Beşiktaş zorlu deplasmanda Hapoel Beer Sheva’yı 3-1 mağlup etti. Siyah-beyazlılar bu sonuçla tur için büyük avantaj yakaladı

Beşiktaş fişi çekti

İsrail'de Avrupa mesaisi. Türkiye Kupası'nda Fenerbahçe'ye elendikten sonra ligde Karabükspor'a boyun eğen Beşiktaş, Hapoel Be'er Sheva karşısında avantaj kovalıyor. Rakip şüphesiz birçokları için karakutu!

Müsaadenizle önce biraz tarih...

Ülkenin büyük şehirlerinden Beerşeba'nın önemi Osmanlıların inşa ettiği bir karakoldan sonra 19. yüzyılda artmış. Hızla gelişmeye başlayan bölgede Araplar varmış. 1948'de İsrail'in sınırlarına kattığı kent, dünyada kişi başına en çok satranç büyükustasının yaşadığı yer.

Bizle alakaları sadece Osmanlılardan ibaret değil. Hapoel Be'er Sheva'yı 1961-62 sezonunda bir zamanlar Galatasaray forması giyen Rober Eryol çalıştırmıştı. Milli takımımızda da görev yapan Musevi futbol adamının dedesi Çanakkale Savaşı'nda şehit düşmüştü. Birilerine önemle duyurulur...

Cezalı Aboubakar, Adriano ve Beck'in yokluğunda Şenol Güneş, Tosic'i sol, Gökhan Gönül'ü sağ beke; Mitrovic'i defansın göbeğine yerleştirmiş. Deneyimli teknik direktör Atiba'nın yanına Necip'i koyarak orta sahayı sağlama almak istiyor. Son haftaların hayal kırıklığı Oğuzhan yedekte, Tolgay çimlerde...

Hazreti Musa'lı koreografiyle başladı heyecan fırtınası. Sahasında ısıran ekiplerden olan ev sahibi daha ilk dakikalarda öne geçebilirdi de Fabri çizgide yine müthişti. Yavaş yavaş Kartal ambiyansa alışıyor, dizginleri eline alıyordu. Dakikalar 42'yi gösterirken, Quaresma sağdan kesiyor, Cenk'in vuruşu defanstan sekerek fileleri buluyordu.

Gol atılabilecek en iyi anda geldi derken, tabela eşitlenmişti. Tosic'in müdahelesiyle top önünde biten Barda hata yapmamıştı. Mitrovic geç kalmış, siyah-beyazlıların savunması birdenbire gelişen pozisyonda gafil avlanmıştı. Şüphesiz bu an kötü bir şaka gibiydi; ikinci yarı sanki daha çok şeylere gebeydi...

47'de kullanılan kornerde Necip çeviriyor, Marcelo'nun kafası direkten dönüyordu. Yer yer rakibine sadece refakat eden Gökhan Gönül'ün kanadı alarm veriyordu. Tolgay'ın akıl almaz hatasından Barda yararlanamıyordu.

60'ta Kartal yine öndeydi. Tosic'in adrese teslim ortasını değerlendiren Cenk Tosun soluyla şiir yazmıştı. Hemen akabinde Radi'nin füzesini çıkaran Fabri kalesinde devleşmişti. 80'de oyuna sonradan giren Talisca'nın şutu direkten sekip auta çıkmıştı. Atılacak bir gol rövanşı formaliteden ibaret kılacaktı. Uzatmaların son saniyesinde hayaller gerçek olmuş; Talisca'nın 'al da at' dediği Atiba işi bitirmişti.

Şenol Güneş çimlerdeki satrancı İsrail'de kazanarak rahat bir nefes aldı. Deneyimli teknik adam sanki veziri Quaresma'ya bu kadar bel bağlamasa, kimi virajları çok daha kolay alacak ya neyse...