Berlin, 2015 ve 2018 yıllarında yüzbinlerin katıldığı dev mitinglerle ırkçılığa ve aşırı sağa karşı durmuştu. Berlin şimdi de 4 Eylül'de toplumsal dayanışma, insan hakları, sosyal adalet ve iklim krizine karşı büyük bir eyleme hazırlanıyor.

Berlin ırkçılığa ve aşırı sağa karşı düzenlenecek dev mitinge hazırlanıyor

BirGün BERLİN

Almanya'nın başkenti Berlin'de 4 Eylül Cumartesi günü, aralarında sendikalar, kiracı dernekleri, ırkçılık karşıtı gruplar, insan hakları derneklerinin de olduğu 300'ün üzerinde kuruluş, #unteilbar (bölünmez), adil ve dayanışmacı bir toplum' adıyla büyük bir miting yapacak. Eylemin saat 13’te Berlin-Mitte 10117 | Ebertstraße – Leipziger Straße adresinde başlaması bekleniyor.

Mitingin çağrısında şu ifadeler kullanıldı:

“Siyasal ve toplumsal dengesizlikler geçtiğimiz yıl dramatik şekilde arttı. Pandemiyle birlikte dünya çapında, toplumsal açıdan nelerin yolunda gitmediği iyice açığa çıktı. Almanya’da da yoksulluktan etkilenen veya geleceğine kaygıyla bakan insanların sayısı giderek artıyor. Aynı zamanda iklim değişikliğinin etkileri bütün insanlığın geleceğine yönelik, giderek büyüyen bir tehdit oluşturuyor. İnsanlık düşmanlığı ile ırkçılığa onay verenlerin sayısı giderek artarken, AB’nin sınırlarında da her gün insanlar ölüyor.

İşte bu koşullarda #unteilbar olarak, yani bölünmemize izin vermediğimizi haykırmak için sokaklara çıkmanın tam da zamanı: Toplumdaki sosyal bölünmeyi ve iklim krizinin derinleşmesini durduralım! Herkesin korkusuzca ve istediği gibi yaşayabildiği, herkesin refahını merkezine alan bir toplum için hep birlikte mücadele edelim! Seçimler öncesinde yanlış anlaşılmalara meydan vermeyecek bir şekilde bütün açıklığıyla haykırıyoruz: Sosyal adaletsizliğin, insan haklarının ve iklimin korunmasının birbirine karşı kullanılmasına izin vermiyoruz.

“KORONA KRİZİNDE UÇURUM DERİNLEŞTİ”

Böyle gelmiş böyle gitmez.

Korona krizinde refah ile yoksulluk arasındaki uçurum iyice derinleşti. Kriz, düşük ücret sektöründe ve güvencesiz işlerde çalışanlar veya geliri olmayan insanlar üzerinde sadece sosyal ve ekonomik etkiler yaratmadı. Aynı zamanda Kovid 19’dan ölme riskleri de çok daha yüksek. Bugün şehirlerde kiralar dizginsiz bir şekilde yükseliyor. İnsanlar çok küçük evlerde veya toplu barınaklarda yaşamak zorunda kalıyor. Sığınmacılar yurtlarda tecrit ediliyor. Göçmen işçiler, örneğin et işleme veya evde bakım sektöründe olduğu gibi çoğunlukla sosyal standartların çok altında çalışmak zorunda kalıyor. Sağlık ve bakım alanındaki personel açığı, bu açığa bağlı olarak ortaya çıkan ve kabul edilemez çalışma koşulları, on yıllardır her alanda görülen ticarileşmenin sonucu. Krizin yükünü de en başta düşük ücret karşılığında veya hiç ücret almadan bakım işlerini üstlenmek zorunda kalan kadınlar taşıyor. Bu politikanın etkilerini de hepimiz derinden hissediyoruz: Eşitsizlik ve toplumsal bölünme derinleşiyor. Irkçı, kadın düşmanı ve antisemitik şiddet artıyor.

