En son AKP’nin Atatürkçüleşme hamlesiyle beraber tekrar başkan adayı gösterilir mi gösterilmez mi muğlaklığı yaşandı. Adaylığını koydu, bununla ilgili Cumhurbaşkanı, adaylığını kendi inisiyatifiyle koyduğunu ima etti. Öyle dendi, böyle konuşuldu neticede İsmail Kahraman yine geldi Meclis’in “Ser” koltuğuna oturdu.

“Enteresan” bir karakter İsmail Kahraman çünkü aslında bir sembol, ne de olsa Erdoğan’ın bile “İsmail abi” diye hitap ettiği birisi. Bir cenahta seviliyor sayılıyor… Boşa olmasa gerek. Kendisi, içinde bulunduğu hareketin liderlerinden, ideologlarından. Hem bugüne hem de tarihe adını yazdırmış bir isim. Defalarca milletvekilliği yaptığını, Erbakanlı kabinenin Kültür Bakanı olduğunu biliyoruz. Bildiğim bir diğer nokta da Anayasa’da laiklik ilkesine karşı olduğu. İlk gençliğinde giydiği gömlek hâlâ üzerinde duruyor. Kahraman’ı tanıyoruz, ama hayatındaki bazı flu noktaları belki ıskalıyoruz.

İsmail Kahraman Milli Türk Talebe Birliği’nin (MTTB) eski genel başkanlarından. Başkanlığı döneminde 6. Filo’yu protesto eden gençleri eleştiren açıklamaları var. Kahraman elbette bundan yüksünmez, ama saklamak istediği bir şeyler var. Mesela Kanlı Pazar1 günü Kahraman ne yapıyordu? Meclis Başkanlığı tarafından Kanlı Pazar olayının yaşandığı sırada Kahraman’ın MTTB’nin genel başkanı olduğu yalanlandı. Ancak Cumhuriyet gazetesinin konuyla ilgili yaptığı ayrıntılı haberle Kanlı Pazar olayının yaşandığı 16 Şubat 1969 tarihinde İsmail Kahraman’ın Milli Türk Talebe Birliği’nin Genel Başkanı olduğu anlaşılıyor. Muhtemelen Kahraman yaşamını yitirenlerin sorumluluğunu bugün taşımak istemiyor, olayla ilişkilendirilmek istemiyor, zira kendisine bir tür, muhafazakâr siyasetin metanetli büyük abisi imajını layık görüyor.

Dahası var, geçen eylül ayında Hürses gazetesi yazarı Fehmi Çalmuk, İsmail Kahraman’ı konu etti. Çalmuk’un yazısı aslında yazmakta olduğu kitapla ilişkiliydi. Çalmuk “Büyük Doğu’nun Atlıları-MTTB’nin yüzyıllık tarihi” kitabında İsmail Kahraman için şunları yazmış:

“Muhafazakâr ve milliyetçi bir Anadolu çocuğu” diye takdim edilen İsmail Kahraman ancak 28. tur seçimlerinde genel başkan seçilebildi. Babası Hacı İsmail Kahraman’ın “Rize Palas” diye ünlenen evinde yemekli MTTB Yönetim Kurulu ve istişare toplantıları yapılırdı.

O toplantıların birinde Prof. Dr. Erman Tuncer, İsmail Kahraman’ın MTTB Başkanı olduğu sırada evli ve çocuk sahibi olduğunun nasıl ortaya çıktığını şu şekilde belirtir:

“Baba Hacı, İsmail Kahraman’ı henüz üniversite öğrencisi iken evlendirmişti. İsmail Kahraman’ı en zor durumda bırakan bu izdivaç olmuştur. İsmail Kahraman ağabeyimiz MTTB’ye aday olduğu zaman, evli ve bir çocuk sahibiydi. Ama bunu hiç kimse bilmiyordu. Ancak MTTB’ye başkan olan bir kimsenin evli ve çocuk sahibi olmasını kamuoyuna izah etmek oldukça güçtü. Bu durum doğal olarak kamuoyundan saklandı. Hatta arkadaşlarından bile gizlendi. Ama bizim Yekta Korca’nın zekâsı sayesinde bu durumu öğrenmiştik. 5-6 yaşlarındaki yeğeni İsmail Hakkı’ya sorulan tuzak soru sayesinde, medenî durumu hakkında bilgi sahibi olmuştuk.”

Malum memlekette siyasetçiler çoğu zaman doğruyu söylemiyor, bunu da artık vatandaş garipsemiyor. Kahraman’ın hayatındaki flu noktalar ise muhafazakâr siyasetle ilgili ipuçları veriyor. İsmail Kahraman aslında çocuk denecek yaşta evlendirilmiş, bir de daha çocukken çocuğu olmuş, hayatını ve öyleyse eğer hayatının aşkını gizleyerek bir koltuğa oturmuş, oturduğu koltukta da eline kan bulaşmış, sonra da tüm bunları saklamak istemiş birisi. Artık bu noktada korkutucudan çok üzücü. -Mış gibi yapılmış, her şeyden çok koltukların önemsendiği, aslında kaçırılmış bir hayat.


1İstanbul’a demirleyen Amerikan 6. Filo’sunu protesto için 16 Şubat 1969’da Taksim’de yapılan emperyalizm ve sömürü karşıtı mitinge katılanlar sağcıların saldırısına uğradı. Devletin teşvik ettiği saldırganlar, Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ı öldürdü, yaklaşık 200 kişi yaralandı. Ve 16 Şubat, 48 yıldan bu yana Türkiye’de ‘Kanlı Pazar’ olarak anılıyor.