Kaymakamlıktan gelen yazı 29 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 676 no’lu Kanun Hükmünde Kararname’de yer alan bir düzenlemeye işaret ediyor ve gereğini yapın diyor;

...“Okullar ve özel öğretim kursları hariç olmak üzere başka adlarla da olsa ilköğretim ve ortaöğretim örgün eğitim programlarının aynısı veya bir kısmını uygulayan ya da bu programlara yönelik deneme, seviye, tespit sınavı gibi adlarla toplu sınav organizasyonları yapmak üzere faaliyet göstermek için yüz yüze veya uzaktan öğretim yöntemi ile özel öğretim kurumları veya yerler açılamaz, işletilemez, öğretim programları oluşturulamaz. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarının sürekli eğitim merkezleri gibi birimlerinde de bu faaliyetler yürütülemez”.

Bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.

Özet olarak, Kaymakam diyor ki, “eğitim alanında kurs, dershanecilik ve benzeri türden işler yapıyorsan, hemen son ver”! Bu bir kapatma yazısı.

Eğer bu kapatma yazısı çocuklarımızın taciz/tecavüze uğradığı, istismar edildiği garip vakıflar ve ehliyetsiz kurslara gönderilmiş olsaydı ne güzel olurdu, değil mi? Ardı ardına patlayan skandallarından sonra, tam da ihtiyacımız olan, bu denetim dışı kalmış yapılara “faaliyetlerinize son verin” diyen böylesi bir yazıydı!

Lakin bu yazı İzmir Büyükşehir sınırları içindeki İlçe Belediyelerine gitti ve yazıyı alan ve hepsi CHP’li 10 ilçe belediyesi şimdi bir çıkış arıyor. Çünkü söz konusu belediyeler çen dönemde alt gelir gruplarının yaşadığı bölgelerin eğitim alanında yaşadıkları sorunları dikkate alarak kurslar başlatmışlar; bu kursların bir bölümü okullardaki eğitimi desteklerken, bir bölümü de üniversiteye giriş sınavına hazırlık niteliğinde.

İlgili tabloda da görüleceği üzere (sağda) bu 10 belediyenin sınırları içinde 16 bin öğrenci eğitim desteği alıyor.

Haber duyulur duyulmaz kurslara devam eden öğrenciler ve aileleri ilgili belediyelerin kapısına yığıldılar; endişeliler ve bir çözüm bulunmasını istiyorlar. Benzer bir endişe önemli bir bölümü şu yılan hikayesine dönen “atanamayan öğretmenler” grubundan olan kurs öğretmenlerinde de var; onlar da zor buldukları işlerini kaybetme kaygısını taşıyorlar.

Belediye başkanları isyanda; çocuk ve gençlere yönelik kurs ve dershane hizmetleri belki de şimdiye kadar yaptıkları en anlamlı işlerden birisi ve şimdi bir gece yarısı kararnamesi ile Anayasa’da kamu tüzel kişiliği ve özerklikleri güvence altına alınmış belediyelere, “halkına hizmet edemezsin” deniliyor.

En kapsamlı kurs programını yürüten Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila telefonda bilgi verirken, öğrenciler ve velilerle toplantı halindeydi. Atila “yeni bir yapılanmayla devam edeceğiz, bu kurslarla birlikte olanağı kısıtlı bu kesimlerden üniversiteye girenlerin sayısında büyük artış oldu” dedi.

Belli ki İzmir direnecek, ama İzmir’deki yasaklama bir başlangıç; önümüzdeki günlerde yeni bir düzenleme yapılmazsa, başka illerde de benzer durumdaki belediyelere Valilik ve Kaymakamlıklardan “kapatın” yazıları gidecek.

Bu gelişmeler yaşanırken, o kapama yazılarının gitmesi gereken karanlık yerlerden taciz ve istismar haberleri gelmeye devam ediyor. Ardından karanlık dünyadan bir okul yöneticisinin tehdit ettiği bir genç kızın yaşamına kıyışının haberi gazetelere ve sosyal medyaya düşüyor. Gece, okulda olması gereken çocuk yaştaki genç kızları tecavüzcüsüne teslim eden bir yasanın Meclis’teki tartışmaları ile kapanıyor.

KHK’lerle belediyelerin çocuklara ve gençlere ulaşmasını engelleyenler, karanlık ellerin o çocuklara ulaşmasının önünü açıyor...

belediyeye-yasak-istismarciya-serbest-211331-1.