Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

“Dilin Kemiği”ndeki yazıların okur katında yankı bulması sevindirici. Dostlarımızın katkısını ve geribildirimlerini önemsiyorum. Bana en son ulaşan değerlendirmeleri yorumsuz paylaşıyorum.

“İçerde / içeride” sözcükleri üstüne

“Sevgili Attila,
30 Temmuz 2018 tarihli ‘Neden Hapisteler?’ başlıklı “Haftanın Notu”nda, “içerde” sözcüğünü “içeride” diye kullanmayı yeğlemişsin. Bu kullanımın yanlış olduğunu söylemiyorum. Ancak ‘içerde’ biçimi, Türkçenin işleyişine daha uygun gibi geliyor bana. Özellikle hapishane kültürü bağlamında, bu söyleyişin yerleşmiş olduğunu düşünüyorum. Sözcüğün ‘içerde’ biçiminde yazıldığı kimi şiirlerden birkaç örnek: Orhan Veli Kanık’ın ‘Pencere, en iyisi pencere; / Geçen kuşları görürsün hiç olmazsa; / Dört duvarı göreceğine’ dizelerinin yer aldığı şiirinin adı ‘İçerde’dir. Ahmed Arif’in, ‘Haberin var mı taş duvar?/ Demir kapı, kör pencere’ dizelerinin geçtiği ünlü şiir de aynı adı taşıyor. Ayrıca Melih Cevdet Anday’ın oyunlarından birinin adı da ‘İçerdekiler’dir.

Sözünü ettiğim örnekler dışında, biraz aransa, yüzlercesi daha bulunabilir.

Tabii senin kullanımlarını doğrulayan örnekler de bolca vardır.

Üzerinde bir kez daha düşünmek, tartışmak gerek. Çok sevgiler…”

Nahit Kayabaşı
• • •


Şarkıdaki Türkçe yanlışı
“Merhaba,
Uzun bir aradan sonra yazıyorum sana. Ama yazılarını düzenli okuduğumu bilmeni isterim.

Yıllar geçmiş, dikkatimi çekmemiş. Sıkı bir müzik dinleyicisi olmadığımdan olsa gerek.

Sezen Aksu’nun bir şarkısı var, “Dünya ne sana / Ne de bana kalmaz” diyor.

Şarkının söz yazarı Aysel Gürel, beste Onno Tunç’un, Sezen Aksu okuyor. 1986’da çıkmış kaseti. Yani 30 yıldan fazla olmuş. Kimsenin dikkatini çekmedi mi bilmiyorum.

‘Ne’ ve ‘ne de’ kalıbı olumsuzluğu belirtiyor. O zaman ‘kalmaz’ değil “kalır’ denmesi gerekmez mi? Müzik sektörünün üç değerli sanatçısı bir araya gelmiş ama bunu kimse görmemiş. Şaşırtıcı! Sevgiyle…”

Gündüz Mutluay
• • •

“Terör” kavramı üzerine
“Sevgili Ağabey,

Terör (terreur) ya da tedhiş, ikisi de yabancı kökenli sözcükler. Biri Fransızca, biri Arapça. Ama adaşım Prof. Kadir Cangızbay, ilginçtir, yalnızca ‘terör’ sözcüğünü yabancı olarak görüyor. Terör sözcüğü de artık dilimize yerleşti. Söyleyiş açısından tedhiş’ten daha kolay. İki sözcükten birini seçmek gerekirse ben ‘terör’ demeyi yeğlerim.

Hoca’nın insan hakları açısından devletin teröre ve teröriste bakış açısı bağlamındaki eleştirisine, elbette kendini aydın olarak gören herkesin katılması gerekir. Kardeş sevgisiyle.”

A. Kadir Paksoy

• • •

“Çifte edilgenlik” üzerine
“En çok yinelenen yanlışlardan biridir gereksiz edilgenlik eki. Bu yazınızı televizyonlarda çalışanlar da okusa ne güzel olur!

Bir başka yanlış da şu: Gereksiz ‘ettirgenlik’ eki kullanımı. Örneğin, ‘Yaşlı, gazeteyi torununa okutuyor” tümcesindeki yüklemi ‘okutturuyor’ şeklinde yazanlar, söyleyenler çok. Kısacası, hem ‘t’ hem de ‘dir’ ettirgenlik eki kullanılıyor. Örnek:

‘Gazete aldırıyor.’, ‘Dilekçe yazdırdı.’ Doğru.

‘Gazete aldırtıyor.’, ‘Dilekçe yazdırttı.’ Yanlış.

Bir televizyonun kitap tanıtımında yaptığı gibi: ‘Okuyalım, okutturalım’ değil, ‘okutalım’ denmelidir.
Saygılar Trabzon’dan.”

Hasan Baş

• • •

“Saygın Aşut. yazılarınızın eğiticiliği her tür övgüye değer...

Sağ olun, gönenç içinde olun...

Öz Türkçe tutkunu okurunuz Tarık Konal.”

• • •

***

HAFTANIN NOTU

Bayrama girerken…

Yarın “Kurban Bayramı”nın ilk günü. “Kurban” ve “bayram” sözcüklerini bir arada görmeyi hep yadırgamışımdır. Cana kıyılan bir ortamda nasıl “bayram” edilebilir ki! Ama insanlık tarihi boyunca hep böyle olmuş, ilahlar için kurban gerekmiştir…

1959 yılında yazdığım bir şiirde, “Bayram sevinçleri nerede kalmış / Mamutlardan ötedeki çağların / Sevgilerin eşit dağıtıldığı / Kutsal teraziyle aka-karaya / Betiklerde uyuyan zamanların” demişim. Çünkü yaşadığımız çağ, insanlarda bayram sevinci, coşkusu bırakmadı…

Bayramların en hüzünlü geçtiği yerlerin başında kuşku yok ki hapishaneler gelir. Hele de kimi kimsesi olamayan gariban mahkûmlar için… Bayramlarda ben en çok onları düşünürüm.

Bayramları bayram gibi yaşayacağımız günlere özlemle…