Faşizm evrenseldir. Elbette direniş de öyle. Alexis Grigoropoulos, Atina’da 2008’de Exarchia Meydanı’nda bulunan Navarino Parkı’nı belediyenin otopark yapmak istemesiyle başlayan halk direnişi sırasında polis kurşunuyla katledildiğinde 15 yaşındaydı. Alexis’in katledilmesi Yunanistan’da infial yaratmıştı. Başta Atina olmak üzere tüm ülkede halk polise karşı ayaklanmış ve isyan uzun zaman sürmüştü. 6 Aralık Alexis’in ölüm yıldönümüydü. Katledilişinin 13’üncü yılında Atina başta olmak üzere Yunanistan’ın pek çok yerinde binlerce kişinin katıldığı eylemler gerçekleştirildi.


***

10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde, Nükleer karşıtı Stockholm bildirisini imzalayarak dağıttığı için 1951 yılında infaz edilen Nikos Nikiforidis adına PADOP tarafından Ege Barış ve İletişim Derneği Başkanımız ve geçmiş dönem Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’a verilen ‘barış ödülü’ töreni için Atina’daydık. Geçmişte Türkiye’den Nazım Hikmet, Aziz Nesin ve Akın Birdal’a verilen ödül; bu kez Bülent Tanık’a takdim edildi. Dostumuz ve PADOP başkanı Panos Trigazis ödülü verirken Bülent Tanık’ın barış ve insan haklarını savunma konusunda gösterdiği özel çabalar ve Türk-Yunan dostluğu alanında verdiği sürekli katkılardan söz etti.

***

Bu kadar anlamlı bir ana ikinci başkanı olduğum Ege Barış ve İletişim Derneği adına eşlik etmekten onur duydum. Bu gurura tanıklık etmek benim için kıymetliydi. Tören sonrası Exharchia’da Alexis’in öldürüldüğü köşeye gittim. Birkaç gün evvel yapılan anma töreninden kalan pankart, çiçekler ve mumlar hâlâ Alexis’in düştüğü yerdeki anı köşesinde duruyordu. Hemen sokağın girişinde rüzgârda dalgalanan pankartta Berkin’in adını görünce hissettiklerimi anlatmam güç. Gezi direnişi sırasında Berkin vurulduktan sonra faşizmin maşası katil polisler tarafından canı alınan iki çocuk birlikte anılmış Alexis ‘kardeşimsin Alexis’ sloganıyla selamlanmıştı. Bugün oradaki duvarda bu iki güzel çocuğun fotoğraflarının yer aldığı birer pano yan yana asılı.

***

Alexis’in ölümünden sonra Yunanistan İçişleri Bakanı istifa etmiş, Başbakan Karamanlis Grigoropoulos ailesinden özür dileyerek sorumluları hemen bulup yargıya teslim edecek adımların atılmasını bizzat yakından takip etmiş ve Alexis’i öldüren katil polis ömür boyu hapis cezası almıştı. Ancak bu polis Epaminondas Korkoneas Syriza iktidarı sırasında çıkan 20 yıl ve üzeri ceza alanların üçte birini yattıktan sonra serbest kalması yönünde düzenlenen yasadan faydalanarak 2019 yılında serbest kaldı. Grigoropoulos ailesini temsil eden avukat Zoe Konstantopoulou, bu kararın "yine bir Korkoneas’ın eline silah vereceğini" söylüyor. Ne kadar haklı.

***

Olayın ele alınış biçimi bizim ülkemizde yaşanan sayısız cinayetle kıyaslanır gibi değil elbette ama ne yazık ki sonuç aynı. Katil serbest. Berkin Elvan davasında sorumluluğu sabit bulunan polis memuru Fatih Dalgalı 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yurt dışına çıkışı yasaklandı. Tutuklama kararı verilmediği için cezası Yargıtay tarafından onanırsa cezaevine girecek. Ama katillerin Cumhurbaşkanı’nın kişiye özel affıyla serbest kaldığı, polis şiddetinin övgüye mazhar olduğu ülkemizde Alexis’in katilinden çok daha çabuk aramıza karışacağı endişesini taşımamak mümkün mü?

***

Çocuk yaşta polis şiddetiyle öldürülen bu iki çocuğun kaderleri hâlâ aynı. Acılar aynı. Faşizmin yarattığı şiddet evrensel boyutuyla her yerde karşımıza çıkıyor farklı olan toplumsal yaklaşım. Bugün hâlâ her yıl Alexis’in öldürüldüğü yerde direniş sürüyor. Yanlış iliklenen düğmeler çözülene kadar toplumsal takip, adalet için kararlı mücadele hak arayışı için dayanışmayı da diri tutuyor. Kötü örnek kanun, ölüm kader olmasın diye dayanışmanın ve direnişin de evrensel olduğunu görmek gerekiyor.

***

Türkiye ve Yunanistan’ın benzer geçmişinde cuntalar, baskılar, ortak acılarla dolu mübadele süreçleri, savaşlar yanı sıra iki ülke halklarının kültürel bağı ve dostluğu var. Bugün iki ülkenin de elinde kendi çocuklarının kanı var. Türkiye ve Yunanistan arasında barış ve dostluk ilişkilerini diri tutmak, halkların kardeşliği için emek vermek, barış için ortak acıların farkında olmak ve dayanışmayı sürdürmek önemli. Direniş gibi barış da evrensel. Bülent Tanık kendisine verilen ödülü alırken “İnanıyorum ki ödül bana, Türkiye ve Yunanistan’dan birlikte mücadele ettiğimiz güven ve sevgi ürettiğimiz dostlarımın ömrümün yarısından çoğu boyunca sağladıkları birliktelik ve katkıları da gözetilerek, onlarla birlikte verilmiştir. İnanıyorum ki biz ayrı düşürülmüş ve birbirini çok özlemiş iki halkız. Yıllar sonra bugün yine diyorum ki biz aslında aynı halkız ve bu bizle sınırlı değil bizliğimiz” dedi.

***

Berkin’in Atina sokaklarında Alexis’in yanı başındalığı kalbimizde olduğu sürece faşizme karşı barışın evrenselliğini güçlü ve kalıcı kılmak için gereken gücü ve dayanışmayı bulacağımızı biliyorum. Unutmadan, adalet ve barış mücadelesine adanan ömürlük birikimiyle sevgili Bülent Tanık’ı yürekten selamlıyorum.