İki gün sonra seçmenler sandığa gidecek ve yerel seçimler için oylarını kullanacak. Peki, seçmenin davranışını en çok hangi faktör etkileyecek? AKP ve avenelerinin söylemlerine bakılırsa ülkenin en önemli sorunu “beka”! Her ne kadar bunun ne olduğunu kimse tanımlayamasa bile bu kavram üzerinden seçimi kurgulamanın karşılık bulmadığı açık. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun farkında. Ancak 17 yıldır […]

İki gün sonra seçmenler sandığa gidecek ve yerel seçimler için oylarını kullanacak. Peki, seçmenin davranışını en çok hangi faktör etkileyecek?

AKP ve avenelerinin söylemlerine bakılırsa ülkenin en önemli sorunu “beka”! Her ne kadar bunun ne olduğunu kimse tanımlayamasa bile bu kavram üzerinden seçimi kurgulamanın karşılık bulmadığı açık. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun farkında. Ancak 17 yıldır genel, 25 yıldır da yerel iktidarda olan bir siyasi anlayışın yeni bir seçime giderken söyleyecek, vaat edecek neyi olabilir ki? Bu nedenle öyle bir kavram kullanıyorlar ki, kendileri tanımlamak zorunda kalmıyor, seçmene “sen buna istediğin anlamı yükle” diyorlar. Görme engelli birisinin fili tanımlaması gibi. Nereyi tutarsan oraya bir anlam yükleyebilirsin ama büyük resmi, gerçek durumu ortaya çıkaramazsın.

Siz boş verin beka meka işlerini. Hükümet de biliyor ki bu seçimde seçmen davranışını ekonomi etkileyecek. Ancak şu da bir gerçek ki her ekonomik gösterge aynı derecede etki doğurmayabilir. Örneğin işsizlik oranı çok yükselmiş olmasına rağmen, hali hazırda işi olanlar için çok önemli bir gösterge olamayabilir. Sonuçta “her koyun kendi bacağından asılır” değil mi? Enflasyon çok yüksek seyrediyormuş! Kimin umurunda? Nasıl olsa imambayıldıyı temmuzda yemenizin daha uygun olduğunu söylemiyor mu Bahçeli? Büyüme rakamı eksi geliyormuş da, ekonomi küçülüyor muş da… Geçin bunları demiyor mu sayın Bakan? Nasıl olsa hazinenin kasasından para fışkırıyormuş(!)

Ama bir gösterge var ki, herkes buna dikkatle bakıyor: Dolar. Başka bir dövizin ortalama vatandaş nezdinde pek de bir anlamı yok. Ama dolar öyle mi? İşi olan da, olmayan da, parası olan da olmayan da doları yakından takip ediyor. İktidar da bunun farkında ki dolar kurunda yaşanan hareketlenmelere, başka hiçbir şeye vermediği kadar tepki veriyor. Fakat soru şu: doları mı kontrol etmeye çalışıyorlar, yoksa dolardan etkilenen seçmen algısını mı?

Siz iktidarın öyle uzun vadeli planlar yaparak dolara müdahale ettiklerini filan düşünmeyin. Onlar için vade 31 Mart’tan ibaret. Pazar gününü bir atlatsınlar, onlara yeter. Çünkü ekonomi yönetimi, kullandıkları “müdahale” yönetiminin uzun vadeli sonuçlarıyla pek ilgilenecek durumda değil.

İktidar uzun vadeli hedefleri olan ekonomi politikası uygulamıyor olabilir, ama siz oy kullanırken oyunuzun uzun vadeli bir sonuç doğuracağını unutmayın. Sadece “dolar düştü mü” diye sormayın. Demokrasi, hukukun üstünlüğü, laiklik, ifade özgürlüğü gibi konuların da ne olacağını sorun. Bize bunlardan ne, önemli olan dolar diyenlere de şunu söyleyin: bu konularda iyileşme olmadan doların da kalıcı olarak düşmesi mümkün değildir. Gelin siz de stratejik bir oy kullanın ki dolar sadece 31 Mart’a kadar değil, ondan sonra da düşmeye devam etsin.