Google Play Store
App Store

Antalya’da bir hafta içinde yaşanan iki depremden sonra uzmanlar kentin depreme hazır olmadığını söyledi. Riskli bölgelere dikkat çeken uzmanlar, kentin yapı stokuyla ilgili “Deprem stratejisi yok” dedi.

Bazı binalar dokunsan çökecek
Uzmanların “Dokunsan çökecek” dediği kentteki binalardan biri / BirGün
Berkay Sağol
Berkay Sağol
berkaysagol@birgun.net

Antalya’da 1 hafta içinde yaşanan yaklaşık 5 büyüklüğünde depremlerin ardından gözler kentin zeminine ve yapı stokuna döndü. Deprem bilimciler, Antalya’da 4 önemli fay olduğunu ve hepsinin 7 ve üzeri büyüklüğünde deprem üretebileceğine işaret etti. Mühendisler ise kent zeminine dikkat çekerek yapılaşmaya ve riskli yapı stokuna dikkat çekti.

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü Deprem Master Planı çalışmaları, kentin depreme karşı dirençli bir yapıya kavuşması için önemli bir adım olduğunu söyledi. Karancı şöyle konuştu: “Özellikle tarım arazileri üzerindeki yapılaşmalar risk taşıyor. Bu alanlar hiç imara açılmamalıydı. Ancak açıldıysa bile binaların gerekli mühendislik tedbirleri alınarak inşa edilmesi gerekiyordu. Antalya’da hâlâ 11-12 ilçe belediyesinde jeoloji mühendisi istihdamı bulunmuyor.”

DENETİM EKSİK

Antalya’nın riskli bölgeleriyle ilgili bilgi veren Karancı, “Şehir merkezinde yaklaşık 630 kilometrekare traverten alan bulunuyor. Muratpaşa, Kepez, Döşemealtı ve Konyaaltı ilçelerinin bir bölümü bu travertenler üzerinde. Traverten zeminler, alüvyon zeminlere göre daha az riskli görünse de oldukça değişken bir yapıya sahip. Ancak asıl büyük risk, yer altı su seviyesinin yüksek olduğu alüvyon zeminlerde. Bu zeminler deprem dalgalarını büyüterek yıkıcı etkileri artırıyor. Konyaaltı’nın büyük bölümü, Boğaçayı çevresi, Finike ve Kumluca ovaları ile Manavgat Irmağı kenarındaki yapılar bu risk altında. Maraş ve Hatay depremlerinde gördük ki, sağlam zemindeki eski yapılar ayakta kalırken, riskli alüvyon zeminlerdeki yeni yapılar yıkılabiliyor. Antalya, 1996’ya kadar 4’üncü derece deprem bölgesi olarak kabul ediliyordu. Ancak Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nın revize edilmesiyle 2’nci derece deprem bölgesi oldu. Bu nedenle 1996 öncesinde yapılan tüm binalar ciddi bir risk barındırıyor” dedi. İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Soner Akdoğan da “Özellikle Antalya’da 2000 yılından önce yapılmış olan yapılarda ciddi risk var. Kentte öyle binalar var ki deprem olmadan bile yıkılabilecek durumda” diye konuştu.

Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Funda Yörük ise şu ifadeleri kullandı: “Denizdeki fay hattının harekete geçtiğini düşünüyoruz. Şu anda mevcut yapı stoklarıyla programlanmış bir deprem stratejisi yok. Zemin ve planlama açısından bakıldığında Konyaaltı bölgesinde çok fazla dere yatağı bulunuyor. O bölgelerin yeniden etüt edilmesi gerekebilir. Kentsel dönüşümle ilgili ciddi çalışmalar yapılmalı.”

BİNALARIN YARISI YENİ! TÜİK’in son açıkladığı verilere göre, Antalya’da yapı kullanma izin belgesi verilmiş 323 bin 564 bina var. 127 bin 26 tanesi de üç merkez ilçesinde yer alıyor. Mekansal adres kayıt sistemine göre kentte 460 bin 429 yapı var. Deprem meydana gelmesi halinde 460 bin 429 yapının akıbeti belirsiz. 50 yılın üzerinde bina sayısı yüzde 12 civarında. 0-15 yıl arasındaki binalar yaklaşık Antalya’nın yarısını oluşturuyor.