Bir şey olmadıysa da bir şeyler olacak mı? Partiler kuruluyor, ödünç vekillerden söz ediliyor, hesaplar yapılıyor, bu yüzde kaç alırsa öteki yüzde kaç yitirir grafikleri sayfaları süslüyor. İyi de bize ne bundan kardeşim. Ne demek bize ne; eski bir Başbakan parti kurmuş, görmezden mi gelelim, eski bir Başbakan Yardımcısı, üstelik yıllarca ekonomiyi yönetmiş, merak etmeyelim mi? Edelim tabi, edelim de sonunda ne olacak ki? Dört gözle beklediğimiz AKP’nin erki kaybetmesi mümkün olacak; olacak diyorlar yani, hesap kitap onu gösteriyor, yüzde bir ordan, iki üç de ötekinden gitti gider diyorlar. Ee peki kim geliyormuş gidenin yerine? Biz mi geliyoruz? Yok artık, daha neler...

***

Efendim, CHP ile İyi saatte olsunlar partisine, gayri resmî katılımla HDP’nin oyunun yanına Saadetli partinin yüzde biri ile yeni kurulan, kurulacak olanların yüzdeleri eklenince, MHP ile hâlâ birinci parti olsa da darbe yediği için biraz titrek olmuş olacağı nihayet oluşan AKP’nin Cumhur ittifakının artık zinhar ve inşaallah, mümkünse yani, çoğunluğu yitirmesiyle birlikte ve Başkan’ın da yüzde 51 alamayacak olması hasebiyle iktidar değişmekle... Esasa gelelim mi artık. Sol güçleniyor mu? Dinlemiyor musun sen, ne dedim ben?


***

Ne dedin? Sağcı partiler bölünüyor ama sonunda yine sağcı partiler iktidar oluyorsa, yine sağcı muhterem Cumhurbaşkanı seçilecekse... Hayır hayır, sağcılar iktidar olmayacak Allah-ül azim, CHP’nin desteklediği bir muhterem ama ortadan olabilir, azıcık sağa gülücükler gönderebilir, Cuma Müslümanı olabilir, küçümsedin ama sen de, gidiyor işte gönlünün efendisi daha ne istersin, her şey de birden bire olmaz ya. Peki diyorsunuz ki artık demokrasi gelecek, insanlar hapsedilmeyecek, fikir özürlüğü tavan yapacak, he mi? He! He! Garanti mi yani? Karanti, karanti. Hapse girmişler, girecek olanlar? Bu konu da zaman içinde, sürecek olan reformlar kapsamında, elbette, tabii, inşaallah...

***

Tamam bilinmez yarın ne olacağı ama şimdi bu eski Başbakanın “stratejik derinlik” merakını da biliyoruz ya hani, memleket ittifakının ya da belki Cumhur ittifakının bir üyesi olarak Irak, İran dolaylarında görünme ihtimali olabilir mi muhteremin? Bu milli meselelerde sosyal demokrat kardeşlerimizin eli hiç titremez evvel eski biliriz, hani olmaz demeyelim olmaz olmaz, Libya’ya asker gönderme durumları falan... Dur be kardeşim daha partiler yeni; kim kiminle, nerede, nasıl konularına daha çok var, ne bu acele.

***

Şaka yapıyorsun değil mi? Kim iktidar, siz mi? Biz yani senle ben, aynı tarafta değil miydik? Aynı tarafta mıydık? Bak ben bunu çok net hatırlamıyorum; evet iktidar meselesi çok önemlidir de eğer maddi bir gücü olsaydı işçi sınıfımızın ben de en ön sıralarda Nazım ustanın dediği gibi “açık ve endişesiz” girecektim safıma. Ama nicel ve nitel olarak sınıfımızın durumu malum, böyle durumlarda yani hani neydi, “somut durumun somut tahlili” mi, işte öyle bir şey, bu gibi durumlarda durumun muvacehesi zaviyesinden... Ne oldu sana, dilin de eskimiş senin... Yok daha neler taktın sen, elbette gönlümüz işçi sınıfımızın iktidarına gidecek yolu açmak, eldeki imkanlarla da, durumu görüyorsun işte...

***

Gördüm gördüm, hadi sana kolay gelsin... Dur gitme, bak bizim şarkımız çalıyor; ulan heriflerde her yol var, gördün mü yandaş kanalı, “venseremos, venseremos” çalıyor utanmadan, ama çalsın çalsın, halkımızın bilinci gelişir, ben zaten o kanallarda görünerek halkımıza gerçekleri anlatmaktan...
Hadi hep beraber... Bella çav, bella çav, çav çav çav...

cukurda-defineci-avi-540867-1.