Metalci bir çocuktum. Uzun yıllar daha sert ne dinleyebilirim diye müzik peşinde koştum. Metallica, Iron Maiden dinledim kesmedi Slayer’ı keşfettim. Kesmeyince Florida death metaline girdim, Morbid Angel, Obituary ve Cannibal Corpse aşığı oldum. Kesmeyince Napalm Death’i keşfettim. Daha sert, daha vurucu, daha politik daha vurdulu kırdılı ne varsa dinledim. Hiphop’u ortaokulda keşfettim sürekli daha iyi […]

Ben Fero’nun olayı dominasyon

Metalci bir çocuktum. Uzun yıllar daha sert ne dinleyebilirim diye müzik peşinde koştum. Metallica, Iron Maiden dinledim kesmedi Slayer’ı keşfettim. Kesmeyince Florida death metaline girdim, Morbid Angel, Obituary ve Cannibal Corpse aşığı oldum. Kesmeyince Napalm Death’i keşfettim.

Daha sert, daha vurucu, daha politik daha vurdulu kırdılı ne varsa dinledim. Hiphop’u ortaokulda keşfettim sürekli daha iyi punchline, bağırsaklarımda midemde hissettiğim bas yürüyüşü aradım. O zaman bu müzikal tabirlerden bihaberdim tabii ki… Aradığım şey o tabirlerin müzikal karşılığıydı. Tekme tokat lirikleri sevdim. Lisede sesi gür olmayan keskin flowları olmayan rapçileri hiç dinlemedim ama sonra mevzunun sadece seste bitmediğini sıkı flowların, zekice yazılmış küfürsüz eleştirilerin bin küfürden daha etkili olduğunu anladım. Gel gelelim memlekette bazı şeyler değişiyor. Dünyada müzik zaten çoktan değişti. Memlekette bir Ben Fero manyaklığıdır gidiyor. Hakkında en çok kötü yorum yapılan, rap camiasında tarzından ötürü büyük ihtimalle en sevilmeyen, en dalga geçilen adam. Dün bu yazıyı yazarken, Ekşisözlük’te yüzde 80’i kötü yorumlardan oluşan 110 sayfa Ben Fero girdisi gördüm. Bunu sadece durumu izah etmeyi kolaylaştırsın diye yazdım, Ekşi Sözlük’ü umursadığımdan değil. Ferhat’la geçen yılın sonunda tanıştım, albümü falan daha yoktu. Öncelikle kişisel fikrimi söyleyeyim sonra bu fikirlerden bağımsız olarak durumu tartmaya çalışacağım. Ferhat müzik piyasasında uzun zaman boyunca çok az rastladığım temiz ve iyi insanlardan biri. Adamın içinde kötülük yok, selamlaştığınız anda bunu anlıyorsunuz. Bunu benim fikrimden bağımsız bir şekilde ona karşı yazılan kötü tweetlere verdiği cevaplardan da anlayabilirsiniz. Kötü yorum sahibini utandıracak kadar efendi cevaplar veriyor. Dişe diş, kana kan mantığıyla yoluna bakan rap camiasında çok az gördüğümüz bir tabiat olayıdır bu. Bilirsiniz bir rapçi diğerine salak dese 28 rapçi aynı anda diss’leşir. Sonra mevzu karışır mahalleler birbirine girer. Bu iş böyle devam etmekte. Rapçilerin bence en büyük sorunu bu. Evet, diss denilen şey bu müziğin kültürünün temelini oluşturan bir olaydır fakat Türkçe hiphop camiası için “İşte şimdi oluyor, şimdi anaakımı yerle bir edecekler. Dandik pop müziğin sonunu bu adamlar getirecek, radyoları bunlar yola getirecek” diye her sevindiğimde mutlaka ama mutlaka birbirlerine düşüp kendilerini baltalıyorlar. Bunu her seferinde yaşadım. İnanılması güç bir durum bu. Yapacak bir şey yok. Memlekette çok fazla iyi iş çıkıyor ama bence bu saçma sapan kavgaları bitirip farklı tarzdaki hiphopçuları, farklı mahalledeki türdeşlerini “O da olsun, çeşittir, renktir” demedikleri sürece bu durumu yönetemeyecekler.

Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Ben de kendimi sevdirmek isteyeceğim yaşı geçeli 15 yıl oldu fakat genel bir yorumum var. Dikkate almak veya almamak size kalmış. Bu bitmek tükenmek bitmeyen kavgalarla vakit ve enerji kaybediyorsunuz, yeteneğinizi harcıyorsunuz. İyi işler yapacağınız çok yılınız yok önünüzde, yaşınızın değerinizi bilin.

DİNLEYİCİYİ RAP’E YAKLAŞTIRIYOR

Konuyu Ben Fero’dan başlatıp farklı noktalara getirdiğimin farkındayım. Ferhat’a dönüyorum. ‘Demet Akalın’ adlı parçanın klibine bakacak olursak adam komik, yakışıklı, fit, sahne duruşu müthiş. Seyirciyi avcunun içine alıyor ve sıkıp suyunu çıkarmadan bırakmıyor. Geçen hafta Küçükçiftlik Park’taki Enter The Music Festivali’ne gittim. Ben gittiğimde Fero sahneye yeni çıkmıştı ve ‘Motivasyon’ parçasını söylüyordu. İnanılmaz bir kalabalık sözleri ezbere söyledi tüm konser boyunca. Kabul ediyorum, Fero’nun lirikal bakış açısı öyle komplike flowlardan oluşmuyor, basit, kolay ezberlenebilir bir tarzı var. Ama ne yaptığını biliyor, ayakları yere basıyor, terbiyeli, ne konuştuğunu çok iyi biliyor ve en önemlisi kimseyi umursamadan eğleniyor. Kötü yorumlardan tereyağından kıl çeker gibi kurtuluyor. Zeki ve olgun bir adam. Sevip sevmemek size kalmış. İster boom bap yapsın isterse mumble rap, kim çıkıp da tek şarkıyla hiç hiphop dinlemeyen yeni bir dinleyiciyi bu müziğe yaklaştırır. Ben onu desteklerim.

***

MFÖ ile reklam kuşağı

MFÖ gelmiş geçmiş en iyi Türkçe sözlü pop-rock müziği icra eden gruplardan biri. Hayatımda dinlediğin en sevdiğim Türkçe şarkı ‘Bazen’ olabilir. Çoğu albümleri dâhiyane. Sözleri müthiş, müzikal altyapıları filan tartışılmaz. MFÖ’nün özellikle Mazeretim Var Asabiyim Ben (MVAB) dâhil olmak üzere öncesindeki tüm albümlerine karşı objektifliğimden emin bile olamıyorum. Buna rağmen grubun son 10 yılına baktığımızda en azından kendi adıma konuşayım reklamlarından başka hiçbir şey hatırlamıyorum. Hit şarkıyı geçtim Sarı Laleler sonrası hızlıca aklıma gelen bir şarkıları yok. YouTube’u her açtığımda her bir videonun önünde Mazhar, Fuat ve Özkan beylerin uçuş mili kavgası yaptığına şahit oluyorum. Tatile gittikleri için konser kaçırıyor kahramanlarımız, sonra birbirlerine giriyorlar falan filan. Grup büyük ihtimalle artık sadece konser öncesi ve reklam çekimlerinde bir araya geliyor. Kalbimizde bu kadar yüksek krediye sahip bir grubun kredisini ve karizmasını bu kadar har vurup harman savurması aklıma bir türlü yatmıyor. Genç bir müzisyen yapsa diyeceğim ki “Paraya ihtiyacı var, buradan kazandığıyla stüdyo kuracak, enstrüman alacak ya da biraz nefes boşluğu yaratıyor müzik yapabilmek adına” ama konu MFÖ olunca bunları da göz önünde bulundurmam mümkün değil.

Belki şimdi Mazhar Abi bu yazıyı okusa “Sen gençsin, bilmezsin” diyebilir, bilemem ne düşündüklerini ama MFÖ’nün karizması gözümde azalalı çok zaman oldu. Nasıl toplarlar bilemem. Çocuktum, iyi hatırlıyorum çikolata reklamına da müzik yapmışlardı ama o hiç rahatsız etmemişti hala da kimseyi rahatsız ettiğini sanmam. Pozitifti, sanki çok isteyerek yapmışlar gibiydi, samimilerdi. Belki de olay burada bitiyor. MFÖ yıllar boyu bizde yüzlerce anı biriktirmeye sebep olduğu her şarkıyı çeşitli marka için reklamlara uyarladığından artık samimiyetini kaybetti ki bu bence karizmasını kaybetmekten daha fena.