Artan eşitsizlik uluslararası düzlemde de kendisini gösteriyor: On yıllardır söz verildiği şekilde, aşı maddelerini herkesin ulaşabildiği küresel bir ürün haline getirmek yerine, en zengin ülkeler aşının büyük bölümünü kendilerine ayırdı ve patent birkaç büyük şirketin elinde. İklim değişikliği hız kaybetmeden sürmesine rağmen, acilen hayata geçirilmesi gereken sosyal-ekolojik dönüşüm, milliyetçi bencilliklere ve kısa vadeli kâr çıkarlarına kurban ediliyor.

Biz, başka konulara öncelik tanınmasını talep ediyoruz:

- Yoksulluğun olmadığı, herkesin temel ihtiyaçlarının güvence altına alındığı bir toplum istiyoruz. İnsan onuruna yaraşır çalışma ve yaşam koşulları, eğitim, sağlık hizmetleri ve konut piyasa ekonomisine bırakılamaz!

- Krizin yüklerini servet biriktirenlere ödeten bir siyaset istiyoruz. Aşağıdan yukarı yeniden bir paylaşım talep ediyoruz!

- Herkese hizmet eden ve herkesin katkıda bulunabildiği bir demokrasi istiyoruz. Herkesin eşit şekilde katılabildiği, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayan, ırkçılığa yer vermeyen, çocukların gönüllerince yaşayarak büyüdüğü kapsayıcı bir toplum talep ediyoruz!

- Yapısal ırkçılığa, aşırı sağ ile iş birliğine karşı mücadele ediyoruz ve hem doğuda hem de batıda toplumsal antifaşizmden yanayız. Irkçılığa, antisemitizme, Müslüman karşıtı ırkçılığa ve kadın düşmanlığına geçit vermemek için safları sıklaştırıyoruz!

- Dünyada ve ülkemizde herkesin insan haklarını kullanabilmesi, sığınma hakkının korunması, ülkesinden kaçmak zorunda kalanlara koruma sağlanması ve iklim krizinin adil bir şekilde çözüme kavuşturulması için çaba veriyoruz. Çünkü insan hakları bölünmez!

- Dünya çapında Covid-19 aşı maddelerine adil bir erişim talep ediyoruz!

- Demokratik değişim için çoğunluğun harekete geçmesi gerekir!

Irkçılık karşıtı gruplarında, sağlık ve bakım alanında çalışanların başlattığı harekette, kiracılar inisiyatiflerinde, insan hakları örgütlerinde, antifaşist gruplarda, sendikalarda, sosyal yardım kuruluşlarda, feminist ve eşcinsel gruplarında, internete ulaşım konusunda politik çalışmalar sürdüren gruplarda, savaş karşıtı harekette ve iklim hareketinde aktif olan kişiler olarak bir araya geldik. Aramızda inançlı kişiler de var inanmayanlar da. Farklı renklere sahibiz. Kimimiz göçmen, kimimiz yerliyiz. Gencimiz de var yaşlımız da. Engelli olanımız da var olmayanımız da. Cinsiyetimiz ve cinsel yönelimlerimiz farklı.

Hep birlikte, bölünmeyeceğimizi yani #unteilbar olduğumuzu, adil ve dayanışmacı bir toplum istediğimizi haykırmak için 4 Eylül 2021’de, Berlin’de sokaklardayız. Bunu tam şimdi yapmak gerekiyor!”.

PANDEMİ KURALLARI İÇİN UYARI

Mitingde pandemi kurallarının yerine getirilmesine azami özen gösterileceği belirtilerek eyleme katılacak her bireyden maske, mesafe ve hijyen koşullarına uyması istendi.

Mitinge Berlin'den katılacaklara ya bisikletle veya metro gibi toplum taşıma araçlarıyla buluşma alanına ulaşmaları çağrısı da yapıldı.