Bıçak kemiğe dayandı

BARIŞ AKPOLAT

En zor yazdığım yazıların böyle can sıkıcı dönemlere denk gelmesi tesadüf değil. Çünkü yazmak istemiyorum. Ağzımda dolu dolu küfürler var olsa da neye küfredeceğimizi bile şaşırdığımız için her şey daha da anlamsızlaşıyor. Müzik desem “Derdini seveyim” diyeceksiniz, “konserler iptal oluyor, en büyük darbeyi işçiler ve sanatçılar” alıyor desen başka dert. Ne denirse desin haklısınız. Sigara almaya Şili’ye filan gidip bir daha dönmemek bile daha mantıklı bir gelecek planı şu anda sanki.

Hayır, politikaya filan girmeyeceğim, anladığım işlerden bahsetmem en doğrusu sanırım.

Ankara’da canlar yandı, İstanbul ve tüm şehirlerde her an her şey olabilir korkusuyla yaşıyoruz. Yakınlarımız “Aman oraya gitme aman buraya gitme” diyerek sürekli telefonda. Herhangi bir Ortadoğu ülkesinden farkımızın kalmadığı şu günlerde birileri para kazanmaya çalışıyor. Sanat yaparak, nota basarak, şarkı söyleyerek, fırçasını tuvale vurarak veya şiir yazarak... Evet, kötü günler sanatçıyı elbet besler, tarih boyunca bu böyle olmuştur. Neil Young, Ohio’yu böyle yazmıştır mesela. Haftaya şarkının hikâyesini detaylı anlatacağım. Aslında bu hafta da anlatırdım ama Onur Akça, Mehmet Fırıl, Can Uzunallı ve Ozan Erkan’dan oluşan bir grup olan ‘13’ün konser tanıtımı dikkatimi çekti. Çaresizlikle yazdıkları her halinden belli olan yazıda bir yandan kararlılık da sezmek mümkün. Üzüntüyse sonsuz.

Noktasına virgülüne dokunmadan: “Karanlık günler yaşıyoruz. Yüzümüz gülmüyor.

Yarın, bir aksilik olmazsa! Kadıköy DorockXL sahnesinde Mart ayının son konserini vereceğiz. Gitaristimiz sevgili Ozan Erkan bizimle son kez sahne alacak. Gelmezseniz yadırgamayız. Gelirseniz her zamanki gibi işimizi yapıyor, evimize ekmek götürüyor olacağız” diyorlar.

Maçlar ertelenmiyor, yemez. Bankalar kapanmıyor, yemez. Hadi borsayı kapat, hiç yemez. Ama konu müzik sanata gelince sesçisi, ışıkçısı, rodisi, mekan güvenliği aç kalabilir pekala, çünkü yas tutmalı müzisyen. Çünkü müzisyen müzikle öfkesini kusup, üzüntüsünü anlatamaz değil mi? Öyle düşünülüyor da aslında değil. Büyük yanlışlardayız. Gündem rezalet ve bırakın konseri biz artık sokağa çıkmaya korkar olduk. Evine ekmek götürmek, hadi şöyle diyeyim, sahneye çıkmak için baget, pena, jak kablosu filan almak zorunda olan müzisyen utana sıkıla “Artık dayanamıyoruz, bu konseri yapmazsak faturalarımızı ödeyemeyeceğiz” diyor. Varın gerisini siz düşünün.