Berlin’de kadınlar kazandı

68. Berlinale seçkinin vasatlığına uygun biçimde sona erdi ve başta Altın Ayı olmak üzere ödüllerin birçoğu şaşırttı. Ödül listesinde yüzümüzü güldüren tek şey, #MeToo hareketine tam destek veren festivalde büyük ödüllerin çoğunun genç kadın yönetmenlere gitmesi.

Ödülleri veren jürinin başkanlığını üstlenen Alman yönetmen, yapımcı ve senarist Tom Twyker’a Belçikalı oyuncu Cécile de France, İspanyol fotoğrafçı Chema Prado, Amerikalı yapımcı Adele Romanski, Japon besteci Ryūichi Sakamoto ve Amerikalı sinema eleştirmeni Stephanie Zacharek eşlik ediyordu. Jüri, Altın Ayı Ödülü’nü genç Rumen yönetmen Adina Pintilie’nin ilk uzun metrajlı filmi “Touch Me Not- Bana Dokunma” sına verdi. Pintilie bu ödülü alan 6. kadın yönetmen. Pintilie ayrıca tüm yarışma bölümlerinde yer alan ilk filmler arasından seçilen GWFF En İyi İlk Film ödülünü de aldı.

Pintilie’nin “Bana Dokunma”sı kurmaca ile belgesel arasında bir yerde, özel hayatlarında blokaj tıkanmalar yaşayan üç ayrı karakterin üzerinden cinsellik ve mahremiyet üzerine cesur bir film. Ancak bu üçlünün hikâyelerinin sürekli tekrarı tempoyu düşürüyor. Her bireyi her şeyiyle, tüm farklılıklarıyla kabullenmeye teşvik eden film, yönetmenin kendinin de belirttiği gibi izlenmesi kolay.

Gümüş Ayı’yı Polonyalı Malgorzata Szumowska «Twarz-Mug» ile alması bizim için en sevindirici ödül oldu. Türkiyeli sinemaseverlerin «Elles» (2011) ile hatırlayacakları Szumowska hem önemli bir feminist, hem de « Mug » Polonya’daki gerici, milliyetçi ve ayrımcı baskıları sert bir dille eleştiren yönüyle ve akıllı senaryosuyla seçkide yüzümüzü güldüren nadir filmlerden olmuştu.

Marcello Martinessi imzalı Paraguay’dan Berlinale’ye seçilen ilk film “Las Herederas” ile ilgili daha önce ayrıntılı yazmıştık. Filme yeni perspektifler açan Alfred Bauer Gümüş Ayı Ödülü’ne, en önemlisi de bizi filmde soğutan ana oyuncusuna En İyi Kadın Oyuncu verilmesine anlam veremedik.

berlin-de-kadinlar-kazandi-432793-1.Wes Anderson’un animasyon filmi “Isle of Dogs-Köpekler Adası” elbet bir ödülle dönecekti, o da En İyi Yönetmen oldu. Fransız yönetmen Cédric Kahn’ın “La Prière-Dua”sında başroldeki genç Anthony Bajon En İyi Erkek Oyuncu’yu alırken, En İyi Senaryo ödülünü gerçek bir hikâyeden esinlenen “Museo-Müze” filmiyle Meksikalı yönetmen Alonso Ruizpalacios’a ve senaryoyu birlikte yazdığı Mauel Alcala’ya layık görüldü. Seçkide sevdiğimiz nadir filmlerden Alexey German Jr’ın “Dovlatov”u Olağanüstü Sanatsal Katkı Gümüş Ödülü kostüm ve dekor için aldı.

En İyi Kısa Film ödülü de Arjantinli-İsrailli kadın yönetmen Ines Moldavsky’nin “The Man Behind the Wall-Duvarın arkasındaki Adam”ına verildi. Onlarca ödülün yer aldığı Berlinale’de tüm listeyi görmek isteyenler aşağıdaki linkten ulaşabilir:

https://www.berlinale.de/en/presse/pressemitteilungen/alle/Alle-Detail_44628.html