İçinde bulunduğumuz günlerde G.Kore “ Nükleer Güvenlik zirvesi”ne ev sahipliği yapıyor.

Neden G.Kore?

Bu sorunun yanıtı aslında oldukça açık ve net. Zirvenin seçilmiş mekanı, aynı zamanda amacı hakkında da iletilerde bulunmakta. Söylenenler ne olursa olsun asıl amaç, başta İran olmak üzere K.Kore gibi ülkeleri tamamen nükleerden arındırmak. Bir adım sonra da mevcut sistemlerini değiştirerek küresel kapitalizme entegre etmek.

Zirveye her ne kadar G.Kore ev sahipliği yapıyorsa da asıl sahip, ABD.

Yaşam mekanımız olan Mavi Küre’de, nükleer silahları ilk ve tek kullanan ülke, ABD.

ABD, yeni ‘savunma’ stratejim dediği yapılanmada, AB coğrafyasındaki dört muhabere tugayını ikiye düşürürken Asya ve Büyük Okyanus bölgelerindeki deniz ve hava gücünü geliştirmeyi planladığını açıklamakta. Bir yandan dünya ölçeğindeki askeri gücünü pekiştirirken diğer yandan nükleer silahlarda azaltmaya gidelim lafı bir tür evangelist takiyenin devamı niteliği taşımaktadır.

G.Kore’deki zirvede Başbakan T.Erdoğan da yer aldı ve Obama ile bir görüşme gerçekleştirdi. Erdoğan ile Obama’nın görüşmelerinin sıklığı sık sık konu edlir. Washington Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Soner Çağatay’a göre, Erdoğan ile Obama arasındaki ilişki tarihte görmediğimiz kadar yakın bir ilişki imiş. Tarihte hiçbir zaman bir Amerika başkanı ile bir Türk başbakan bu kadar samimi olmamış.

Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde aradığı en ideal Taşeronu bulmuş olmaktan gayet memnun olan Obama, bunu zaten açıkça şu sözlerle ifade etmiş bulunuyor; “ Bir çok konuda birlikte çalıştığımız için Başbakan’a teşekkür ediyorum: Afganistan’da işbirliği, Libya’nın özgürlüğüne kavuşması için yaptığımız çalışmalar, NATO’nun sorumluluklarını yerine getirmesi için her iki ülkenin de attığı adımlar.. Ki en son Türkiye füze savunma radarına ev sahipliği yapmayı kabul etti. Başbakan Erdoğan demokrasinin desteklenmesi ve bir çok konuda büyük liderlik sergiledi. Ve birlikte yaptığımız çalışmalardan müteşekkiriz.”

Görüldüğü üzere Obama konuşmasına teşekkür ile başlayıp müteşekkür olduklarını ifade ederek bitiriyor.

Şüphesiz son günlerde Suriye konusunda da tam uyumlu taşeronluk hizmetleri bu müteşekküriyeti bir hayli beslemiş ve güçlendirmiştir.

Yalnız Suriye mi?

Ortadoğu’da, ABD Emperyalizminin Sünni-Şii ayrışması gündeme getirip bunu büyüterek yeni pozisyonlar yaratma çabasında da Erdoğn’ın rolü yadsınamaz. NY Times köşe yazarı T. Friedman Erdoğan’ın bölgedeki rolüne değinerek; Türkiye’nin Iraklı sünniler için bir güvence olduğana, bölgesel Kürt Hükümetiyle derin ekonomik ilişkilere sahip olduğuna ve İran’ın nüfuzuna karşı bir alternatif olduğuna dikkat çekiyor.

Taşeron sadece dışarıda değil ülkesinde de kapitalist entegrasyon için dur duraksız çalışıyor. Bir yandan Güney Doğu’da Kürt nüfusu içerisinde kendine yakın gerici, yobaz, feodal unsurları Kürt Hareketinden uzak, kendine yakın tutmak için, kendi deyimiyle akıl bali

(ergen) kızların eve kapatılmasına zemin hazırlarken, diğer yandan da kapitalizme ucuz, sorun çıkarmaz çocuk emeği sunmak üzere yasalar yapmakta.

Sağlık alanını hızla özelleştirirken her geçen gün vatandaşı daha fazla özel hastanelerin kucağına itmekte.

Bütün bunları yaparken kapitalizmin rekabet dediği, kazıyınca altından tekelleşme çıkan yapısı gereği tekeller oluşumuna zemin hazırlamaktan da geri durmuyor.

Sağlık alanında küçük hekim muayenehanelerini yok edip, hekimleri özel sağlık kurumlarına ücretli eleman olarak gönderirken aynı kurumlara daha çok ‘müşteri’ de sağlamış oluyor.

Benzeri bir durumu şimdi Eğitim alanında yapacağının sinyallerini veriyor Taşeron.

Dershaneleri kapatacak, özel okullara dönüştürecek. Özel okul kurmaya sermayesi, gücü yetmeyen küçükler büyük sermayenin ücretli elemanları olacaklar. Klasik büyük balık küçük balığı yutar hikayesi.

İş bununla da bitmiyor, büyük balık zaafa uğramasın ayakta kalsın diye devlet bu eğitim tekellerine hizmet alımı adı altında destek verecek.

Görüldüğü üzere Taşeron içeride de dışarıda da kapitalist entegrasyon için can siperane çalışıyor.

Şimdi Obama buna teşekkür etmesinde ne yapsın. Ben de onun yerinde olsam öpe öpe bitiremem.. Sanırım zaten, şu saatlerde G.Korede olan bu minvalde bir şeyler….