Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) “Beyaz Yürüyüşü” Ankara’ya ulaştı. Burada konuşan hekimler, “Karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına, özlük haklarımıza, halkın hakkına sahip çıkıyoruz” vurgusu yaptı.

Beyaz önlüklüler karanlığa karşı

HABER MERKEZİ

Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) ‘Emek Bizim, Söz Bizim’ sloganıyla 23 Kasım’da İstanbul’dan başlattığı “Beyaz Yürüyüş” Kocaeli, Bursa ve Eskişehir’in ardından Ankara’ya ulaştı. Hekimler, TTB Genel Merkezi’ne önce polis tarafından durduruldu. Bir süre sonra hekimlerin yürüyüşü devam etti.
Hekimler yürüyüşte, "Hekimler yürüyor mücadele büyüyor", "Sağlıkta şiddet sona ersin", "5 dakikada sağlık, hekimlik olmaz", "Sağlıkta tasarruf ölüm demektir", "Kadın cinayetleri politiktir" ve "Hastaneler halkındır satılamaz" sloganları attı.


Beyaz Yürüyüş ardından TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı basın açıklaması yaptı. Sağlık Bakanı’nın sağlıkçıların sorunlarını konuşmaktan kaçındığını belirten Fincancı, şöyle konuştu: “Ankara’ya ulaşana kadar sizlerle, hep birlikte yürüdük. Yıllardır uyarıyoruz. Bu sağlık sistemi çöktü. Biz geçmişimizden aldığımız güç geleceğimize olan inancımızla, toplumsal sağlık mücadelesini büyütüyoruz. Türkiye tarihinin en büyük ekonomik ve siyasal krizlerinden biri yaşanmaktadır. Bu krizin en görünür biçimde yansıdığı sağlık alanıdır. Sağlık Bakanı sağlıkla ilgili sorunları sağlık emekçilerinin hekimlerinin temsilcileriyle konuşmaktan sürekli kaçmaktadır. Sağlıkla ilgili sorunları yalnızca tweet atarak, sayılarla oynayarak çözeceğinizi zannedenler bilim insanlarını, sağlık emekçilerini dinlemeyenler bugün sağlık sistemindeki bu kötü gidiş nedeniyle kaybettiğimiz her canımızın sorumlusudur.”

Sağlıkta dönüşüm programının hastaları müşteriye, sağlık emekçilerini köleye çevirdiğini, sistemi tamamen çökerttiğini belirten Fincancı, “Hekimliği 5 dakikaya sığdırmaya çalışan, bir hekimin günde 100 hastaya bakmasını öngören bu sağlık sistemi, sağlıksızlık üretmektedir. Toplumun nitelikli sağlık hizmeti alma hakkı elinden alınmaktadır. Sağlığa erişim zorlaşmakta, ekonomik krizin derinleştiği koşullarda katılım payları ile yurttaşın cebinden giderek daha fazla para çıkmaktadır. Sağlık haklı satılamaz. Covid 19 salgını siyasal iktidar tarafından kötü yönetiliyor. Her gün 200 civarında insanımız yaşamını yitirmesine rağmen toplumda duyarsızlaşma ve kanıksanma hali yaratılıyor” dedi.

Çalışırken ölmek istemediklerini ifade eden Fincancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yerel yönetimleri, meslek örgütlerini, bilim insanlarını, demokratik kitle örgütlerini salgınla mücadele sürecine dahil etmeyerek pandeminin yıkıcı sonuçlarının önüne geçmemiş iktidar, fazladan ölümlerin sorumlusudur. TÜİK, Haziran ayından açıklanması gereken 2020 ölüm istatistikleri beş aydır açıklamadık. Sağlık Bakanı ölümlerin resmi sayıların üç katı olduğunu söyleyerek sosyal cinayeti itiraf etmiştir. Siyasal iktidar sağlık hizmetlerini üreten hekimleri yok saymakta, tercihini sermayeden yana kullanmaktadır. Tüm toplumsal kesimler gibi biz de geçinemiyoruz. Aldığımız maaşlar emekliliğe de yansımamakta. Tüm bu olumsuz tabloya karşı karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına, özlük haklarımıza, halkın hakkına sahip çıkıyoruz. Önümüzdeki dönemde daha iyi bir sağlık ortamı ve daha güzel bir gelecek için birlikte mücadelenin yolunu açacağız.”

SERMAYEYE DEĞİL SAĞLIĞA BÜTÇE

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, taleplerini şöyle sıraladı:

♦ Tüm sağlık emekçilerinin insanca yaşayabileceği temel ücret.
♦ Performans sistemi kaldırılsın, döner sermaye uygulamasına son verilsin, sabit maaş emekliliğe yansıyacak şekilde düzenlensin.
♦ Çalışma koşulları iyileştirilsin.
♦ 7200 ek gösterge ve tüm sağlık emekçilerine pandemide çalışılan her yıl için 120 gün yıpranma payı getirilsin.
♦ Sağlıkta şiddete karşı caydırıcı, içi boşaltılmamış uygulanabilecek bir yasa.
♦ Kanun Hükmünde Kararnameler ve güvenlik soruşturmaları ile işinden alıkonulmuş tüm sağlık çalışanları derhal işlerine dönsün. Haber Merkezi