"Biden’ın önünde taklaya hazırlar"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni anayasa tartışmalarından ABD seçimlerine kadar birçok konuda sorularımızı yanıtladı. Anayasa değiştirecek siyasi ve sayısal güç bulunmadığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, milletvekili transferlerinin gündeme gelebileceğini savundu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Ay’a gitme açıklamaları dolayısıyla yurttaşları az da olsa gülümsettiği için teşekkür etti.
Hüseyin ŞİMŞEK
CHP’li Lider Kemal Kılıçdaroğlu’nun, BirGün Ankara temsilcisi Nurcan Gökdemir ve parlamento muhabiri Hüseyin Şimşek’in sorularına verdiği yanıtlar satırbaşlarıyla şöyle:
BIDEN’CI DEĞİL TÜRKİYE’CİYİM
Ben Biden’cı değil, Türkiyeci’yim. Biden’in seçim kampanyasına destek vermek için insan gönderenler bunlar değil mi? Biden’in önünde takla atmaya hazır olanlar da bunlar. ABD’ye gidip farklı konuşup Türkiye’de farklı konuşanlar bunlar. S-400’lerde Girit Modeli diye arayışa giren bunlar. Kim Biden’cı? Biz, Türkiye’nin çıkarlarını savunuyoruz ve her ülkeye saygı gösteriyoruz.
İnsan hakları konusu, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra evrensel soruna dönüştü. Bir yerde insan hakkı ihlali varsa tüm ülkeler konuşur. Bu cümleyi okuyan AK Partililer, bana yine ‘Biden’cı’ diyecekler ama Myanmar’da haksızlık olduğu zaman biz konuştuk mu? Konuştuk ve haklıyız çünkü insan hakkı ihlali konusunda görev üstlenmek zorundadır uluslararası kamuoyu. Kanada’da, Japonya’da, Kore’de insan hakkı ihlali olursa konuşurlar. AİHM denilen bir mahkeme var. Bizim mahkememiz değil. Bir ülkeye ait değil, Avrupa’ya ait. Demek ki insan hakkı ihlali evrensel bir tanımdır. İnsan hakkına saygı duyan her ülkenin bu hakka yönelik bir müdahalede konuşma hakkı vardır.
‘KURUCU’ İFADESİYLE HEDEFLENEN NE?
AKP şu anda Türkiye’yi yönetemiyor. Bu gerçeği herkes biliyor. Giderek derinleşen ve ekonomik buhrana dönüşen sorunların tartışılması istenmiyor. Ortaya belli konular gündem olarak atılıyor. Ayasofya bunlardan birisiydi, Ay’a çıkma tartışmaları, Anayasa tartışması bu nedenle…
Anayasa’yı değiştireceklerini söylüyorlar. MHP ile beraber yapacaklarını söylediler. Oturun bir Anayasa değişikliği yapın bakalım. Meclis orada. Neyi öngörüyorsanız yaparsınız. Biz güçlendirilmiş parlamenter sistem deyince onlar kendilerine göre başka bir şey diyorlar. Üstelik bu Anayasa değişikliği için de “kurucu” ifadesini kullanıyorlar. Geriye dönmek istiyorlar bir anlamda. Ne olursa olsun AKP iktidarı artık Türkiye’yi yönetemiyor. Her alanda ciddi sorunlar var, Türkiye meşgul ediliyor.
HALKIN GÜNDEMİNDE ANAYASA YOK
Vatandaşın Anayasa diye bir gündemi de yok. Sadece belli bir entelektüel kesim bu tartışmanın içinde. Önceki gün Bolu’daydım. Hiçbir esnaf çıkıp da “Anayasa değişikliği” demedi. Bu konu tartışılmıyor. “Neden dükkanım açılmıyor? Ben perde satıyorum, hafta sonu neden kapalıyım?” diye soruyor esnaf. Vatandaşın gündemi ile Saray’ın gündemi çok farklı.
AYDINLARDAN RİCA EDİYORUM
Bu ülkenin bütün aydınlarından bir şey rica ediyorum. “Erdoğan’ın ortaya attığı gündem üzerinde yorum yapmaya bile değmez” derlerse en güzelini yapmış olurlar. Bu konuda bir ajandası bile yok aslında iktidarın. Birisi diyor ki “Şu konuyu söylersen bu konu tartışılır.” Ben Anayasa konusuna da hiç girmedim. Girmek de istemiyorum. “Anayasa yapacağız” diyorsanız MHP ile yan yanasınız demektir, buyurun yapın. Yönetim yeteneğini kaybeden ve dağılan bir siyasi iktidarın bu ülkeye getireceği hiçbir yarar yoktur. Şu ana kadar özellikle, “Şahsım rejimi” diye tanımladığımız süreçten itibaren, tüm yetkilerin Erdoğan’a verildiği tarihten itibaren Türkiye, ekonomik ve siyasal olarak, eğitimde de geriye gitmiştir. O kadar ki Akdeniz’de uluslararası sularda bizim bir gemimizde arama yapılacak. Dört saat Türkiye’de yetkili bulunamayacak. Hiçbir bakanlığın yetkisi yok. Bütün güç bir kişide toplandı. Dışişleri Bakanı, Ekonomi Bakanı… Yok aslında.
