Ben de evet diyorum kardeşim!

Bugün 16 Nisan 2018. 365 gün önce hepimize sorulan soruya kocaman bir hayır yanıtı verdik. Hayır şıkkının kenarına iliştirilen sopaya rağmen hayır yanıtı verdik. Milyonlarca kişi cesaretimizi topladık, gözdağlarına rağmen hayır dedik. Yanıtımız yeterince ‘yerli ve milli’ bulunmadı. Kimseler yanıtımızı üzerine almadı. Kimseler yanıtımıza sahip çıkmadı. Elimizde evete çevrilmiş koca bir hayırla öylece kalakaldık öz yurdumuzda. Yurt bizim, memleket biziz dedik. Başlangıç saydık o günü. Az gittik, uz gittik dere tepe düz gittik. Altı ay bir güz gittik. Bir de dönüp baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz!


Yanıtımız soruyu soranın hoşuna gitmediğinde yanıt olarak kabul edilmeyebiliyorsa o halde biz de soruyu değiştirip kendimiz sormayı deneyelim. Bugün 16 Nisan 2018. Soru şu: Aşağıda sayacağım 18 maddeye evet diyor musunuz?

1 Bilim insanını, sanatçıyı,

yazarı, çizeri, öğrenciyi, işçiyi, çiftçiyi, madenciyi, gazeteciyi, itaat etmeyen herkesi düşman bilen zihniyet, ülkeyi yönetemez.

2 İrademi, hakkımda karar verme yetkisini teslim edeceğim kişiden adalet önünde hesap soramayacaksam, hesabı mahşere bırakacaksam bu durum bana uymaz.

3 Atatürk’e bitmeyen hınçlarını ve adını dahi anmadan O’nunla hesaplaşma arzularını dizginleyemeyen vefasızların kibri, beni rahatsız ediyor.

4 Cumhuriyet’i kuran Gazi Meclis’in vergilerimle oluşan bütçenin nasıl kullanılacağına dahi onay veremeyecek hale getirilmiş olması ağrıma gidiyor.

5 Her seferinde aynı yalanları söyleyip yalanı büyüterek inandırıcı kılabileceğini düşünen, aklı küçümseyen kasaba siyaseti beni öfkelendiriyor.

6 Kendi mağduriyetinden başkasına kulağı tıkalı, gözü kapalı olanların bitmek bilmeyen bencil ihtirası, gücüme gidiyor.

7 Topu ayağında tutanın ‘top benim oynatmam’ diyerek maç bitmeden kural değiştirmesi, hem hakem hem kaleci hem santrafor olması, bana adil gelmiyor.

8 Sürekli ölüm gösterilerek sıtmaya razı edilmek, işimle, aşımla, özgürlüğüm ve canımla tehdit edilmek istemiyorum.

9 İstikrarlı bir şekilde kandırılanın hep kandırılırken hiç şüphe etmemesi bana şüpheli geliyor. Dere geçilene kadar değiştirilmek istenmeyen at değilim.

10 Zehrin içine koyduğu şekeri bal diye övenlere, şekeri hep kendi yiyenlere, balı küpüyle bitirip doydum demeyenlere tepkiliyim.

11 Açın halinden anlamayana, elinde yalnız gururu olanın gururunun da satın alınabileceğini düşünene, herkesi aynı kefede tartana hak ettiği yanıtı vermek istiyorum.

12 Evlat acısına saygısı, insana sevgisi olmayanı, savaşı oyun, barışı kumar masası, askeri satranç tahtasında piyon sananı destekleyemem.

13 Herkesin geleceğinin bir kişinin geleceğine endekslenmesini, bir kişinin ikbalinin herkesin meselesi haline gelmesini doğru bulmuyorum.

14 Allah’la kul arasına girilmesini, yalnız Allah’ın bileceği inançların, amellerin sorgulanmasını, dine siyasetle zarar verilmesini istemiyorum.

15 Yetişkin bireylerin nasıl yaşayacağına, yaşamayacağına, neye inanıp inanmayacağına onlar adına karar verilmesini yanlış buluyorum.

16 Çocukların sevgiyle değil kinle yetiştirilmesini, eğitimde bilimsellikten uzaklaşılmasını, kavramların aşındırılmasını, takiyeyi kabul etmiyorum.

17 Demokrasiyi son durağa götüren vasıta, Meclis’i ayaklarda pranga, insan haklarını ne idüğü belirsiz üst akılların oyunu sananları tehlikeli buluyorum.

18 Baskıları, dayatmaları, zulmü, suçluyken güçlü olanı, ötekileştireni, tektipçiliği, yok sayılmayı ve yok edilmeye çalışılmayı kabul etmiyorum.

Tüm bu maddelere sen de evet diyor musun kardeşim? Sen de güçlü ve mutlu Türkiye için bu saydıklarıma evet diyor musun? O halde bir arpa boyundan çok yol yürümeliyiz. O halde bu asgari paydada bir araya gelmeyi yeniden başarmalı ve bu kez atı alanın Üsküdar’ı geçmesine izin vermemeliyiz. Ancak böyle ereceğiz muradımıza ve başka kimse değil kendimiz çıkacağız kerevetine…