 maçta da aynı yoğunluğu sahaya koyabildi.

Paris’te 45 dakika 10 kişi oynayıp sadece bir akrobatik vuruşla gol yemek, bu sezonki en büyük farklardan biri. ran.de’nin maç yorumunda “asıl kazanan Upamecano ve Tah” deniyordu; çünkü Kompany’nin yüksek çizgili oyununda stoperler yalnız kalıyor ama artık bunun altında planlı bir rest defence var. Bu da Kompany’nin sezon başında ısrarla çalıştığı geçiş savunması egzersizlerinin sahaya yansıması.

Kimmich’in hafta sonu “Kasım’da kupa verilmez” sözünü Alman ajansları özellikle öne çıkardı; bu hem serinin içinde ayakları yere basan bir kaptanlık mesajı hem de Kompany’nin oyunculara anlattığı şeyin aynısı: Ritmi sezonun tamamına yaymak

Bayern’in bu sezonki serisi sadece savunmayla açıklanmıyor. Bundesliga’nın resmi sitesinin de altını çizdiği gibi takım çok erken haftalarda çok gol buldu; bunda merkez forvet etrafında konumlanan, içe kat eden kanatlar ve ceza sahasına ikinci koşuları yapan kanat oyuncularının rolü büyük. Kompany burada oyuncu rolünü rakibe göre kaydırıyor: bazen çift 10 numaralı 4-2-3-1, bazen topa sahipken beşli hat. Paris maçında da ilk golde Gnabry’nin iç koridora girip savunma dengesini bozması tam bu şablon.

Kimmich’in hafta sonu “Kasım’da kupa verilmez” sözünü Alman ajansları özellikle öne çıkardı; bu hem serinin içinde ayakları yere basan bir kaptanlık mesajı hem de Kompany’nin oyunculara anlattığı şeyin aynısı: Ritmi sezonun tamamına yaymak. Bu da bize şunu söylüyor: Bayern’in yükselişi sadece taktik değil, zihinsel olarak da kulübün alıştığı “her maç final” moduna geri dönmesi.