Z kuşağı bilmez. X kuşağı zor hatırlar.

Uzun kıvırcık saçları, siyah bıyığı, büyük renkli gözlükleriyle ilginç bir şarkıcı vardı. Adı: Barbaros Hayrettin.

Tek şarkılık şöhretinin sözleri şöyleydi:

“Ben sizin babanızım. Ben ne dersem o olur.”

Güler, eğlenirdik. Nereden bilelim bu sözler siyasi bir gerçeğe dönüşecek.

Z kuşağı karikatürünü hatırlamadığı baba figürüne YouTube’da dislike isyanını tıklayınca koptu kıyamet. Cumhurbaşkanı, sosyal medyayı kapatmaktan açık açık bahsetti, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı yalanladı.

Bu sırada Berat ve Esra Albayrak çifti ile yeni doğan çocuklarına hakaret eden sosyal medya paylaşımları olaya tuz biber ekti.

Günlerdir ekranlarda sosyal medyanın denetimsizliği büyük laflarla uzun uzun tartışılıyor. İzleyen sosyal medyanın Türkiye’nin 2. İstibdat Dönemi’nde sansürden muaf olduğunu zanneder.

Ama hiç değil.

Hakaret içermeyen muhalif bir tweetten tutuklanma süresi 24 saatten kısa bu ülkede. Taylan Kulaçoğlu, sadece Twitter’da iktidarı eleştiren sosyal medya kampanyaları yaptığı için 47 gündür hapiste. Yine sadece tweetten tutuklu çok sayıda gazeteci var. Sosyal medyada her harf ‘Silivri soğuktur’ kaygısıyla yazılıyor. Abdülhamit’in jurnalcilerini aratmayan troller en ufak eleştiriyi anında Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı’na ispiyonluyor.

Bazı Sulh Ceza Hâkimlikleri, Abdülhamit’in meşhur sansür memuru İbrahim Hıfzı Bey’i aratmıyor. Haberlere, eleştirilere erişim engeli yağdırıyorlar. Erişim yasağı haberine erişim yasağı getiren kararlar bile gördük.

Size bunun kısa süre önce yaşanan trajikomik bir örneğini anlatacağım.

Cumhurbaşkanlığı’nın salgın günlerinde Saray müdavimi şarkıcılara destek için düzenlediği konserler serisini şarkıcı Yeşim Salkım, Twitter hesabında eleştirmişti. Tepki olarak ücretsiz konserler vereceğini belirtmiş, belediyelere çağrı yapmıştı. Milyonlarca insan işsiz kalmışken halkın vergilerinin magazin medyasında zenginliklerini sergileyen assolistlere dağıtılmasını eleştirmekten daha normal ne olabilir?

Ama Saray’ın bütün etkinliklerini organize eden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok yakın olan organizatör Polat Yağcı, Yeşim Salkım’ın tweetlerinin kaldırılması için İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimliği’ne 26 Haziran’da başvurdu. Aynı gün Yeşim Salkım’ın 5 tweetine erişimin engellenmesine karar verildi. Kopyala-yapıştır yasa maddelerinin ardından kararın gerekçesi bir cümle:

“Kişilik haklarını ihlal edecek unsurlarının ilk bakışta tespit edilebildiğinden iş bu linklerdeki erişimin engellenmesine…”

Artık silinmiş tweetlerin ekran görüntülerini buldum. İlk bakışta da noktasına virgülüne kadar okuyunca da hakaret yok. Bu tweetlerden birinde Yeşim Salkım, ücret almadan İzmir’de verdiği konserden bahsediyor:

“Dün için rahatsızlık verdiysek kusura bakma Polat Yağcı. Senin paralı organizasyonların ile bizim sandalyeler bir olmasa da tüm İzmir bizi seyretti. Bu arada yaptığın konserleri zorla kanallarda yayınlatıyormuşsun aldık haberini. Kıyafet zorunluluğu da cabası.”

Diğer tweetlerde en sert ifade kendisini eleştiren Ümit Sayın’a Polat Yağcı’nın ‘yancısı’ demesi.

Yeşim Salkım’ın tweetlerinin yerinde artık boş sayfalar dururken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yaptığı konser açıklaması ile eş zamanlı trollerin paylaşımlarında hakaretin, yalanın bini bir para. #MüzikSusmayacak etiketiyle atılan tweetlerde ‘FETÖ’cü’, ‘yalancı’, ‘provokatör’, ‘aşağılıksınız’, ‘şeref yoksunları’, ‘terörist’ kelimelerine tek merkezden hazırlanmış görseller eşlik ediyor. Halen aktif bu tweetlerde konsere çıkan şarkıcıların para almadığı yalanı da duruyor. Oysa şarkıcılar Cumhurbaşkanlığı’ndan para aldıklarını defalarca açıkladı.

TV ekranlarında sosyal medyanın denetimsiz olduğu tartışılmaya devam ediliyor. Milyonlarca lira harcanan konserler her akşam Cumhurbaşkanlığı’nın Youtube kanalında sürüyor. 30 Haziran’daki Yavuz Bingöl canlı konserini toplamda 2 bin 910 kişi izledi.

Bari Barbaros Hayrettin de Kuruçeşme’deki 1.5 milyon TL’lik Cumhurbaşkanlığı forslu sahneye çıksa ve şarkısını söylese:

“Ben sizin babanızım. Ben ne dersem o olur.”