CNN muhabiri Acosta’nın Beyaz Saray toplantılarına girmesine izin verildi fakat basın toplantılarında artık gazeteciler yalnızca bir soru sorabilecek

Beyaz Saray’da tek soru dönemi

Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders 7 Kasım'da ABD Başkanı Donald Trump ile sözlü gerilim sonrası akreditasyonu iptal edilen Jim Acosta'nın basın toplantılarına girmeye devam edebileceğini ancak bu toplantılara ilişkin yeni kurallar konulduğunu ve bu yeni kurallara uymayanların akreditasyonlarını kaybedeceğini açıkladı. Yeni kurallara göre soru hakkı verilen gazeteci yalnızca bir soru soracak ve sorunun bitiminde mikrofonu derhal sıradaki gazeteciye bırakacak. Takip eden tamamlayıcı sorularsa ancak Başkan uygun görürse sorulabilecek.

Yeni düzenleme akıllara Trump döneminde sıkça artan basın özgürlüğü kısıtlamalarını da getirdi. ABD medyası sık sık "sahte haber" ve "halkın düşmanı" şeklinde gazetecileri hedef alan Trump'a karşı kampanya düzenliyor. Beyaz Saray da Trump’ın yanında saf tutuyor.

Toplantıda ne olmuştu?
Ara seçimlerin ardından 8 Kasım'da Beyaz Saray'da düzenlenen basın toplantısında, CNN Beyaz Saray muhabiri Jim Acosta ile Trump, Orta Amerika'dan ABD'ye doğru yol alan göçmen kafilesiyle ilgili iddiaları hakkında tartıştı. Acosta'nın art arda birkaç soru sorması üzerine bir Beyaz Saray görevlisi Acosta'nın elinden mikrofonu almaya çalışmış, Trump, daha sonra Acosta'ya oturmasını ve mikrofonu indirmesini söyleyerek muhabiri “kaba ve korkunç bir insan” olmakla suçlamıştı.

Hayatlarını tehlikeye atıyor
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Amerikan Devletleri Örgütü (ADÖ) İnsan Hakları Komisyonu'nu ABD ile ilgili basın özgürlüğü raporunda, Trump'ın sözlü saldırılarıyla gazetecilerin hayatını tehlikeye soktukları uyarısında bulunmuştu. Raporda Trump'a yönelik, "Saldırıları stratejik, haberlerin güvenilirliğine zarar vermeyi ve doğrulanabilir veriler hakkında şüphe uyandırmayı amaçlıyor" denilmişti.

Geçtiğimiz ağustos ayında, ABD'de 300'den fazla haber kuruluşu, Başkan Donald Trump'ın saldırılarına karşı koymak amacıyla bir özgür basın kampanyası başlatmıştı. Boston Globe gazetesi Trump'ın medyaya yönelik giriştiği "kirli savaşa" karşı #EnemyOfNone (kimsenin düşmanı değil) etiketiyle ülke çapında bir kınama hareketi başlatılması çağrısında bulunmuştu. Boston Globe'un başyazısında "yönetimin basına yönelik saldırılarının tehlikelerinden" bahsedilmiş ve diğer gazetelere de aynısını yapma çağrısında bulunulmuştu. Birçok ulusal ve yerel gazeteyle birlikte İngiliz Guardian gazetesi de çağrıya yanıt vermişti.