Moğollar’ın da şarkısında dediği gibi “bi’ şey yapmalı”. Konserler iptal, eğlence sektörü sezonu erken kapattı. Düzlüğe ne zaman çıkacağız belli değil. O yüzden bir takım fikirleri şimdiden oturup konuşalım

Bi’ şey yapmalı!

BARIŞ AKPOLAT
barisakpolat@gmail.com


Ortam feci. En azından bu taraftan bakınca. Bir yandan konserler sürekli iptal oluyor. Biz olmasın deyince “derdini seveyim” deniyor. Tüm muhabbetler sığ. Sürekli konuşuyoruz ama en az lafı edenler hep sektör içindeki insanlar. Neden? Çünkü işin içinden çıkmaya çalışıyorlar. Bizim işimiz cümle kurmak olabilir ama insanlar sürekli çabalayıp yıllarca çıkış noktası aradılar. İşte o noktaların da biraz tükendiği yerdeyiz sanki.

Bu yazılar, fikirler artık kendi kendimize top çevirdiğimizin göstergesidir çünkü küçük bir zümre dışında kimsenin ne konserle, sanatla müzikle ilgisi var ne de müzikle sanatla besleneni anlıyorlar.

Muse, Skunk Anansie, Joan Baez ve Steve Vai konserleri iptal oldu. İstanbul Caz Festivali’nde pek çok konseri iptal oldu, bir kısmı için açıklanan kadroda eksikler var (tamamı için http://caz.iksv.org/tr adresine bakabilirsiniz.)

Geçen gün bir arkadaşım “En son gittiğiniz konsere sıkı sıkı sarılın çünkü bir süre gittiğiniz en son konser o olacak” demiş. Ne de haklı… Muse son umudumdu açıkçası. Uzun süre “büyük prodüksiyonlu” konser filan izleyemeyeceğiz. Sektör ayakta, herkes sinir küpü ve en kötüsü kimse ne yapacağını, bu cehennemden nasıl çıkacağını tam bilemiyor. Normali de bu. Fikir yürütebiliriz ama tam olacak çıkışı bilmek zaten imkânsız. Sektörün tecrübelileri bir çıkış yolu bulmaya çalışacaktır. Önce grupların açıklamalarına bakalım sonra önerilere geçelim.

Joan Baez’in iptal açıklamasının bazı yerleri doğru olmakla birlikte kullandığı ifadeler talihsizlik. Diyor ki Baez: “Hayatım boyunca savaş bölgelerine, diktatörlükle yönetilen ülkelere ve iç savaşın olduğu yerlere gittim. Bununla birlikte hayatımda Türkiye’de bugünkü belirsizliklerle dolu tehlikenin bir benzerini görmedim. Tanıdığım ve birlikte çalıştığım risk alan aktivistler bile gelmemi uygun bulmuyor. Kendimi ve grup arkadaşlarımı bu tehlikeye sokmak istemiyorum.”

Uzaktan bakınca haklı gibi görünen Baez biraz abartmış. Başkalarına da ben bile gitmiyorsam siz de gitmeyin der gibi bir açıklama yapmış. Talihsiz olmuş.

Skunk Anansie ise “Zorlu PSM’de yapılması planlanan konserimizi son günlerde yaşanan olaylar ışığında gerçekleştiremeyeceğimizi üzülerek bildiriyoruz. Muhteşem ülkenizi son ziyaretimizin üstünden 5 sene geçti. Geri geleceğiz! Kalbimiz sizinle. Sevgi ve müzikle kalın!” açıklamasını yaptı. Ne kadar sade ve mantık çerçevesinde bir açıklama değil mi?

Muse konuyu hafif geçiştirmiş. Çünkü durum: “Türk hayranları gelecekte görmeyi çok istiyoruz / biletler ücretlerini biletix’ten iade alabilirsiniz” cümlesinden daha derin sanki... Bu açıklamaları okuyup binbir cümle düşünürken birden özet niteliğinde bir açıklama düştü. İstanbul Caz Festivali’nin Direktörü Pelin Opçin, Joan Baez’e “Pek tarzım değildir ama yine de yazacağım…” diyerek bir açıklama yazmış.

