Pandemi ve ekonomik krizin sinemayı 90’lı yılların başına götürdüğünü söyleyen sinemacılar, yerli sinemada yaşanan sıkıntıların gündeme alınıp, çözüm için bir yol haritası çizilmesi gerektiği çağrısında bulunuyor.

Beyazperdenin kara günleri

Umut Serdaroğlu

Sinema sektörü koronavirüs pandemisi nedeniyle çok kan kaybetti ve kaybetmeye de devam ediyor. Sinemacılar hem üretim anlamında hem de ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor. Özellikle pandemi öncesi başlayan sinema seyircisi oranındaki düşüş son zamanlarda sinema sektörü emekçilerini zora sokuyor. Son dönemde “Hollywood” yapımı filmler gişede başarı sağlarken az sayıda çıkan Türk filmleri ise gişede büyük sıkıntılar yaşıyor.

Box Office Türkiye’nin verilerine göre, 2017’de zirvede bulunan film 7 milyondan fazla seyirci ile buluşurken, 2021’de bu sayı 600 binlere kadar gerilemiş durumda. Veriler yaşanan sektörel krizin en çok yerli sinemayı vurduğunu ortaya koyuyor. Türkiye sinemasının pandemi sonrası yaşadığı kriz üzerine Bir Film’den yapımcı ve dağıtımcı Ersan Çongar ve Film Yönetmenleri Derneği Başkanı Reis Çelik ile sektörde yaşanan sıkıntıları konuştuk.

YERLİ FİLMLER İZLENMİYOR

Gişede yerli filmlerinin eksikliğinin göz ardı edilemeyecek bir etken olduğunu söyleyen Ersan Çongar, “Son 20 yıldır Türkiye’de satılan sinema biletlerinin genelde yüzde 50 civarı yerli filmler için satılıyordu. Pandemi nedeniyle yerli film üretiminin düşmesi, üretilen filmlerin de ağırlıklı olarak platformlar için üretiliyor olması, 2021’de yerli filmlerin sinemadaki pazar oranının yüzde 20’nin altına düşmesine yol açacağı söylenebilir” diyor. Pandemiden önce yerli filmlerin sinema sektöründe bir nevi lokomotif etkisine sahip olduğunu ifade eden Çongar, “En yüksek seyirci sayısına ulaşan filmlerin çoğu yıllardır yerli filmlerdi ancak maalesef artık böyle değil” şeklinde konuşuyor.

beyazperdenin-kara-gunleri-960703-1.
Yapımcı Ersan Çongar

Pandemi ve ekonomik krizin Türkiye sinemasını bir anlamda 90’lı yılların başına geri götürdüğünü söyleyen Çongar, “O yıllarda da lokomotif yabancı filmlerdi. Ancak 90’ların başında Türkiye’de faaliyette olan sinema sayısı 300’ü geçmiyordu. Pandemi öncesi ise bu rakam 2 bin 500’ü aşmıştı. Maalesef kapanan sinema salonları hızla artıyor ve önümüzdeki yıllarda da sinema sayısında daha fazla azalma riski yüksek” ifadelerini kullanıyor. Çongar, 2022 yılının da sinema sektörü açısından zor bir yıl olacağını belirtiyor.

DÜŞERSEK KALKAMAYIZ

Yönetmen Reis Çelik ise sinema salonlarında aşı kartı zorunluluğunun büyük haksızlık yarattığını söylerken, “AVM’lere girişte sadece HES kodu isteniyor ancak sinema salonlarına girerken ayrıca aşı kartı gösterme zorunluluğu var. İnsanlar yemek yenilen alanlarda karşılıklı oturabilirken, havalandırmanın düzenli çalıştığı sinemalar için aşı kartı istenmesi eşitsizlik yaratıyor. Bunun için büyük gişe yapacak önemli ulusal filmler gösterime girmedi. Bu da yerli sinemada büyük bir düşüşe sebep oldu” diye konuşuyor.

beyazperdenin-kara-gunleri-960704-1.
Yönetmen Reis Çelik



90 kuşağı sinemasını bizzat yaşadığını aktaran Çelik, “Eğer yerli sinema sektörü 90’lı yıllara dönerse Türkiye sineması tekrardan toparlanamaz. Mars Grup gibi uluslararası yatırımcılar Türkiye’den elini çekerse maalesef bu ihtimal gerçekleşebilir. Bu nedenle iktidar tarafından yerli sinemada yaşanan sıkıntılar gündeme alınıp, çözüm için bir yol haritası çizilmesi gerekiyor” dedi.

beyazperdenin-kara-gunleri-960705-1.

***

Yerli yüzde 23’e düştü

Film Yönetmenleri Derneği’nin 2021 verilerine göre bu yıl toplam 12 Milyon seyirciye ulaşıldı. Vizyona giren 278 film arasında 201’i yerli 77’si yabancı. İzlenen yabancı film oranı yüzde 77 iken yerli film izlenme oranı ise yalnızca yüzde 23.