Birol Giray (BeeGee) vokallerinde Efeyz'in yer aldığı yeni teklisi Flu’yu kendi plak şirketi Koza’dan yayınladı. Giray, “DJ’lik ile başladığım müziğin her alanında çalışma fırsatı buldum. 80’lerin sonunda elektronik müziği seçip, kararlı olmam ve kendimi sadece bu müziğin akışına bırakmak önemli bir adımdı” diyor

Beni bulunduğum yere elektronik tınılar getirdi

Gizem Ertürk

Türkiye’de elektronik müzik denince akla gelen ilk isimlerden biri olan, DJ’likte uluslararası arenada da uzun yıllardır ülkemizi başarıyla temsil eden Birol Giray nam-ı diğer BeeGee vokallerinde Efeyz’in (Efe Uçkan) yer aldığı yeni single'ı FLU’yu kendi kurdugu plak şirketi Koza’dan yayınladı. Ankaralı genç rapçi Efeyz ile yolları tesadüfen kesişen Birol Giray, bu şarkıyla beraber genç bir yeteneği ilk kez profesyonel müzik sektörü ile tanıştırmanın da heyecanını taşıyor.

► Ankara’lı genç rapçi Efeyz (Efe Uçkan) ile yollarınız nasıl kesişti?
Aslında yollarımız tesadüfen kesişti diyebilirim. Hikâye; bizim mikslerimizi yapan Mert Medeni’nin Efe Uçkan’ın Flu’ya çok uyacağını söylemesiyle başladı. Ben de dinlediğim zaman Mert’e hak verdim ve çok heyecanlandım. Ancak sonra araya zaman girdi. Pandemi sürecinde şarkıyı yeniden dinlemeye başladım. Bu süreçte Efe ile çok güzel yol aldık. Ben İsviçre’deyim, stüdyomuz İstanbul’da fakat teknolojinin imkânlarıyla hızlıca süreci tamamladık ve Berlin’e gönderdik. Efe’nin iyi uyumu ile iyi bir aranje ile parça hazır hale geldi.


► Flu aynı zamanda kendi kurduğunuz plak şirketi Koza’dan yayımlanan ilk çalışma oldu… Koza’nın hedefleri neler?
Amacımız vizyon kazandıran bir plak şirketi olmak. Daha ilerici, kendini ifade eden ve yeniliklere açığız. Tabii mottomuz her zaman elektronik müzik… Zaten elektronik müzikte 90’ların sonundan itibaren markalaşmaya başladık ve bir sürü marka yarattık. Koza’da bunun son halkası… Bizim zaten yola çıkış amacımız gelecek nesle hitap etmekti. Bu konuda çok karalıydık. Kendimizi zamanı da yakalayarak çok geliştirdik. Hayatımızda hep gençler oldu. Olmaya da devam edecek. Bu bizim için büyük bir şans…

► Bugüne kadar Manga’dan Sagopa Kajmer’e; Yener Çevik’ten Yüzyüzeyken Konuşuruz’a birbirinden farklı türlerin temsilcileri ile ortak çalışmalara imza attınız… Projelere nasıl karar veriyorsunuz?
Yaptığım projeleri kendim belirliyorum. Önce parçayı yapıyorum. Ülkemizde elektronik müzik ile Türkçe vokallerin birleşmesi biraz zaman aldı. Bu sebeple bu konuda biraz titiz davranıyorum ve vokali kendim seçiyorum. Bugüne kadar bu isimleri hep arkadaşlarımın arasından seçtim. Bu yüzden de kendimi şanslı hissediyorum.

► DJ’lik, prodüktörlük ve radyoculuğun yanında uzun yıllardır Chill Out, Electronica gibi önemli müzik festivallerinin organizasyonunu yapıyorsunuz… Son yaşananlardan sonra bu festivallerin geleceği ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Electronica 17, Chill Out ise 15 yıldır düzenleniyor. Bırakın Türkiye’yi dünyada bile bu kadar uzun yıllar ayakta kalması ve devam etmesi çok zor tahmin edersiniz ki… Fakat biz bu hayalimizi başarıyla gerçekleştirdik. Her iki festivalimiz de büyük ivme kazandı. Başarıları her yıl katlanarak arttı. Hem ülkemizde hem de yurt dışında büyük beğeni kazandık. Bu yüzden festivallerimiz konusunda çok mutluyum ve içim çok rahat. Festivaller şu an için beklemede ancak yakında her şeyin düzeleceğine ve kaldığımız yerden devam edeceğimize inanıyorum.

***

beni-bulundugum-yere-elektronik-tinilar-getirdi-754137-1.

AYNANIN ÖNÜNDE DANS EDERDİM

Biraz da geri dönüp müziğine ilk başladığınız yıllara gitsek, neler söylersiniz?
Müziğe çok erken yaşlarda başladım. Meşhur bir aynam vardı ve o aynanın önünde dans ederek başladım. Dans yarışmalarına katıldım. Lise yıllarıma geldiğimde dönemin en büyük diskosunda iş bulma şansını yakaladım. Bu sırada ünlü bir DJ’in çırağı oldum. O günden bugüne de müzik çalmaya devam ediyorum. DJ olmasaydım ne olurdum bilmiyorum ama DJ’lik ile başladığım müziğin her alanında çalışma fırsatı buldum. Radyoculuktan prodüktörlüğe, organizatörlükten plak şirketine… Çok farklı işler gibi görünse de hepsinin ortak noktası müzik ve bu çok güzel. 80’lerin sonunda elektronik müziği seçip, kararlı olmam ve kendimi sadece bu müziğin akışına bırakmak önemli bir adımdı. Bunun için pişman değilim.