Belarus'ta halk devlet başkanlığı seçimleri için sandık başına gitti. 26 yıldır iktidarda olan Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko sandık çıkışı anket sonucuna göre oyların yüzde 79,8'ini aldı.

Belarus’ta sandık çıkış anketi sonuçları belli oldu: Çeyrek asırdır ülkeyi yöneten Lukaşenko büyük farkla önde

Belarus’ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sandık çıkışı anket sonucuna göre, Aleksandr Lukaşenko oyların yüzde 79,8’ini aldı. Onun en büyük rakibi olarak gösterilen Svetlana Tikhanovskaya ise yüzde 6,8’de kaldı.

Batı medyasında sık sık ‘Avrupa’nın son diktatörü” diye anılan 65 yaşındaki Lukaşenko, yıllardır ağır insan hakları ihlalleri ve seçimlerde usulsüzlük yapmakla suçlanıyor.

Lukaşenko ilk kez 1994 yılında devlet başkanlığı görevine seçildi. Bağımsızlığını ilan ettikten sonra Belarus’ta, o zaman 40 yaşında olan Aleksandr Lukaşenko, 1994’teki seçimde ikinci turda yüzde 80 oy alarak Belarus Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı oldu.

2015 yılındaki son seçimlerde oyların yüzde 83,5’ini aldığı belirtilen Lukaşenko seçimlere ciddi bir muhalefet olmadan girmişti. Seçim gözlemcileri de oyların sayılmasında ve kayda geçirilmesinde yanlışlar yapıldığını bildirmişti.

Lukaşenko oyunu kullandıktan sonra, “Durum küçümsenemez ancak yarından itibaren ülkenin kaosa sürükleneceğini, bir tür çatışma veya iç savaş olacağını söylemek için kesinlikle bir gerekçe yok. Bunu içtenlikle söylüyorum ve garanti ediyorum” ifadesini kullandı.

RUSYAİLE GERİLİM

Yıllar içinde Rusya ile ilişkileri “kardeş” ülke seviyesinde tutan Lukaşenko, zaman zaman Rusya ile karşı karşıya geldi ve bu ülkeye karşı sert ifadeler kullandı. Lukaşenko, nihayetinde Rusya ile ilişkileri hiç bozmadı.

Ancak Lukaşenko'nun en son yaptığı konuşmada Rusya’nın artık “kardeş” ilişkisini, “ortaklık” ilişkisi ile değiştirdiğini söylemesi, Belarus ile Rusya arasında son dönemlerde çok da iyi gitmeyen ilişkilerin geldiği noktayı ortaya koydu.

Son yıllarda Rusya’nın Belarus’a Avrupa piyasasının altında doğal gaz satmasını isteyen Lukaşenko, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'den olumsuz cevap aldı.

Belarus'un Rusya'ya yaklaşık 8 milyar dolar borcunun bulunması Belarus kamuoyunda olduğu kadar Rus kamuoyunda da sık sık eleştiri konusu oldu.

Minsk-Moskova hattı, geçen yıl Rusya’nın Belarus’a kalitesiz petrol satması üzerine gerilmişti. İki ülkenin arasında bazı gıda ürünlerinin alışverişi konusunda karşılıklı ambargoların uygulanması da yaşanan sıkıntılar arasında yer alırken, Rusya ile entegrasyon anlaşması konusunda da onca görüşmelere rağmen uzlaşamaya varılamadı.

Rusya ile ilişkilerdeki bu pürüzleri bir türlü gideremeyen Lukaşenko, bu defa yıllardır karşısında olduğu ABD’ye yöneldi.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu ülkesinde ağırlayan Lukaşenko, 2008’den bu yana kesilmiş olan iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin büyükelçiler düzeyinde yeniden başlaması kararına imza attı.

Minsk-Washington yakınlaşması devam ederken "kaynakları çeşitlendirme" gerekçesiyle Belarus, ABD’den petrol satın aldı.

Bu hamlesi öncesinde Lukaşenko’nun, ABD petrolünün Rus petrolünden ucuz olduğunu belirterek, “Kimsenin önünde diz çökmeyiz.” ifadeleri dikkati çekti.

