Bedenlere inanır mısın?
I Efendim?
II Bedenlere inanır mısın?
I Kimsin?
II Bilsem!..
I Huzur kaçırmak için
geldin, belli ki.
II Boş inanç mı, yoksa?
I Beden meden bilmem,
kendimi bildim bileli.
Varsa bile haberim yok.
II Dedikodu mu? Yalan mı?
I Kimseyi suçlamam,
kendimden başka. Hiçbir
bedenle ilişkim yok.
Hiç olmadı. Hiçbir
“beden çağırma” seansına
katılmadım, ayrıca.
II Günah korkusundan.
I Casus musun? Casus ruhu!
II Unuttun, belki? Vücudunu?
I Kim? Ben mi?
II Unutmak istedin, belki?
I Şimdi direnme vakti.
II Belki hakikat vaktidir?
I Zihin okumak yok, lütfen!
II Tecavüze mi uğradın?
I Haksız soru, yalan meşru.
Kaldı ki doğru söylüyorum.
Hiçbir bedenle ilişkim olmadı.
Beden denen bir şeye
hiç sahip olmadım.
II Doğru mu? Yoksa
resmî tarihin mi?
I Ne yani, eskiden
vücudum vardı da
farkına mı varmadım?!
II Beden konusu dokunuyor,
anlaşılan.
I Dokunma bana.
II Dokunaklı. Hoşça kal.
I Beni sarsmak isteyen
salak da gitti, işte.
Normal var oluşuma
döneyim.
Beden saçmalığından
uzak. Güvende.
II Tuhaf: Bedene
kavuşuyorum. Hem de
kendi bedenime!
İlginç bir sevinç.
I Peki ya sen, hayat okuyan?
Bedenlere inanır mısın?
Kendi vücudunu
çağırdın mı hiç?