Berlin'de devrimci tiyatrocu Rüçhan Tolgay'a veda: Külleri toprakla birleşti

Gürsel KÖKSAL

Berlin'de kısa bir süre önce yaşamını yitiren devrimci tiyatrocu Rüçhan Tolgay, toprağa verildi.
Eşi tiyatrocu Ali Haydar Cilasun'la birlikte kurdukları toplulukla devrimci tiyatroyu Türkiye'nin dört bir köşesinde yoksulların ayağına götüren, siyasal ve sanatsal çalışmalarını 1978'den sonra da yerleştiği Almanya'da sürdüren Rüçhan Tolgay'ı son yolculuğunda Avrupa'nın çeşitli kentlerinden gelen mücadele arkadaşları ve öğrencileri uğurladı. Tolgay'ın Berlin'deki evinin yakınlarındaki Hallensee Mezarlığı'ndaki cenaze töreninde konuşan oğlu Araştırmacı - Yazar Emrah Cilasun, "devrimden umudunu yitirenler dört bir yana savrulurken, bir yandan devrim ve komünist bir dünya arayışında ısrar ediyor, bir yandan da geride bırakılan teorik ve pratik tecrübenin tutarlı bir sentezini arıyordu" dedi.

Eşi, mücadele ve sanat arkadaşı Ali Haydar Cilasun'u 2017'de yine Berlin'de toprağa veren Rüçhan Tolgay, daha önce üç kez yenilgiye uğrattığı kanserle dördüncü savaşını, üç yıllık direnişin ardından yitirmiş ve 5 Şubat'ta son nefesini vermişti.

Tolgay'ın külleri oğlu Emrah Cilasun'un okuduğu Nazım Hikmet'in "Güneşin Sofrasında Söylenen Türkü" şiiri ve törene katılan dostları, yoldaşları ve öğrencilerinin alkışları eşliğinde toprağa verildi.

"ELVEDA DEVRİM DEMEDİ"

Rüçhan Tolgay, 1946 da Eskişehir’de doğdu. Çocuk yaşta yerleştiği Konya’yı 17 yaşında terk etti. 1962’de Ankara’da başladığı tiyatro eğitimini 1965’de Almanya’da Hanover Tiyatro Okulu’nda sürdürdü.

Egitiminden sonra tiyatro yapmak üzere Türkiye'ye döndü, Brecht ve Stanislavski ekolünün ilk temsilcilerinden oldu.berlin-de-devrimci-tiyatrocu-ruchan-tolgay-a-veda-kulleri-toprakla-birlesti-699865-1.

1968'den itibaren eşi Ali Haydar Cilasun ile birlikte kurduğu Sahne Anadolu Topluluğu’nda çalıştı. Tiyatroyu löy köy, şehir şehir Türkiye'nin bir çok yerinde yoksulların ayağına götürdüler.

1978’de politik baskılar nedeniyle yurtdışına çıkarak Berlin’e yerleşti. 1979’da Berlin Kültür Senatörlüğü’nde, 1980-1983 arasında Peter Stein’ın kurucusu olduğu Schaubühne’de çalıştı. 1983-2011 arasında Deutsche Kinder Schützbund’da (Alman Çocuk Esirgeme Kurumu) tiyatro eğitmenliği yaptı. 1991-92 yılları arasında 11 ev kadınıyla Elektra Balade (Kadınlar Destanı) çalışmasını gerçekleştirdi.berlin-de-devrimci-tiyatrocu-ruchan-tolgay-a-veda-kulleri-toprakla-birlesti-699864-1.

12 Eylül darbesine karşı Türkiye dışındaki protestoların en ön sıralarında yer aldı.

Göçmenlerin eşit haklar mücadelesinin öncülerinden oldu.

Dünyanın cesitli yerlerindeki devrimci mucadeleleri destekledi.

Annesinin "önce can, sonra canan" değil, "önce cihan" dediğini söyleyen ve devrimcilikte hep ısrar ettiğini vurgulayan yazar Emrah Cilasun'un sözleriyle:

"Savaşa, ırkçılığa, kadınların ezilmesine ve sömürülmesine karşı edebiyat çalışmasıyla, sahnelediği tiyatro oyunlarıyla, özellikle genç kadınları ve kız çocuklarını, aklın özgürlüğü ve insanlığın kurtuluşu mücadelesinde yer almaları için, 30 sene boyunca dur durmak bilmeksizin eğitmek ve onları dönüştürmek için mücadele etti. Yetmedi, kendi can guvenligini hiçe sayarak genç kadınları ve kız çocuklarını baba, koca, erkek kardeş zulmünden çekip aldı. Onlara kol kanat gerdi."