Türkiye’de muhalefetin kimliklere mahkum olduğunu belirten KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “Temel hata, var olan fotoğrafın kalıcı ve değiştirilemez olduğunu kabullenmek ve oyunu buradan kurmak. Ama bunun değiştirilmesi gerektiği üzerine bir siyaset inşa etseler, görecekler ki birden bire 20'ler 40'lar değil 60'lara ulaşacaklar” dedi.

Bekir Ağırdır: Muhalefet kimlikleri aşan bir siyaset izlerse yüzde 60'ları bulabilir

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, 2023 seçimlerine doğru son düzlüğe girildiğini ifade ederek Türkiye’deki siyaset tablosuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

T24’te Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan ve muhalefetin cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarından çıkarak ortak bir yol belirlemesi ve kimlikleri aşan bir siyaset izlemesi gerektiğini belirten Ağırdır, “O zaman göreceğiz ki oyu yüzde 20'ler, 40'lar değil belki yüzde 60'ları da bulacak” ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin ihtiyacının özgürlüklerden yana bir iktidar olduğunu dile getiren Ağırdır, şu anda muhalefette kimliklere mahkum bir fotoğraf olduğunu ifade ederek şöyle dedi:

“Bunu bozan bir siyaset üretmek lazım. Bunu bozan siyaset ancak bütün kimliklerin bir arada olacağı ortak yaşama dair bir iddiayı inşa etmek gerekiyor. Temel hata, var olan fotoğrafın kalıcı ve değiştirilemez olduğunu kabullenmek ve oyunu buradan kurmak. Ama bunun değiştirilmesi gerektiği üzerine bir siyaset inşa etseler, görecekler ki birden bire 20'ler 40'lar değil 60'lara ulaşacaklar. Çünkü Türkiye toplumu bugünkü kimliklere sıkışmışlığı ve kutuplaşmayı sürdürmek istemiyor kaldı ki kurulu nizamla da bir derdi var.”

HDP’NİN KAPATILMA İHTİMALİNİ YORUMLADI

İktidarın, ekonomik-siyasi baskılar ve kısıtlarla seçime gitmek isteyebileceğini ifade eden Ağırdır, böyle bir durumda HDP'nin de kapatılabileceğini söyledi.

7 Haziran-1 Kasım sürecinde yaşanan olaylar sonrası seçmenin iktidara meylettiğini hatırlatan Ağırdır, son bir ayda yaşanan ekonomik sorunların ve iktidarın söylemlerinin yine seçmenin tercihlerini bükmeye yönelik bir çaba olarak okunabileceğini anlattı.

“SEÇİM KISA BİR SÜREDE ÖNÜMÜZE DÜŞEBİLİR”

Ağırdır, iktidarın ekonomi üzerinden bir ‘beka problemi’ söylemi üretebileceğini ifade ederek, “Böyle bir durumda normalde 2022 sonbaharda olur dediğim seçim daha da kısa bir sürede önümüze düşebilir” dedi.

Millet İttifak'ında yaşanan adaylık tartışmalarına da değinen Ağırdır, her partinin ayrı slogan ve kampanyalar yürüterek toplumu daha iyi bir hayatın mümkün olduğuna ikna etmeye çalışmasının doğru olacağını söyleyerek, CHP'nin aday belirleme gücünü eline geçirmiş olmasının yetersiz kalacağını dile getirdi.

“YENİ BİR VİTESE GEÇİLMESİ LAZIM”

Ağırdır, “Seçime doğru artık son düzlüğe girdik. En azından söylem olarak seçimden sonraki inşa süreci, toplumsal psikolojiyi onarmak, devletin bürokratik mekanizmalarını yerli yerine oturtmak için bile 6 ay, 1 yıla ihtiyaç var. En azından bunun gerekliliğini topluma anlatmak için bile bir ortak stratejiye dönmek gerekir. Dolayısıyla sadece adayı ben belirlerim gücünü ele geçirmeyi yeterli görüyorsa CHP yanılıyorlar. Adayı belirleme yetkisi kadar kayıpta da sorumluluğu olacak. Dolayısıyla yeni bir vitese yeni bir aşamaya geçilmesi lazım" dedi.

“ERDOĞAN KENDİ SEÇMENİNİN 3’TE BİRİNİ KAYBETTİ”

Erdoğan'ın kendi seçmeninin 3'te 1'ini kaybettiğini söyleyen ve AKP'nin yeni seçmen kitlelerini kazanmak yerine, kaybettiği seçmen kitlesini konsolide etmeye çalıştığını kaydeden Ağırdır, bununla birlikte AKP’li seçmenin de değiştiğini söyledi. Ağırdır, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Sözü edilen kitle de kentli hayatı benimsiyor. Güncel hayat pratiklerinde seküler ile muhafazakar dünya kentleşmede benzeşiyor. Muhafazakar dünya da bunca kutuplaşmalara rağmen aynı mahalle aynı bina aynı ofis ortamında bütünleşiyor. Sözü edilen insanlar muhafazakar seküler dünyaya her geçen gün yakınlaşıyor. Bu analize başlarken yüzde 60'lardan yüzde 40'lara gerilemiş bir kümeden söz edeceğiz. Bu küme içerisindeki yüzde 20 de AK Parti'ye daha tam olarak onay vermiyor. Küme içerisinde bir grup Erdoğan'ı idol görüyor. Bu küme laiklik ve sekülerlikten uzak olan bir küme. Siyaseten de Atatürk ve Cumhuriyet ile sorunları olan bir küme. Bu küme Tayyip Bey ya da benzeri bir siyasetçinin yanında olacaktır. Başka bir küme dini değerleri yüksek olanlar. Ancak onların bakışı ekonomik nedenler, fırsat eşitliği gibi bir çok şeyi talep ediyorlar. Bu küme kazanımlarını kaybetmek korkusu ile yaşıyor. Erdoğan sonrası süreç ne olur endişesi ayrışıyor. Bu algı ve kaygı gerçek. Yardımlar kesilir mi, kızım üniversiteye girebilir mi gibi kaygıları olan bir küme. Üçüncü küme dindar aile çocukları, gençler eğitimliler, ibadetlerini yapıyorlar ancak kentliler. Ataerkilliğe nasıl itirazları var, AK Parti'ye ye eleştirel bakıyorlar."