Türkiy

Türkiye basketbol liginde sezon sona erdi ama hareketlilik tam gaz sürüyor. Ardı ardı na patlayan transfer bombaları ve üç büyüklerin yaptığı sponsorluk anlaşmaları basketbol piyasasını müthiş hareketlendirdi. Bence bu hareketlilik futbolu bile geride bıraktı. Daha futbolda transfer piyasasında yaprak bile kımıldamazken, Kerem Gönlüm’ün Ülker’den Efes’e geçmesi bile basketbolda piyasanın ne kadar hareketli olduğunun gösterdi.Ömer Onan’ın ve Cüneyt Erden’in Ülker’e geçmesi de bu takımında transfer borsasında boş durmayaca ğını gösteriyor. Bunların arkasını başka büyük transferlerinde takip edececeği kesin gibi.

SPONSORLUK

Geçen sezon Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin başarıları ile renk getirdiği ligimiz anlaşılan oldukça prim yaptı. Zaten yazılarımda basketbolun ülkemizde yükselen bir trend yakaladığını ve önümüzdeki sezon bu yükselişin daha da artacağını belirtmiştim. Bunları da dikkatlice izlediğim ve yorumladığım veriler ışığında yaptım. Bana göre en önemli gösterge maçları n ulusal bir kanal ve yaklaşık %20 izlenme oranı olan atv’den yayınlanması idi. Üstelik bu yayınlardan sonra açıklanan izlenme oranları da basketbolun giderek artan şekilde takip edildiğini gösteriyordu. Bu verilere ligimizin geçmiş yıllara oranla daha çekişmeli geçmesi ve takımlarımızın Avrupa’da yakaladıkları başarılar eklenince kamuoyunun ilgisi zaten kaçınılmazdı.

Geçen sezon medya geçmiş yıllara oranla basketbola çok daha fazla yer verdi. Ülker grubu bu yükselen trendi fark etti ve basketbolda rekabetin artması ile basketbola yaptıkları yatırımın karşılığını çok daha iyi alabilceklerini anladılar. Çünkü hesap ortada. Sadece Ülker ve Efes’in Şnal oynadığı, tabir yerindeyse at koşturduğu bir lig hiç kimsenin ilgisini çekmez. Bunun sonucu olarak büyük yatırımlar yapan Ülker ve Efes gibi müesseseler hedeşedi ği kitleye ulaşamayacağı için harcadığı bütün paralar boşa gitmiş olur. Ancak tam tersi bir durumda; müthiş bir rekabetin olduğu, Avrupa’nın en değerli liglerinden birinin oynandı ğı bir yerde, kitlelere fazlası ile ulaşılır ve yatırım maliyeti en aşağılara düşer. Kısacası ne kadar fazla kişiye ulaşırsanız reklam maliyetiniz o kadar aşağıya iner. İşte bu felsefeden yola çıkan ve bana göre doğru yolu bulan Ülker grubu önce Cola Turca markasını Beşiktaş’ a sonra da Café Brown markasını Galatasaray’a vererek sponsor oldu. Son olarak da Fenerbahçe ile başka bir markasının sponsorlu ğu konusunda anlaşmak üzere oldukları konuşuluyordu.

Tabii ki devrim niteliğindeki bu sponsorluklar takımlarımıza büyük maddi katkılar sağlayacak ve kadrolarını çok daha kaliteli oyuncularla güçlendirecektir. Önümüzdeki sezon ligimizde kesin olarak çok daha kaliteli yabancılar mücadele edecektir. Bu da salonlara ve ekran başına daha fazla izleyicinin gelmesi demektir. Bunlar basketbolumuz açısından müthiş gelişmeler ve basketbolumuzu bir adım daha ileriye taşıyacak adımlar. Eminim önümüzdeki sezon ligimiz bu gelişmelerle çok daha fazla değer kazanacak ve maçların hepsi birbirinden zevkli geçecek.

Basketbolumuz için güzel gelişmeler bunlarla sınırlı değil. Federasyonun ligin isim hakkı nın satılması konusunda bir şirketle anlaşmak üzere olduğu haberleri geliyor. Bu gelişme de takımalara kaynak yaratılması açısından başka güzel bir gelişmedir. Anlaşılan önümüzdeki sezon bizleri çok hareketli bir basketbol sezonu bekliyor.