LAİKLİK İLKESİ TARTIŞMALARI
Laiklik ilkesinin Anayasa’dan çıkartılacağını tahmin etmiyorum. Bu, Erdoğan ya da Devlet Bahçeli tarafından dillendirilmiş değil. Önemli olan bunun onlar tarafından dillendirilmesi. İkisi “Anayasa değişikliği gerekiyor” diyorlar, otursunlar yapsınlar. Daha önceki değişiklikleri kendi partilerinin mutfağında yapmadılar mı, yaptılar. Şimdi bunu parlamentodan geçirecek çoğunlukları yok. Ne yapacaklar? Belki daha sonra milletvekili transferi yapmayı düşünebilirler. Ahlakını yitirmiş bir anlayış, bu tür ahlaksızlıklara da başvurabilir.
YAPTIĞI HER HAMLE KOLTUK İÇİN
Erdoğan, artık Türkiye’yi yönetemiyor. Acaba yerimi nasıl korurum, arayışı içinde. Aslında nasıl yerimde kalırım, öyle düzenlemeler yapayım ki seçim sonucunda ben yerimde kalabileyim, koltuğumu koruyabileyim, düşüncesi tam olarak. Makam hırsına kapılan ve makamını korumak için çaba harcayanlar, ülkenin sorunlarını zaten görmezler. Erdoğan, makam hırsı içerisinde bir sürü değişiklikler, bir sürü düzenlemeler yapıyor, yapmak isteyebilir, bunlardan bazıları anayasa çerçevesinde bazıları siyasi partiler, bazıları başka çerçevede olabilir ama Erdoğan’ın bu saatten sonra Türkiye’ye verebileceği hiçbir şeyi yok. Ne yaparsa yapsın. Erken seçim de konuşuluyor. Erdoğan, kazanabileceğini düşünse derhal seçim yapar.
Seçim konusunda biz de çalışıyoruz. Erdoğan çalışıyor ama biz duruyor değiliz. İstanbul’da bazı hakimler değiştirildi zaten biz onları yakından izliyoruz. Bir seçim hazırlığı düşünebilirler ama şu aşamada bir seçimin artı getirmeyeceğini Erdoğan da biliyor.
AKP’LİLER DE BENİ DİNLİYOR
Erdoğan, bana yanıt vermek için grup toplantılarını artık salı değil çarşamba yapıyor. Türkiye’nin artık AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın savunmada olduğunu görmesi gerekiyor. Erdoğan’ın doğrudan doğruya hedef aldığı ve en büyük rahatsızlık duyduğu kişi de benim. Neden? Çünkü doğruları söylüyoruz. Erdoğan bunlardan müthiş rahatsız oluyor. Rahatsızlığının temel sebebi de özellikle AK Partililerin de beni dinliyor olması. Bu nedenle, “Acaba Kılıçdaroğlu’nu nasıl sustururum” diyerek kara kara düşünüyor. Bazı televizyon kanallarına telefon edilerek “CHP Genel Başkanı, Salı konuşmasını yaptığında şu kadar dakika vereceksiniz ve sonrasında keseceksiniz” diye talimat verildiğini de gayet iyi biliyoruz. Bunu televizyon kanalları bize söylüyor, “Baskı altındayız ve başka seçeneğimiz yok” diyorlar. ‘Korkunun ecele faydası yoktur’ diye güzel bir sözümüz var.
GİTMESİNİ BİLECEKSİNİZ
Demokrasiye inanıyorsanız, gelmesini bildiğiniz gibi gitmesini de bileceksiniz. Halkın oyları ile nasıl geldiyseniz, halkın oyları ile de gitmesini bileceksiniz. Halk sizi getirdi iktidar yaptı, 19 yıldır iktidardasınız. Zaten Türkiye’nin hiçbir sorununu çözemediniz. Seçim yasasında değişiklik düşünebilirler, Anayasa’da değişiklik düşünebilirler, başka yasalarda değişiklik düşünebilirler. Kendi konumlarını güvence altına almak isteyebilirler. Belki Erdoğan Anayasa değişikliği ile şöyle bir hedef de önüne koymuş olabilir, “Cumhurbaşkanlarının malvarlıkları hiç kimse tarafından araştırılamaz” diye. Kendi geleceğini güvence altına almak için buna benzer düzenlemeler de yapmak isteyebilir.
MİLLET İTTİFAKINA GÜCÜ YETMEZ
Erdoğan’ın bütün hedefi ittifakı dağıtmak. En büyük arzusu o ama ittifak oluşturan siyasi partilerin çağdaş anlamda dünyaya bakışları var. Demokrasiyi bu ülkeye getirmek istiyoruz. Farklı düşüncelerdeki siyasi partileriz ama görevimiz, demokrasi zemininde yaşamak.
Erdoğan’ın bana ilişkin sözlerine gülüyorum. Erdoğan, kontrolünü kaybetmiş vaziyette. Benzemezleri bir arada tuttuğumu söylüyor. “Birbirine benzemez” dediği partileriz, doğru ama hepimizin ortak hedefi var o da demokrasi. Erdoğan’ın kafasında demokrasi olmadığı için bizim de kafamızda yok sanıyor ve bir araya gelmemize şaşırıyor.
UZAY HİKAYESİ KOMEDİ UNSURU
En sonunda da Ay’a gidiyoruz masalı ile geldiler. Ay’a gidiyorlarsa gitsinler. Ay’a gidiyoruz dediler de biz karşı mı çıktık? Çıksınlar Ay’a… Arada bir vatandaşın gülümsemesi lazım. Bu gülümsemeye katkı sunduğu için de teşekkür edelim.