Bana 5 dönüm arazi verin, KKTC’de Cumhurbaşkanlığı makamını inşa edelim. Zira bu tür makamlar farklı ülkelerin bakışını değiştirir… Çünkü biliyorsunuz bir yerde makam varsa makam arabası da vardır. Araba konusunda çok ilerideyiz biliyorsunuz. Yerli ve milli aracımız TOGG %51 yerli bileşenlerle, %1 farkla ful kontak yerli olacak. Umarım bu değerler zamanla daha da artar. Aslında aracın içinde bana 2 metrekare alan verseler oraya Lego’dan bir makam inşa ederim. Zira bu makamlar farklı ülkelerin bakışını değiştirir.

Mesela bir ülke gelip “Ya bu makamın aracın içinde ne işi var?” diyebilirken, faklı bir ülke “Vay canına, oh may gad! Bir aracın içine bunu yapan, koskoca memlekette neler yapar?” diye düşünüp şaşırabilir.

Bir başkası da “Ya kimsenin tanımadığı bir ülkeye makam kurmuşlar, demek ki diplomatik hamlelere filan gerek yok, direkt makamla bu iş çözülüyormuş, hemen şurayı tanıyalım” diyebilir.

Ülkeler farklı farklı sonuçta. Bazı ülkelerde halkın yani kamunun yararı düşünülür ve ön planda tutulurken, bazı ülkelerde sadece beş, bilemediniz altı kaşalot inşaat firmasının yararı ve karı ön planda tutulabilir. Bu beş, bilemediniz altı şirkete memleketin tüm ihaleleri itinayla verilir. Hatta ihalelerin çoğuna bir de geçiş garantisi, hasta garantisi, kazanç garantisi filan verilir. eee kaşalotları mutlu etmek kolay değil haliyle. Ne yapacaklar? Vatandaşı mı memnun edecekler ya? İşte farklı ülkelerde böyle acayip şeyler de oluyor nedense. Nedense vatandaşının hayatını, hayat kalitesini filan ön planda tutuyor bazı farklı ülkeler. Bazı farklı ülkeler cari açığı oradan buradan ambargo delerek çözmeye çalışmıyor. Efendi gibi üretiyor. Üreticisini kolluyor. Bazı farklı ülkeler her şeyi, her hammedeyi, her tarım ürününü yurt dışından getirip ülkesindeki tarımı, üretimi boğmuyor. Bazı farklı ülkeler cari açık veriyor, “Bunu vatandaşlarımız için nasıl değerlendiririz?” diye düşünüyor… Bazı farklı ülkelerde makam arabası bile kullanılmıyor. İnanır mısınız, bu gariban ülkelerde insanlar bisiklete biniyor…

Bazı farklı ülkelerde ise içişleri bakanları “Sokağa çıkabilir misiniz bisikletle?” diyerek kendi görev tanımını baştan aşağıya başarısızlık eksenine ve kalitesine oturtuyor. Sanki o ülkelerde sokaktaki asayişi başka ülkelr sağlıyor… Değişik tabii.

Bazı farklı ülkelerde saçma sapan projeler, çevre katliamları, inanılmaz masraflar, toplanan deprem vergileri filan kimseler tarafından sorgulanamıyor neredeyse. Bazı farklı deprem ülkelerinde vatandaşının kaldığı binaları güçlendirmek yerine “Ya sağlam binalarda oturun” diyen bakanlar ortaya çıkabiliyor. Bazı farklı ülkelerede ise gayet temiz şekilde çalışan havalimanlarının pistleri üzerine gerek var mı yok mu demeden binalar kuruluyor, milyonlarca dolarlık emek çöpe atılıyor.

Bazı farklı ülkelerde sayıştay raporuna göre 2014-2019 yılları hazine garantili projelere 61 milyar 719 milyon 332 bin lira kur farkı ödeniyor... Bu miktardaki canlıyla 14 adet Avrasya tüneli, 12 adet Osmangazi Köprüsü, 8 adet Çanakkale Köprüsü, 6 adet Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılabilirdi… Olsundu yapılmasına ne gerek var. Bazı farklı ülkelerde çünkü vatandaş değil, kaşalotlar, balinalar, dev ahtopotlar, milletin en güzel yerlerine en güzel değerleri yerleştirmeyi düşünen güzel insanlar korunuyor. Vatandaş zaten devlet için var bazı farklı ülkelerde.

Bazı farklı ülkelrde ise devlet vatandaş için.

İşte fark bu.