RUS PARALI ASKERLERİN YAKALANMASI TANSİYONU YÜKSELTTİ

Tüm bu gelişmelerin yanı sıra cumhurbaşkanlığı seçimi arifesinde Belarus’ta Rus güvenlik şirketi Wagner’e bağlı 33 Rus paralı askerin yakalanması Moskova ve Minsk arasındaki tansiyonu yükseltti.

Belarus güvenlik güçleri seçim sürecini istikrarsızlığa uğratmak için 200’den fazla paralı askerin ülkeye giriş yaptığı bilgisini paylaştı.

Belarus’a yönelik Rusların "kirli niyeti" olduğunu savunan Lukaşenko, bu paralı askerlerin ülkesine özellikle gönderildiğini söyledi.

Paralı askerlerin Ukrayna’ya teslimi için görüşme trafiğinin başlaması Rusya’nın tepkisini daha da arttırdı. Üst üste açıklamalar yapan Moskova, Minsk’in Rus vatandaşlarını bir an önce göndermesini istedi.

Ancak, Lukaşenko, bu konuyu uluslararası düzeye taşıyarak, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile ele aldı. Belarus, ülkesine giren Rus paralı askerleri ortaya çıkarması nedeniyle Rusya ile karşı karşıya kaldı.

Lukaşenko'nun Rusya ile zaman zaman yaşadığı krizi, iç politikada kullanmak için çıkardığı eleştirileri sık sık dile getirildi.

KARANTİNA KARARI ALINMAMASI ELEŞTİRİLDİ

Kovid-19 salgınının başladığı dönemde ülkede karantina önlemleri almaya gerek duymayan Lukaşenko’nun salgına yaklaşım tarzı ve daha sonra kendisinin de virüse yakalandığını açıklaması eleştiri konusu oldu. Salgın nedeniyle ekonomide yaşanan sıkıntıların daha hissedilir hale gelmesi, ülke içerisinde seçim öncesinde Batı yanlısı muhalefetin eline koz geçmesine ve büyümesine neden oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde Batı yanlısı aday adaylarından bazılarının tutuklanması ve Merkez Seçim Komisyonunun, bu isimlerin adaylık başvurularını haklarındaki iddialar nedeniyle kabul etmemesi, muhalefet cephesinde tepkiyi arttırdı.

Aday adaylarından Youtuber olan Sergey Tikhanovskiy, kolluk kuvvetlerine yönelik şiddet çağrısı ve kitlesel ayaklanmalara hazırlık yaptığı gerekçesiyle hapse atıldı. Ardından tepki olarak eşi Svetlana Tikhanovskaya, kocasının yerine aday oldu.

Diğer aday adayı eski Belgazprombank Genel Müdürü Viktor Babariko vergi kaçırma, rüşvet verme ve kara para aklama suçlamaları ile tutuklandı.

Ayrıca aday adaylarından eski diplomat Valeriy Tsepkalo ise aday olabilmek için gereken 100 bin imzayı toplayamadığı için cumhurbaşkanlığı yarışının dışında kaldı.

Bu süreçte Belarus’ta yaşayan bir Türk iş adamının, inşasını yaptığı evin parasını ödemediği iddiasıyla hakkında dava açtığı Tsepkalo, hapse atılacağından endişe ettiğini söyleyerek Moskova’ya kaçtı.

MUHALEFET TARİHİN EN KALABALIK MİTİNGİNİ YAPTI

Söz konusu kimselerin tutuklanması ve aday yapılmamasının asılsız nedenlere dayandığını iddia eden Babariko ve Tsepkalo’nun seçim karargahı, Svetlana Tikhanovskaya’yı destekleme kararı alarak Lukaşenko’nun karşısına çıktılar.

Belarus’un tarihinde ilk kez, seçim kampanyası çerçevesinde 25 bin kişinin üzerinde kat��lımla muhalifler Minsk’te en kalabalık mitingini gerçekleştirdi. Muhalefet Babariko’nun temsilcisi, Tsepkalo’nun eşi ve Tikhanovskaya’dan oluşan 3 kadını protestoların sembolü olarak lanse etti.

Kaynak: AA, BBC Türkçe, Euronews