Twitter hesabından Adnan Dalgakıran’ın bir takım oklarını görünce şaşırdım. Hadi Urgancılar çiçekle böcekle uğraşıyor da Dalgakıran’ın bu ev sahibi kiracı ilişkisindeki mali kurguya yönelik ok savaşları hayli ilginçti.

Hadi o iş insanı ama ben memur kafamla arz fazlasının olduğu yerde İstanbul’da acaba yatırım için gayrimenkul almak mı daha iyi yoksa satmak mı daha iyi, en azından bunun farkında olabiliyorum. Sevgili Tamer Mert’in okları kırdığı saptamaları bakalım: “Ev sahipliği ora nının düşme sebebi: Beklenen nüfusun artış hızı kadar ev sahibi olan sayısına ulaşılamaması. Gelir dağılımı bozukluğu nedeniyle gene ev sahibi olanların alıma doğru yöneldiği için orandaki pay, payda kadar artamaması.”
Tabii satılan yerler kendi tapulu malı olmayınca daha farklı davranabiliyor. Satılması istenilen yer Beşiktaş’ın Fulya’daki içinde hazır gelir getiren kiracıları olan plaza daireleridir. Şu anda Beşiktaş’ın elinde gelir getiren tek kalem olan bu gayrimenkulleridir. Ne A takım, ne altyapı, ne de stad hiçbir şekilde Beşiktaş’ın kasasına artı bakiye olarak para koyamadıkları için, tek gelir getiren yerleri satmak için kamuoyu oluşturma adına oklarla stratejiler yapmaya çalışmak; Beşiktaş’ın geleceğini kaybetmek anlamına gelmektedir.

Süleyman Seba memur kafası ile almış olduğu bu arsalar için, “Fulya projesinden sonra Beşiktaş’ın para sorunu bitecektir ve tüm futbolcu giderleri ve transferleri bu projeden karşılanacaktır” diyerek ortaya vizyonunu koymuştu.

Unutmamak gereken bir hususta o yıllarda kulüplerin böyle büyük bir yayın gelirleri ve ŞL katılım, puan, başarı gelirleri yoktu. O devlet memuruyken tüm bunları yaptı, siz iş insanı olarak kulübü ödeyemeyeceği borç yükümlülükleri altına soktuğunuz gibi bir de geleceğinin garantisi olan mal varlıklarını satmaktan başka bir strateji ve proje düşünmüyorsunuz. Hiç olmazsa Sayın Tekinoktay’ın üye projesini uygulayın da yılda 300 milyon TL gelir elde edin.

Siz diyorum çünkü, kendisi de son üç başkan ile aynı formatta ve aynı konumdadır. Sayın Çebi seçim çalışmaları sırasında, ‘Seba ruhu’ diyerek bir değer ortaya koymaya çalışırken, şimdi bu değerin ne kadar uzağında olduğunu göstermektedir.

Üstelik o dönemde devlet; 20’ye yakın stad yapıp takımlara bilabedel teslim ederken, siz kendiniz yapacağınız stad inşaatı için genel kuruldan onay alma adına yaptığınız sunumda, borçların ödenmesi için yeni projelere üretmekten ziyade stad inşaatının borcun artmasına sebep olmayacağı ve var olan borcun kapanmasına yeni stad gelirlerinin tek çare olacağını söylemiştiniz. Ve stad için verilen örnekle beraber, gelir getiren kalemler yaratmanın zorunluluğunu mali genel kurulda anlatıp, “Bizden sonra gelenlere temiz bir Beşiktaş bırakacağız” deyip, gene kendinizin gelmenize rağmen ne temiz Beşiktaş var ortada ne de tribünlerdeki boşluk nedeniyle gelir getiren bir statdve ne de başka bir proje!

Ve elinizde kazanılmış Fulya davası varken ve Sayın Çebi’nin “95 milyon dolar hakkımız yendi” söylemine rağmen, oradan kazanacağınız para ile kendinizi döndürmek varken, Beşiktaş’ın yıllar sonra dava yoluyla kazanılmış alacaklı olduğu paranın yok olmasına neden olacaksınız. Eğer aynı müteahhit satın alırsa, Fulya davası nedeniyle Demirören para ödemek zorunda kalırsa onun da müteahhitte rücu edeceği bir ortamın oluşma olanağı varken, tüm bunlara rağmen piyasanın altında bir para ile malları sizden alma fırsatı ile ve ciddi kâr edecektir.

Ve Demirören yıllardır kulübe ödemesi gereken büyük bir külfetten ve baskıdan kurtulacaktır. Herkes kazanıyor bir tek Beşiktaş kaybediyor. Ali Koç, sizin satacağınız mallardan elde edeceğiniz para kadar yardım ve yan ödemeler sayesinde para toplamasına rağmen, “Bu borç hiçbir şekilde sürdürülemez” diyerek, sürecin ne kadar zor olacağını ortaya koyarken ve Ziraat Bankası anlaşmasının kulüpler için ne kadar zararlı olduğunu anlatıp kendisi bu anlaşmayı imzalamazken, sizlerin hovardalığını anlamak mümkün değil. Eğer bir hovardalık yapılacaksa bunun en iyisini Ali Koç yapardı zaten…
Eğer satacaksanız başarısız olduğunuz yerleri satın…

Mesela altyapıyı Altınordu’ya satın. 20 milyonluk şehirde hala bir altyapı kurgusu oturmayarak ve istenilen seviyede oyuncu yetiştiremeyerek zarar ediyorsunuz. Ve bu konuda herhangi bir projeniz olmadığı gibi olacağı da yok. O yüzden satın altyapıyı belki o zaman futbolcu yetiştirilir sizde pay alırsınız.