İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin aldığı AYM’nin kararına direnme kararı hukukçuların tepkisini çekti. AYM de, 2018’de aldığı kararda, derece mahkemelerinin AYM kararlarına direnemeyeceğini bildirmişti.

Berberoğlu kararı: Hukukçular ne diyor? AYM, benzer kararlarda daha önce ne demişti?

HABER MERKEZİ

Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) yeniden yargılama yönünde karar vermesine karşın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği ‘direnme kararı’ hukukçulardan büyük tepki çekti. AYM, daha önce bir yerel mahkeme tarafından verilen direnme kararı ardından, derece mahkemelerinin AYM’nin yetkilerini tartışamayacağını bildirmişti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararla ilgili yorum yapan Avukat Celal Ülgen, "İşaret edildi o işaret doğrultusunda karar verildi. Önceden ayarlanmasa Mustafa Şentop o şekilde bir demeç verebilir miydi?" ifadelerini kullandı.

Avukat Hüseyin Ersöz ise kararla ilgili olarak şunları kaydetti: "Ağır Ceza Mahkemesi'nin Enis Berberoğlu hakkında, "yeniden yargılama yapmaya gerek yok" kararı için "skandal" tanımlaması az kalır. Anayasa'yı tanımama, normlar hiyerarşisini yadsıma vs. Hukuk Güvenliği'ni ortadan kaldıran bu karar 'yok hükmünde' ve 'görev suçu.'"

Eski Başsavcı ve eski CHP Milletvekili İlhan Cihaner ise, "İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Anayasa Mahkemesini kapattı!" ifadelerini kullandı.

Eski İstanbul Barosu Başkanı Avukat Turgut Kazan ise "Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir hukuk devleti olmadığının yeniden tescilidir. Başka bir tartışmaya gerek yok. Ne yazık ki hukuk bir kere daha çiğnenmiştir. Bir hukukçu olarak utanıyorum" dedi.

DERECE MAHKEMESİ DİRENEBİLİR Mİ?

Söz konusu Berberoğlu kararı, AYM’nin kararlarına karşı alınmış ilk direnme kararı değil.

Anayasa Mahkemesi (AYM), ‘hak ihlali’ kararına rağmen yerel mahkeme tarafından tahliye edilmeyen Mehmet Altan ve Şahin Alpay hakkında, AYM kararının yerine getirilmemesi ardından yeni bir karar almıştı. AYM, söz konusu kararında derece mahkemelerinin AYM’nin yetkilerini tartışamayacağını, görevlerinin karar gereğini yerine getirmek olduğunu belirtmişti.

AYM’nin 16 Mart 2018’de verdiği kararda şu ifadeler kullanılmıştı:

Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı verip 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesi uyarınca bu ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına hükmettiği durumlarda derece mahkemelerinin görevi, Anayasa Mahkemesinin görev ve yetkilerinin kapsamını değerlendirmek değil, Mahkemece tespit edilen ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmaktır. Bu zorunluluk, Anayasa'nın 138. maddesi anlamında mahkemelere verilmiş bir emir veya talimatın yerine getirilmesi değil, bir hukuk devletinde mahkemeye erişim hakkının hayata geçirilmesidir. Nitekim Anayasa'nın 153. maddesinin altıncı fıkrasında, 138. maddesinden farklı olarak, Anayasa Mahkemesi kararlarının yargı organları yönünden de bağlayıcı olduğu ifade edilmiştir.