“Bir savaş alanında yaşıyoruz da bizim mi haberimiz yok? Şimdiye kadar gittiğiniz en kötü şartlardaki ortamlardan daha mı kötü durumdayız? Türkiye’de kendinizi güvensiz hissettiğinizi anlıyorum. Anlamakta güçlük çektiğim şey ise ülkemizdeki durumu savaş alanlarıyla karşılaştırmanız ve iptali ‘öngörülemez tehlike ve kâbus’ gibi acımasız kelimelerle ifade etmeniz… ... Bizi yalnız ve yaşananlardan ötürü cezalandırılmış hissettirdiniz. Üzerimizde pozitif bir etkiniz var lütfen bizi cesaretlendirin. Durumun kötülüğüyle alakalı fikir yürütmelere ihtiyacımız yok çünkü durum sandığınız kadar da kötü değil....”

Pelin gerçekten mevzuyu çok iyi özetlemiş, kelime kelime katılıyorum. Yine de Baez’in yazdıklarını ilerleyen yaşına veriyorum. Buradaki durumu iç savaş yaşanan pek çok ülkeyle kıyaslaması olacak iş değil. Cümleleri iyi seçememiş, biraz da gaza gelmiş.

Pek çok kişi özellikle Muse’u Twitter ve Facebook’tan korkaklıkla suçlayarak müziklerini bir daha dinlemeyeceğini filan söyledi. Saçmalık! Bu kadar büyük gruplar şirket gibi yönetilir. Para basan şirketler... Sadece 3 tane grup üyesi olduğuna bakmayın. Aynı evde 30 kişinin yaşadığı geniş bir aile olarak bakın mevzuya. Kazanılan para ve alınan risk endeksi mantıklı bir noktada durmuyorsa gelmemeyi seçebilirler. Ülkedeki hayran oranını sağlamlaştırmak gibi bir çabası varsa böyle bir riskli durumu fırsata çevirmeyi de düşünebilir gruplar elbette. Bu da politik bir seçimdir, bunu da anlarım. Fakat burada grubu suçlamak düşüncesizlik. Scorpions konserinde bile bir gözüm sürekli kapıdaydı, her hareketlilikte arkama döndüm durdum. Sadece ben de değil, herkeste uzun bir süredir korku, endişe var. Gruplar nasıl korkmasın? Haksızlar mı? Sadece saldırı olarak bakmayalım duruma. Düşünsenize örneğin ‘X’ grup gelmiş konserini vermiş, hayranlar hafif endişeli ama güzel eğlenmiş, grupsa dönmek için havalimanına gidecek ama gidemiyor. Çünkü darbe girişimi yüzünden ülkenin en büyük havalimanında binlerce insan apronda yürüyor ve uçuşlar iptal. Turnesini mi tehlikeye atacak adam? Güvenlik ciddi sıkıntı ve ben şu anda büyük konserlerin devam etmesine biraz temkinli yaklaşıyorum. Hakikaten iş çok tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Sıfır sıkıntıyla atlatılan bir konserde bile bir kişinin -yerli/yersiz- paniği binlerce insanı kontrolden çıkartabilir. Ve ne yazık ki ortam buna çok müsait.

Uzun bir süre büyük konser göremeyeceğiz memlekette. Bu krizler yüzünden konser/eğlence sektörü temmuz ayını kapatmış durumda. Normale dönmesi yeni sezonu bulacaktır. ‘Sektörü bittti’ demek her şeyi kestirip atmak oluyor biraz o yüzden önerilerde bulunmak gerek. Dinleyiciler olarak yapmamız gereken ufak tefek konser varsa gitmek olacaktır. Yerli grupları yüceltmek çok önemli. Krizi bu şekilde fırsata çevirebilir miyiz dersiniz? Geleceğe ve yerli müziğimize destek şart. Güvenliği elden bırakmadan yerli gruplara daha büyük salonlarda daha fazla yer verelim, daha fazla dinleyiciye ulaştıralım. Bakarsınız leş bir noktadan başarıya ulaşırız.